Kutlama Yemeği 2

481 46 90
                                    



Linoyla kutlamanın olacağı mekana gittiğimizde geç kaldığımız için jeongin bize trip atmıştı. en özel gününde bizi onu yalnız bırakmakla suçlamıştı ama nikah zamanındaki özenli kıyafet ve saçlarımızın yerini dağınıklığa bıraktığını farkedince hınzır bir gülümsemeyle bize bakıp acil durum olduğu için sizi affettim demişti.

Arabada gelirken üstümüzü başımızı ne kadar düzeltmeye çalışsakta dağınık görünüyorduk. Sevişirken makyajım ve üstündeki bütün taşlar dağılmıştı o yüzden arabadaki ıslak mendille tüm makyajımı silip öyle mekana girmiştim.

Gelmenizi bekledikleri için kutlama yemeğine başlamamışlardı ve acıktıkları için gergin ve huzursuzlardı.

" alt tarafı bir saat geciktik abartmayın" Lino yanındaki sandalyede söylenenleri umursamadan önündeki yemekten bir ısırık aldı. İkimizde çok acıkmıştık onlar hala söylenmeye devam ederken birbirimizin tabağına yiyecekler koyup iştahla yiyorduk.

" bir saat yirmi altı dakika" Changbin elindeki çatalı bize doğru doğrulttu.

" yuh dakikaları mı saydın?" Ağzım dolu dolu şokla sormuştum.

" neden bizi bu kadar beklediniz yeseydiniz" Lino çatalındaki mezeyi bana doğru uzatarak yedirirken sordu.

" dediği şeye bak insan bir teşekkür eder" changbinin dedikleriyle Jisung da onu onaylarcasına kafasını salladı.

Lino bana uzattığı mezeden kendisi de yedi ve ikimizin tabağına yaklaştırdı.
" beklemenizi ben söylemedim söyleseydim teşekkür de ederdim"

Hepsi gözlerini devirdiklerinde kıkırdadım ama bakışları bana dönünce kafamı eğip yemeğime döndüm.

" jeongin sizsiz başlamak istemedi o yüzden bekledik. aslında sizi çok aradık ama hiçbirine dönmediniz" hyunjin hyungumun açıklamasıyla Linoyla göz göze geldik. Sevişirken o kadar kendimizden geçmiştikki hiç telefon sesi duymamıştık.

" duymadık uzatmayın" uyarırcasına hepsinde gezdirdi gözlerini.
Çatalındaki eti bana uzattığında ağzımı açıp yedim. Kendisi yerken arada çok beğendiklerini bana da yediriyordu.

" çöreğim de çok aç" jeongin elindeki çatalı bırakıp imayla hyunguma baktı.

Lino ve Changbin çöreğin kim olduğunu bilmedikleri için anlamsız bakışlarını ona gönderdiler.

" çörek kim? hayvan mı sahiplendin?" Changbin merakla sorduğunda jeongin umursamadan yemek yiyen hyunguma dirseğiyle vurdu "çöreğimiz aç diyorum babası" Hyungum elindeki kaşığı bırakıp sabır dilenircesine baktı " yemek yesin o zaman"

Jeongin kollarını göğsünde birleştirip "çöreğimizin şu an eli kolu yok nasıl yesin" ağzını aralayarak gözleriyle yemekleri gösterdiğinde hyugum yeni anlamış gibi 'haaa' dedi ve Jeongine yemek yedirmeye başladı.

Jisung gülerek Changbin ve Linoya baktı.
" çörek sizin müstakbel yeğeniniz"

İkiside jeongine aptalsın bakışları attıklarında onlara dil çıkardı.

" cinsiyeti ne zaman belli olacak?" Merakla sorduğumda Jisung da heyecanla jeongine baktı.

" yarın ilk defa kontrole gideceğiz hemen belli olmaz" hyungumun ağzına doldurduğu yemekleri çiğnemeye başladı.

" kız erkek farketmez sağlıkla gelsin yeter" Hyungum jeonginin yanaklarını okşayarak gülümsedi.

Gülümseyerek lafa atladım " yalan söylüyor hep bir kızı olsun istiyordu" Hyungum kötü bakışlarını bana gönderdiğinde omuz silktim.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin