Welled

595 56 7
                                    

"Felix aman tanrım sensin. Bu beylere Welled bölgesinden geldiğimi anlatmaya çalışmaktan dilimde tüy bitti" hyunjin hyungun bana doğru yaklaşıp büyük mimiklerle söyledikleriyle kafasında bir plan yaptığını anladım.

Bana yaklaşmaması için Changbin hemen kolundan tutup geriye çekti .
Lino bana doğru gelip " ismini biliyor nerden tanışıyorsunuz siz bu yabancı adamla?" dedi.

Hyungumu elleri bağlı karşımda görmeyi beklemesemde toparlanmam ve aklında ne kurduysa ona uymam gerekiyordu. Kafamı salladım.

" evet tanışıyoruz tarafsız Welled bölgesinden. Choi teyze beni buraya çağırmadan önce orada yaşadığımı biliyorsunuz zaten."

Hyunjin hyungum hemen atladı "evet oradan üniversite arkadaşıyız"
Harika ruh eşime söylediğim yalanlara bir yenisi daha eklenmişti.

" yani bu adam tarafsız Welled bölgesinden diyorsunuz" Lino'nun gözleri ikimiz arasında gidip geldi.

" evet okuldan çok yakın arkadaşımdı ne zamandır görüşmüyorduk böyle eli bağlı görünce şaşırdım"

Kafasını sallayıp keskin gözlerle Hyunjin hyunguma döndü.

" peki sürümüzün etrafında ne işin vardı?" Lino için benim tanıdığım olmasının bir önemi yoktu.

Onlar konuşurken hyunguma yaklaştım ellerini çok sıkı sarmışlardı çözmek için hamle yaptığımda Lino kolumdan tuttu.

" ne yapıyorsun?"

" çok sıkı bağlamışsınız kolları yara olmuştur."

" o bir tutsak tabi ellerini sıkıca bağlamamız lazımdı"

" tamam işte her şey öğrenildiğine göre ben de şimdi açıyorum" ani bir hamleyle yeniden açmak istediğimde hızla kollarımı tuttu.

" Felix senin arkadaşın olması hiçbir şeyi değiştirmez. Sürünün etrafında neden dolaştığını bile hala açıklamadı." son cümlesini kızgınlıkla hyunguma bakarak söyledi.

" Welled ve Knowed bölgesinin arasında Knowed'e yakın bir kamp alanı var biliyorsunuz" hepsi kafalarını salladı.
" oraya kamp yapmaya gitmiştim arabamla dönüşte yola çıkmaya karar verdiğimde benzinimin kalmadığını gördüm. benzin bulmak için Knowed sürü sınırına kadar gelmişim farkında olmayarak"

" bu da seni bulduğumuzda neden elinde benzin bidonu olduğunu açıklıyor. sürüye zarar vermeye gelen bir deli olduğunu düşünmüştük" dedi Changbin gülerek.

" ben hala öyle düşünüyorum " Lino sert bakışlarını hyungumun üstünden çekmiyordu.

Linoya bir dirsek atıp kendimden uzaklaştırdım hyungumun ellerini çözmeye başladım.

Lino changbine yaklaşıp fısır fısır bir şeyler konuşuyordu. Hyungumun gözlerinin içine bakıp iyi olup olmadığından emin olmak istedim. Endişelendiğimi farketmiş olacakki bana büyük bir gülümseme verdi.

Lino hemen yanıma gelip beni diğer tarafına aldı " tamam sorununu öğrendiğimize göre bir bidon benzin verip gönderelim Changbin ilgilen arkadaşla"

Kenarda en başından beri bizi izleyen Jisung ve IN bana yaklaştılar.

" kıskandı kız bu seni" dedi IN koluma vurarak.

Linonun önüne geçtim. " saçmalama istersen. arkadaşımla uzun zamandır görüşmemiştik hem de yol yorgunudur öylece kamp alanına mı göndereceğiz?"

" ne yapacağız peki nikahıma mı alayım felix"

" birini evine aldın diye nikahına almak zorunda değilsin"

" öyle mi" gülümseyip bana yaklaştı " en son birini evime misafir aldığımda nikahıma aldım" gülerek göz devirdim.

" ayy flört ediyorlar resmen" IN çığlık atarak jisungun koluna vuruyordu.

" hyunjin bize gidelim hem biraz dinlenirsin " ondan habersiz teklifimle Lino sıkıntılı bir nefes verdi " ismi de hyunjinmiş amınakoduğum" dedi fısıldayarak. Hyungumu sevmemişti ama yanımda ona küfür etmesi sinirlerimi bozmuştu.

" Lino-şi bugün koltukta yatıyorsun"

"Ohooo ilk günden koltuk cezası" dedi Changbin gülerek.

" bu adam yüzünden kocanı yataktan mı atıyorsun Lixie"

" hayır hyunjin için değil küfür ettiğin için"

" yaa sen onu duymuş muydun" dedi kafasını kaşıyarak.

" kocam derken?" Hyunjin hyungum evleneceğimizi biliyordu ama hemen evlendiğimizden haberi yoktu. bu birkaç gün haberleşememiştik.

Lino ellerimizi sımsıkı birleştirerek " kocasıyım" dedi. Hyunjin hyungum şokla ellerimize bakıyordu.

" hyunjin biliyorsun ki uzun zamandır görüşmüyoruz Lee know bana evlilik teklifi etti ertesi günü hemen evlendik biraz hızlı bir evlilikti" okul arkadaşı olduğumuzu söylediğim için sadece ismiyle hitap ediyordum.

" ruh eşiyiz" Lino bileğimden tutup ruh eşi izlerimizi de hyunguma gösterdi neden her şeyi bu kadar göstermek istiyordu anlamıyordum.

" açsındır eve gidelim bir şeyler hazırlayayım sana"

" Gyuri teyze açıktır şimdi oraya gidelim beraber bir şeyler yiyelim hazırlamana gerek yok felix" jisungun dedikleriyle Gyuri teyze kim bakışları attım.

" iştahının olmadığı akşam gömdüğün yemekleri satan dükkanın sahibi"

" her lokmamı böyle sayacak mısın Lino-şi" dedim samimiyetsiz bir gülüşle.

" siz önden gidin ben ve changbinin halletmesi gereken bir konu var hemen geliyoruz" zaten hyungumla olan açıklamamızdan beri sürekli Lino ve Changbin bakışıyordu. ne hyungumun dediklerine ne de bana inanmadıkları belliydi kafalarında hala şüphe tohumları vardı.

Lino ve Changbini arkamızda bırakıp ilerlemeye başladık. Hyungumun koluna girip IN ve Jisungla beraber yemek yiyeceğimiz mekana doğru yürüyorduk.

Yürürken IN ve jisungun şakalaşmaya daldığı bir anda hemen hyunguma fısıldadım.

" senden şüpheleniyorlar kesin kamp alanına gidecekler doğru söyleyip söylemediğini anlamak için"

" sen merak etme küçük prensim hyungun planına sadık kalarak her şeyi halletti. Sence ben bu kadar dikkatsiz bir şekilde yakalanır mıydım?" göz kırptı

" ne yani hepsi planının bir parçası mıydı?"

Kafasını sallamasıyla içim rahatladı yanımızdakileri şüphelendirmemek için konuşmayı kesip onların şakalarına katıldım.

...

İşten geç ve yorgun çıktığım için bölümler geç saatlerde geliyor.
Bu hafta bittiğinde daha rahat kafayla bölümleri yazabileceğim umarım.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin