Final

540 40 88
                                    


" Lino, sullyoon'u da al gel buraya. Mama yemesi gerekiyor."
Altı aylık küçük kızımızı, kocam evin içinde oradan oraya uçuşurken uyardım.

" ben kızımın mamasını sen duştayken yedirmiştim." Beni umursamadan evin içinde minik bebeğimizin kahkahalarıyla koşuşturmaya devam ettiğinde mutfağa gittim ve dediği gibi mama sandalyesindeki bitmiş mamayı gördüm.

Gülümseyerek mutfaktan çıkıp onlara doğru ilerledim. Lino beni farkettiğinde sullyoonu'u bana doğru uçurarak yanıma geldi. Bebeğimin minik yanaklarına öpücükler kondurup linonunda dudağına öpücük verdim.

" siz bensiz mi eğleniyorsunuz?" Kollarımı göğsümde bağlayarak ikisine trip attığımda Lino gülerek elini belime attı ve şakaklarımdan öptü.

Göğsündeki sullyoonu pışpışlayarak gülümsedi. " minik sulyoonie oyun oynamadan duramıyor"

" bugün sürü işleri için gidecek misin?"  Kafasını iki yana salladı.

" Changbin bugünün tüm işlerini halletti. Bir sorun çıkmazsa bugün tüm gün bebeklerimleyim" bir koluyla belimi sarmış diğeriylede kızımızı tutuyordu.

Sürü liderliğine Changbinle yapma şartıyla yeniden başlamıştı. Böylece iş yükü azalmış Changbinle beraber çok yoğun olmadan sürüyle ilgileniyorlardı. Harewell sürü liderliğine de hyunjin hyungum geçmiş ve jeonginle oradaki ailemin sürü evine taşınmışlardı.

" Linom, Jeongin bugün bizi akşam yemeğine davet etti. Changbinler de gelecek"

" sen sullyoonu al ben de gidip duş alayım" sullyoonu kucağıma verdiğinde minik bebeğimin kollarını onu tekrar alması için babasına uzatmasıyla kaşlarımı çattım.

Lino kendisine gelmek isteyen miniğin başına küçük bir öpücük kondurarak
" merak etme hemen döneceğim lixi üzme" dedi ve uzaklaştı.

Lino merdivenlerden çıkıp gözden kayboluncaya kadar bebeğimiz ona baktı. Linonun gittiğini anlayınca bana dönerek gülümsedi. " hiç öyle gülme sullyoonie. Lino buradayken gözün beni görmüyor"

Bana anlamsız bakışlar attığında dayanamayarak küçük burnunu öptüm.
Koltuğa oturduğumda göğsüme yatırarak uyuması için pışpışladım. Feromonlarımı çok sevdiği için fazlaca yaydığımda göğsümdeki ellerini tişörtüme sardı ve esnedi.

" minik bebeğim benim" mırıldanıp ellerimi sırtında gezdirdim.

Bebeğimin düzenli nefes alış verişleriyle uyuduğunu anlamış, yavaşça yerimden doğrulmuştum. Dikkatli adımlarla merdivenlerden çıkıp odamızın yanındaki bebek odasına ilerledim.

Kızımı beşiğine bırakırken minik elleri tişörtümü sıkı sıkı tuttuğu için tişörtüm kaymıştı. Dikkatlice yatağa bıraktığımda minik ellerini üstümden çekip tişörtümü düzelttim ve üstüne battaniye attım. Bebek telsizini kontrol edip yavaşça odadan çıktım.

Hızlı adımlarla su sesi gelen banyoya ilerledim ve kapıyı açıp içeri girdim. Kapı sesiyle Lino duşakabinin camını açıp gülümseyerek bana baktı.

" suyun altında oyalanıyordum ne zamandır gelmeni bekliyorum" bana gelmemi söylemese de bakışlarından anlayıp gelmiştim.

" sullyoonu anca uyuttum"  üstümdekilerden bir bir kurtulup yanına adımladım " daha yeni duş almıştım"

" sen düzgün alamamışsındır gel de kocan seni güzelce yıkasın"
Yavaşça yanına gidip duşun altına girerek saçlarımı ıslattım.

Saçları alnına yapışmış Lino, saçları yüzünden kaybolan görüş açısını düzeltmek için eliyle saçını geriye taradı.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin