Omega

749 74 3
                                    



Ertesi gün sabah kalktığımda evdeki yardımcılar kahvaltıyı hazırlamışlardı. Hyungum ve Seungmin ortalıkta görünmüyorlardı.

Onları beklemeden hazır masaya oturup tabağımı doldurmaya başladım ama iştahım hiç yoktu. Zaman geçirmek için tabağıma yiyecekleri doldurup uzun uzun onlara bakıyordum.

" bakıyorumda Knowed'e gittiğinden beri görgü kurallarını kaybetmişsin küçük kardeşim"

"Günaydın"
Seungmin, hyungumun aksine selam vererek oturdu.

" aramızda öyle bir ilişki yok. sen sadece kan bağım olduğu için aynı ortamda olduğum birisisin" yüzümü ekşitmiştim.

Dediklerim onu güldürmüştü " ne kadar bu kelimeleri kullansan da senin için hala önemli olduğumu biliyorum" arkamdan dolaşıp iki elini omuzlarıma koydu " biz birbirimizden ayrılamayız" yanağıma ufak bir öpücük kondurdu.

Kaşlarımı çatıp onu üstümden ittirdim
" başına bir şey geldiğinde kıçına bir tekme atan da ben olacağım"

Seungmin baştan beri onu görmezden geldiğim için sessizce yemeğiyle oynayıp göz ucuyla bize bakıyordu.

Hyungum dediklerimi umursamadan gülerek saçlarımı karıştırıp masaya oturdu ve elini cebine atıp telefonunu çıkardı " hyunjini kaç kere aradım hep beni meşgule attı dün konuştuğumuzdan beri telefonlarımı açmıyor" dedi.

Tabağımdaki dalgın bakışlarımı kaldırdım hyungumun başına bir şey mi gelmişti.

" başına bir şey gelmiş olmasın"

" bende ondan korkuyorum. Knowed bölgesindekiler onu nasıl içlerine aldılar ve orada ne yapıyor bunları hala bilmiyorum " benden laf almaya çalışıyordu ama düşününce hyunjin benim arkadaşım olarak birkaç günlüğüne oradaydı şimdi ben yokken onun başına bir şey gelmiş olabilirdi.

Lino hyunjine zarar verebilir miydi?

" aslında ona her şeyi anlatmışsan yolda olması gerekirdi"

" bölgeler arası araç sahiplerine haber saldım onu görmüş olsalardı bana haber vermeleri gerekiyordu" gözlerimi devirdim beni de böyle bulmuştu.

" bu çok tuhaf hyunjin neden seninle gelmedi" sessiz olan Seungminin sorusuyla hyunguma döndüm. Onu bu işlerden uzak tutmak istiyordu ama bu bilgiyi bence verebilirdi her zaman doğruları söylemek daha iyiydi.

Hyunguma imayla baktım ağzımı oynatarak 'söylemelisin' dedim.

Seungminin ellerini kendi ellerinin arasına alıp " sana anlatmadığım şeyler var hyunjin aslında felixi bulmak için gitmedi" şaşkınlıkla benim tarafıma döndü doğru mu anladım anlamında bana bakmasıyla kafamı sallayıp daha fazla göz teması kurmadım.

" aslında sürüden kaçtı ve biliyorsun ki ihanetin cezası ölüm o yüzden sürüdekilerin bilmemesi gerekiyor"

Bakışlarım duvarda söze atladım
" endişelenme diye sana söylemedi ama bence bilmen gerekiyordu sonradan öğrenmen sizin için daha kötü olurdu" daha fazla o ortamda bulunmak istemediğim için oturma odasına geçtim.

Kendimi koltuklardan birine attığımda ellerimle yüzümü sıvazladım. Linoyu terkettiğimden beri kurdum bana küsmüştü. O kadar sessizdi ki sanki bedenimi terketmişti ama biliyordum yanımdaydı. Onun için ne kadar zorsa benim için daha da zordu beni de anlaması gerekiyordu.

Birden kapıya art arda sertçe vurulmasıyla daldığım düşüncelerimden sıçrayarak uyandım. Hyungum ve Seungmin hızla mutfaktan çıktılar.

" kapıdaki adamlarım nerede kim böyle kapımı çalabilir" sinirle kapıyı açmak için ilerledi.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin