Gece yarısı jisungu uğurladıktan sonra gözüme uyku girmemişti. Aklımdaki yapboz parçaları bir türlü birbirine uymuyordu.
Sabaha karşı gözlerimin kendi kendine kapanmasıyla koltuğun üstünde uyumuştum. Ne kadar süre daldığımı bilmiyordumki kapı zili kulaklarımda yankılandı.
Yerimde doğrulup yüzümü sıvazladım kapıya doğru yürüyerek. Kapı deliğinden baktığımda Lee Know'u gördüm. Kapıyı açtığımda bitkin ve yorgun bir bakış attı. Sanırım dün gece tek uyumayan ben değildim.
Benim uyuyamama nedenim belliydi peki ya Lee Know'un?
"Merhaba"
dememle yorgun bir gülümseme verip "merhaba " dedi. Bir sorun var gibiydi.
"İyi misin?"
Samimiyetten uzak büyük bir kahkaha patlattı. "Bunu benim sormam gerekirdi. Asıl sen iyi misin?""Sormadım say" diyip hızla içeri geçtim.
O da hemen içeri girip üst kat merdivenlerine yöneldi.
Yeni uyandığım için giriş kattaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Acıkmıştım ve bir şeyler hazırlamak istiyordum. Tereddütle merdivenlere baktım acaba bir sorun olur muydu? Bu evde onun yanındaysam tabiki mutfağını kullanabilirdim bence.
Mutfağa girdiğimde buzdolabını açtım kahvaltılıkları çıkardım ve mutfaktaki ikili masaya bıraktım. Omlet yapmak için yumurtaları çırptıktan sonra tava aradım. Dolapları açtığımda farkettim ki çoğu eşya daha poşetlerinde hiç açılmamış. Genel olarak kullanacağım tüm mutfak malzemelerini poşetinden çıkarıp yıkadıktan sonra kullandım.
"Hey Felix bi-" le Know'un birden mutfağa dalmasıyla yerimden sıçradım.
Sözünü yarıda kesip kahvaltı sofrasına baktı."Acıkmıştım kendime hazırlarken sana da hazırladım. Kahvaltı etmiş miydin?"
"Hayır yapmamıştım. Yavaştan alışmak gerekir" son cümlesini daha kısık sesle söylemişti.
"Ha anlamadım"
"Yok bir şey. Kahvaltıdan sonra seninle konuşmak istediğim bir konu var"
Başımı salladım ve hemen bir sandalyeye oturdum o da karşıma oturdu. Sessizce kahvaltımızı yaptık.
"Dün Jisung senin yanında mıydı?"
Birden konuşmaya girmesini beklemiyordum."Evet gece yarısı geldi yarım saat durup gitti" kafasını salladı.
"Ne söyledi sana yani gece yarısı yanına gelecek kadar önemli ne olmuş olabilir?"
Jisungun dün gece yaptığı itiraf dün geceden beri aklımdan çıkmıyordu. Ama bunun önemi neydi neden gizliydi bunları bilmiyordum. Kendisi Lee Know'a söyleyemiyorsa demekki ciddi bir şeydi o zaman bu sorumluluğu ben almak istemiyordum en azından bir şeylerden emin olana kadar.
"Changbinin yaptığının çok kötü olduğunu söyledi ve biraz beni teselli etti"
"Seni teselli etti öyle mi?" Alttan bir gülümseme sundu. Bu sana inanmadım gülüşüydü.
Umursamadım omuz silkmekle yetindim.
"Seninle konuşmak istediğim konu bu değildi" yerdeki bakışlarımı gözlerine diktim. Başka ne konuşacaktı benimle.
Sıkıntılı bir nefes verdi. " biliyorsun ki biz ruh eşi çıktık. Artık birbirimizden başkasıyla olamayız. Sürü lideri olduğum için çok baskı yapıyorlar evlenmem için"
Konunun nereye gideceğini anladığım için elimi kaldırdım susması için "sen ciddi misin? Gerçekten bu konuşmayı mı yapıyorsun şu an karşımda?"
" ruh eşi olduğumuz için her türlü evlenip mühürleneceğiz uzatmanın anlamı yok. Bir sürü liderinin eşinin olması gerekir."
Düşününce beni buraya köstebek olarak göndermişlerdi ona ne kadar yakın olsam iyiydi ama eşi olarak bunu gerçekleştirmek istemiyordum. Çünkü bundan en fazla zararı ben alırdım.
" bana biraz zaman ver"
Kafasını salladı "seni zorlamayacağım iyice düşünüp kararını ver. Ben akşama kadar dışarda olacağım bu zamanını iyi kullan." Ceketini askılıktan alıp dışarı çıktı.
...
Lee Know gittiğinden beri düşünüyordum bu sorunlu evliliğin altına girmek istemiyordum ama eve de geri dönemiyordum.
Chan hyungumu arayacaktım. Durumu anlatacak ve o geri dön derse arkama bakmadan geri eve dönecektim.
Telefonu açtığında kalabalık bir ortamdaydı sanırım arkada çok ses vardı.
"Chan hyung"
"Alo Felix sesini duyamıyorum bekle bir dakika" daha sakin bir yere geçmişti.
"Alo Felix duyuyor musun?"
"Evet Chan hyung nasılsın"
"İyiyim sen nasılsın"
"İyiyim bende müsait misin?"
" ne oldu yakalandın mı yoksa?"
"Hayır öyle bir şey değil. Nasıl anlatsam bilmiyorum"
Derin bir nefes aldım çok detay vermeden her şeyi baştan anlatmaya karar verdim.
"Abi buraya geldiğim ilk gün Lee Knowla ruh eşi olduğumu öğrendim"
"Yuh amınakoyim" dedi kahkaha atarak gözlerimi devirdim.
"Abi kesme sözümü daha bitmedi"
"Daha ne olmuş olabilir ki?" İyiki sözümü kesme demiştim.
"Bugün Lee Know evlenmek istediğini söyledi" bu sefer abimin bir şey demesini bekledim. Bir şey demedi.
"Evlenmek istemiyorum"
" aptallık etme Felix. Bu fırsatı elinin tersiyle itme ve beni bir kere de şaşırtıp bu işi başar" gözlerim doldu ağlamamak için kendimi sıktım.
" tamam hyung Seungmin'e selam söyle görüşürüz" hemen kapattım. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
Bir ümitle hyungumu aramıştım bu sefer yanımda olur ve beni eve geri çağırır diye ama hiç şaşırtmadı. Kimden neyi bekliyorsam. Bendeki aptallık kimsede yoktu.
Vermek zorunda olduğum kararlardan her zaman uyuyarak kaçardım. Kendimi üçlü koltuğa atıp gözlerimi kapattım uyumak en iyisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mole (minlix)
FanfictionLee Know'un sürüsüne köstebek olarak gönderilen Felix'in hikayesi (Yetişkin İçerik ❗️)