Kaçırma

626 53 44
                                    


Nefes nefese Linonun dudaklarından ayrıldığımda bana kısılan gözleriyle gülümseyerek bakıyordu. Bir eliyle de usul usul belimi yumuşak hareketlerle okşuyordu.

Yüzü yine bana yaklaşmaya başlayınca heyecanlanıp gözlerimi kapattım. Az önce öpüşmemize rağmen hala heyecanımı atamamıştım. Nefesi yüzüme vurduğunda bana yaklaştığını hissetmiştim ve istemsizce dudaklarımı büzüp bekledim.

Dudaklarımın üstünde beklediğim dudakları yanaklarımda tam da çillerimin üstünde hissetmemle gözlerimi açtım. Derin bakışlarıyla gözlerimin içine bakarak küçük küçük çillerimin üstünden öpüyordu.

Dudaklarımı büzerek onu beklemem utancını saymazsak çillerimden öpmesi kalbimi pır pır etmişti.

Dudaklarını çillerimin üstünden çekerken  dudaklarımı elinin işaret ve orta parmakları arasında sıkıştırıp gülümsemişti.

" Ahh Lixie... aniden öptüğüm için üzgün olduğumu söyleyecektim ama seninde keyfin yerinde gibi" göz kırpıp dudaklarımı serbest bırakmıştı.

" hiç de bile" kaşlarımı çatıp ellerim bellerimde ayağa kalktım. Konunun değişmesi için " hyungumun yanında nasıl böyle bir şey yaparsın" diye sordum.

" hyunguna gözünü kapatmasını söylemiştim" umursamazca söyledikleriyle gözlerimi irice açtım.

" onu ağzın ağzımdayken söyledim desene" umursamaz bakışları yerini yavaşça büyüyen bir sırıtmaya bırakmıştı.

" ne sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi?" Ellerimin hala belimde olduğunu farkedince hemen mahalle karısı halimden sıyrılıp göğsümde kavuşturdum.

" inşallah hep böyle birbirimizin ağzı-" konuşmanın nereye gideceğini anlayıp elimle ağzını kapattım.

"Sakın tek kelime daha etme" diyip elimle ağzını kapattığımda bana irice bakan gözleriyle göz göze geldim.

"Noyo ononor moson" elimin altından boğuk bir şekilde konuşmasıyla kıkırdadım.

" böyle çok komiksin Lino-şi"

Bana kısılan güzel gözleriyle gülümseyip diliyle elimi yalamaya başladı. Islaklıkla elimi hemen çekip silmek için üstüme sürdüm. Gözlerimin içine bakarak dudaklarını yaladı " küçük patilerin de en az dudakların kadar tatlıymış"

" jeonginlere baksam iyi olacak" utançla arkamı dönüp mutfağı terketmek istedim.

"Utangaç civciv"

Adımlarım durdu arkamı dönüp tehditkarca işaret parmağımı Linoya salladım. " bana sakın bir daha civciv deme" hızla salona geçtim.

Linonun peşimden takip etmesiyle salona girdiğimizde changbinin pencerenin önünde volta atarak telefonla konuştuğunu, Hyungum ve jeonginin de koltuklarda yan yana dizilerek gerginlikle changbini izlediklerini gördük.

Lino kaç göz hareketiyle kiminle konuştuğunu sorduğunda " Jisung" cevabını aldık. Uzun zamandır onu görmüyordum ve en son onunla kötü ayrılmıştık. Changbin de ailesinin onların görüşmelerine izin vermediğini söylemişti.

Hepimiz sessiz bir şekilde changbinin telefonla konuşmasını bekliyorduk. Salon sessiz olmasına rağmen fısıltıyla konuştuğu için ne konuştuğu anlaşılmıyordu.

"KAHRETSİN! Jisungum sen sakin ol hazırlan ben seni almaya geleceğim" aniden yükselerek konuşmasıyla daldığım koltukta irkildim. Linonun bakışları iyi olup olmadığımı kontrol etmek için beni bulduğunda sorun yok anlamında kafamı salladım.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin