Uyuyan güzel

759 63 19
                                    



Gözlerimi açmaya çalışırken kulağıma boğuk boğuk sesler geliyordu. Burnumda buram buram Linonun kokusu vardı sanırım yatak odamızdaydım. Gözlerimi açmak istiyordum ama bir ağırlık çökmüş gibiydi. Oda o kadar gürültülüydü ki anladığım kadarıyla Lino birine kızıyordu.

"sana demedim mi burada beni bekle amınakoyim ben senin Changbin" sesi kızgın geliyordu.

" ben nerden bilebilirdim Chanın bu kadar cesaretli olacağını. Eşi hamile olmasına rağmen hiç umursamadan kaçmayı başarabildi" Changbin şaşkınlıkla konuştu.

" şimdi de ona hayranlık mı duyuyorsun" odada adım sesleri geliyordu ama gözlerimi açamıyordum.

Changbinin derin oflama sesini duydum
" her türlü yakalanacak ya Harewelldekiler ya da biz tarafından nereye kadar kaçabilecek" kendilerinin yakalayacağından emin gibi konuşuyordu.

" ölü veya diri o şerefsizi elime geçireceğim ve bu sefer hakettiğini alacak" Linonun sinirle dedikleriyle aklıma Chanın beni acımasızca feromonla baskılayıp evden kaçması doluştu ve kaşlarımı çattım.

Kan bağı yüzünden yaptıklarına rağmen onu herkese ve en önemlisi hyunjin hyunguma karşı savunmuştum. O ise iyileşir iyileşmez yine beni suçlayıp onu aslında kurtardığımı görememişti. Her zamanki chandı aslında sadece ben çok duygusal yaklaşmışım ve şu an hayal kırıklığıyla doluydum.

Odamdaki seslerden jeongin ve hyunjin hyungumun da burada olduğunu anlamıştım hepsi uyanmamı bekliyordu ama gözümü açacak ne gücüm ne cesaretim vardı.

Bu odadakilerin hepsine karşı çıkıp değmeyecek birinin arkasında durmuştum yüzlerine bakacak yüzüm yoktu. Chan beni bu durumda bırakıp gitmişti ve kendimi çok aptal hissediyordum.

En çok da Linoya karşı mahcup hissediyordum. Ben Minji olayını duyduğumda hem gururuma yediremeyip hem de korktuğum için onu arkama bakmadan terketmiştim. O ise her şeyi öğrendiğinde beni geri alabilmek ve hyunguma hakettiğini vermek için plan yapmıştı. Ben aptal gibi yaptıkları planı bozup her şeye rağmen hyungumu da kurtarmalarını istemiştim. Chan ve Lino en büyük rakiplerdi ve Linonun elinde çok iyi bir koz olmasına rağmen benim için chanı bile kurtarmıştı. Kapalı göz kapaklarımın ardındaki gözlerim dolmuştu. Her şeyi mahvetmekte üstüme yoktu.

Bu yaşadıklarım sayesinde öğrenmiştim ki kan bağı hiç bir şeyi kurtarmıyormuş. Doğduğumdan beri Harewelldeydim ve Chan hyungumun veremediği duyguların hepsini bir hafta on gün içinde bu odadakiler sayesinde tatmıştım.

Ebeveynlerimiz biz çok küçükken vefat etmişlerdi ve o zamandan beri hyunjin Hyungum ve benim sorumluluğum hep Chanın üstündeydi. Çocukken okul ödevlerimizle ilgilenen , öğretmen görüşmelerimize katılan, hasta olduğumuzda başımızda sabaha kadar uyumadan bekleyen bir anne babanın yapması gereken her şeyi o yapmıştı.

Bize zor anlarımızda yardım edecek kadar yakın ama bir o kadar da uzaktı. Ailemiz vefat ettiğinde en küçükleri ben olduğum için kafamda anne baba figürü olarak sadece Chan canlanıyordu.

Ve ben bugün ilk defa ailemin öldüğünü hissediyordum.

Gözyaşlarım yavaş yavaş kapalı göz kapaklarımdan süzülüyordu. Ama ortam o kadar gürültülüydüki beni görmediklerine emindim.

" gece yarısı oldu zaten hadi gidin artık yarın uyandığında onu görürsünüz" Linonun sesini yükselterek odadakileri kovmasıyla hepsinden itiraz sesleri yükseldi.

" hyung dediğin gibi geç oldu . desene bu geç saatte gitmenize gerek yok misafirim olun" jeongin kovmasına rağmen gitmek istemiyordu.

" ben seni bırakırım güzelim sen sıkıntı çıkarma"  hyunjin hyungumun sarhoş bir şekilde kelimeleri yutarak kurduğu cümleyle şimdiye neden sarhoş olduğunu anlamadığımı sorguladım. İçince hemen sarhoş olurdu ne söylediğini bilmezdi.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin