Basılma

642 50 124
                                        


Sabah gözlerimi açtığımda yan tarafımın boş olduğunu gördüm ve elimi komodinin üzerindeki telefonuma attım. Saat öğlen bir olmuştu bile. bu saate kadar uyumama şaşırmamıştım ama Linonun gidişini hissedemeyecek kadar nasıl uyumuştum. Her sabah uyandığında onunla beraber uyanırdım ve onun hazırlanışını izlerdim.

Dün gece evimize geldiğimizde Lino ona söz verdiğimi iddia ederek beni rahat bırakmamış sevişmiştik ve iki tur atmıştık. En sonunda gözlerimi açamayacak kadar yorulduğumu görünce daha fazlasını istememişti.

Üstümdeki yorganı itip tenimdeki yer yer morluklara baktım. Onun vücudunun da benimki gibi olduğuna emindim. Yataktan doğrulup yere saçılmış kıyafetlerimize tekme atarak duş almak için banyoya girdim.

Kafamda havlu ve üstümdeki bornozla banyodan çıktığımda dolaptan şortlu eşofman takımımı çıkarıp yatağın üstüne attım. Etraftaki dağınık kıyafetleri toplayarak kirli sepetine attım.

Komodinin üstündeki telefonumun çalmasıyla yatağa oturup kimin aradığına baktım. Arayan jeongindi bu sabah erkenden kontrole gideceklerdi büyük ihtimal işleri bitmişti.

Telefonu açıp kulağıma koydum.
" efendim jeongin"

" selam felix bil bakalım bugün kim çörekle tanıştı " heyecanla konuştuğunda gelen seslerle, arabanın içinde sesimi hoparlöre aldığını anlamıştım.

Tam cevap verecektim ki Hyungumla beraber "BİZZZ" diyerek bağırdılar.

Onların bu tatlı heyecanlarına kıkırdadım. " sonunda tanıştınız demek"

"Felix bir görsen minicikti bir noktaydı sadece" Hyungumun dedikleriyle gülerek karşılık verdim " demekki tam çörek olamamış daha susam tanesi"

" ya çöreğime susam tanesi deme lix üzülür" jeonginin dediğine göz devirdim

" ismini çörek olarak mı biliyor neden üzülsün"
İkisinden de oflama sesi geldiğinde salaklıklarına güldüm.

" biliyor musun doktor bize ultrason resmini verdi ve bir dahaki gidişimizde kalp atışlarını dinletecekmiş" jeonginin heyecanla anlattıklarına Hyungum da katıldı
" o yüzden dayıları da görsün diye size geliyoruz jeongin çok aç bir şeyler hazırla"

" dışarıdan geliyorsunuz kocana bir şeyler alsaydın ya cimri misin hyung"

" teklif ettim jeongin senin elinden yemek istiyormuş"

" bana gıcıklık olsun diye istediğine eminim neyse bende daha kahvaltı yapmamıştım gelin beraber yiyelim"

" tamam biz gelene kadar yemek hazır olsun" 
telefonu kapatıp yatağımın üstüne attığım eşofman takımını giyindim. Dağılan yatak odamıza çeki düzen verip kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim.

Mutfağa girdiğimde hazır bir kahvaltı sofrası beni karşılamıştı. üstünde de bir not vardı. Gülümseyerek masaya yaklaştım.
' sürü işleri için gittim ama bugün erken döneceğim. karnını doyurmayı unutma. dün gecenin devamı için hazır ol Lixie'
Çok şapşaldı ama aklıma gelenlerle hemen telefonumu cebimden çıkardım.

Linoyu geri çevirmektense hyunglarımı çevirecektim ve daha eve yaklaşmadan gelmemeleri gerektiğini, acil bir durum olduğunu söyleyecektim. Kocamla zaman geçirmemde acil durumdu sonuçta.

Hyungumun telefon numarasına bastığımda birkaç çalıştan sonra kapı zili çaldı. Bunlar neden bu kadar hızlı gelmişlerdi.

Telefonu kapatıp gidip kapıyı açtığımda jeongin yüzündeki sırıtışla bana baktı.
" çöreğimizi görmek için sabredemeyip aradın değil mi" kollarını açarak ona sarılmamı beklediğinde onlardan kurtulamayacağımı anlamıştım. Kollarının arasına girip kollarımı beline sımsıkı sardım.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin