Lino?

660 56 16
                                    

Lee Knowla mekandan çıkmış sessizce karanlık yollardan geçiyorduk. Mekandan çıktığımızda yürümek isteyip istemediğimi sormuştu. Yavaşta yürüyerek eve gitmek istediğimi söylemiştim çünkü kafam çok karışıktı.

Kafamı karıştıran tonlarca soru vardı ona sormaktan kaçınıyordum ama artık soru işaretlerinin giderilmesi gerekiyordu.

Aniden durdum. Benim yanında yürümediğimi farkettiğinde o da durup karşıma geçti.

" kafamda milyonlarca soru var."

" farkındayım ama şu an sırası değil zamanı gelince her şeyi kendim anlatacağım sana "

" sana inanmak istiyorum "

" sadece bana inanmalısın. Zamanı gelince sana anlatacağım ben anlatmadan bir şeyler duyarsan gelip önce benden de dinle olur mu" dedi içten bir tebessümle.

Yüzündeki tebessümle bana ne derse evet diyecek kıvama gelmiştim. Aşırı çekici bir herifti. Kafamı salladım gözlerimi gözlerinden çekmeyerek.

"Düğün konusunda kararını verdin mi biraz daha düşünmen için zaman vereyim mi?"

Aslında kararımı vermiştim. Geri dönecek bir evim yoktu daha fazla Chan hyungumla iletişim kurmayacak onlara köstebeklik yapmayacaktım. Hyunjin hyunguma da her şeyi anlatacaktım. Beni destekleyeceğini biliyordum.

Evime geri dönemiyorsam ruh eşimle burada kendime yeni bir ev kurardım. Evet birbirimizi sevmiyorduk ama kurtlarımız birbirini seçmişti bir bildikleri vardı. Lee Know benim alfamdı her şeye rağmen onunla evlenme hazırdım.

"Seninle evlenmek istiyorum Lino" gözlerinin içine bakarak sorusunu cevapladım.

Önce gülümsedi sonra kaşları şaşkınca çatıldı "Lino?"

" evlenmek üzereyiz artık aramızda böyle lakapların lafı olmaması gerekir" dedim yürümeye başlayarak.

Bana yetişmesiyle yan yana yürümeye devam ettik.

...

Ertesi gün sabahın erken saatlerinde Lino önemli bir işinin olduğunu söyleyip hızla evden ayrıldı.

Kahvaltımı yaptıktan sonra tüm gün evde kendime zaman ayıracağımı düşünüyordum ki kapı zilinin çalmasıyla ayağa kalkıp kapıyı açtım.

Karşımda bana sırıtarak bakan IN ve yanında kollarını birbirine kavuşturmuş jisungu beklemiyordum.

" hoşgeldiniz"

" hoşbulduk yenge" IN'e gözlerimi devirdim.

" yenge senin anandır."

" hey hey ana bacı karıştırma çirkef gelin seni" yanağımdan makas alarak içeri geçti.

Jisungda selam verip peşinden içeri girdi.

" canın sıkılmıştır diye geldik. Jisungun bu haliyle sana bir yardımı olmaz gibi ama ben ikinize de yeterim merak etmeyin"

" niye sen şaklaban mısın" diye laf sokup jisunga döndüm. IN beni takmayarak cebinden bir sigara çıkardı.

"Jisung neyin var"

"Bir şeyim yok. Bildiğin olaylar"

Sesimi kısarak "changbinle mi alakalı?" Dedim. Kafasını salladı.

Yanına yaklaşıp kollarımı açtım sırtını sıvazlayarak sarıldım. Bu anı bekliyormuş gibi hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Ne kaçırdım lan ben?" IN kendi kendine yakındı. Hemen yanımıza gelip "grup sarılması" diyerek bize katıldı.

Biraz öyle durduktan sonra jisungun ağlaması kesildi ve elini yüzünü yıkamak için banyoya gitti.

IN ne olduğunu sorarcasına kaş göz yaptı. Bilmiyorum anlamında kafamı salladım. Jisung söylemeyene kadar kimseye söylemezdim onun hayatıydı sonuçta.

"Keşke hyungum yerine seninle ben evlenseydim"

Jisung odaya giriyorken IN in dediklerine karşı histerik bir gülüş attı.
" daha düne karşı bana böyle cümleler kuruyordun."

" sincabım hemen kıskanma sen benim gönlümün sultanısın ama Felixte tam benim ideal tipim hem tatlı hem seksi" dedi çapkın bir bakışla.

"Lee Know hyung duymasın ne kadar kıskanç olduğunu biliyorsun"

"O huysuzdan mı korkacam"
Jisung kafasını hehe anlamında salladı.

"Size bir şey soracağım ama bana dürüst olun"ciddi sesimi duyunca kafa sallayarak bana baktılar.

"Minji kim tanıyor musunuz?"

Birbirlerine baktılar konuşup konuşmamak arasında gidip geldikleri belliydi.

"Minji'yi nerden biliyorsun?" Jisungun sorusuyla

"Dün bir mekanda karşılaştık bir şeyler saçmaladı. Lee know ve changbinde vardı tedirgin duruyorlardı. Sonra Lee Know hemen uzaklaştırdı beni oradan."

"Lee Know bir şey anlatmadı mı?"

" hayır zamanı gelince söyleyeceğini söyledi"

"O zaman bırakalım da hyungum zamanı gelince anlatır" dedi IN jisungun bir şey demesine izin vermeyerek.

" Minji benim hyungum" jisungun dediğiyle şok yaşadım.

"Lee Know, changbin, IN, ben ve ablam Minji çocukluktan beri komşu ve en yakın arkadaşlardık hala da öyleyiz denilebilir. ufak sorunlar olsada. Bunları bilmen yeterli şu anlık"

"Bencede gerisini hyunguma bırakalım siz kendi aranızda çözersiniz" diyip IN hızla yerinden kalktı ve telefonunu açtı.

Minji ile ilgili kafamı karıştıran çok fazla soru vardı jisungun anlattıklarıyla daha da fazlalaşmıştı.

"Pizza söylüyorum üçümüze?"
Kafamızı salladık onaylamak amacıyla.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin