Wooyoung

403 37 62
                                    


Düğünümüzün ertesi günü Linoyla evimizde baş başa kahvaltı yapıyorduk. Normalde bu saatlerde sürü işleri için çıktığı için ben tek başıma kahvaltı yapardım ama artık yeni hayatımızın ilk günüydü.

Her ne kadar şu an bulunduğum konumdan mutlu olsam da Linonun benim için hayallerinden vazgeçmesi iyi hissettirmiyordu. Evet şimdilik her şey çok güzel gidebilirdi ama ileride boşluğa düşeceğinden emindim. Ne kadar yoğun olursa olsun yaptığı işi severek yapıyordu ve bencillik yapmak istemiyordum.

Benimle olmak için hayallerinden vazgeçmesini değil hayalleri ile beraber benimle yaşamasını istiyordum çünkü Lino lider olmak için varolmuştu.

Ağzımı silip oturduğum sandalyede geriye yaslandım. " Lino-şi"

Ortadaki kahvaltılıklardan tabağına seçen eli duraksayıp gülümseyerek bana baktı.
" bayılıyorum bana böyle seslenmene lix"

"sana bir şey diyeceğim ama hemen itiraz etme sakın" elindeki çatalı bırakıp ağzını silerek benim gibi geriye yaslandı.

" sen ne dedin de hayır dedim güzelim. Söyle hemen yerine getireyim emirlerini"
Söyledikleriyle keyfim yerine geldi dirseklerimi masaya yaslayıp kafamı ellerimin altına aldım.

" ben zaten biliyorum senin beni hiç kırmayacağını. Bana kıyamazsın demi Lino-şi" sondaki hitabımla gözleri ışıldadı.

" Lino-şi diyen ağzını yerim" dudaklarını büzerek öpücük attığında kıkırdadım.

" o zaman bu liderlikten istifa işinin içime sinmediğini bil. Beni yoran senin işin ve hayalin değildi. Yorulduğum konu hissiz yaşanılan temaslar ve hamile kalamamamdı. Senin ne kadar bebek istediğini biliyordum ve her haftamız hayal kırıklığıyla bitiyordu. Üstümde çok fazla baskı hissettim ama şimdi liderliğinden vazgeçerek beni mutlu edemezsin. Yoğun bir işin olsa da benliğinden vazgeçerek beni mutlu edemezsin sen benim ve bu sürünün lideri olmak için yaratıldın." karşımdaki sandalyede sessizce beni dinliyordu.

" istifamı vermişken geri dönemem bu sürünün onları bir kere arkasında bırakan lidere ihtiyaçları yok çünkü benim önceliğim sensin eminim benden çok daha iyi bir lidere sahip olacaklardır"

Beni arkada bırakıp bulaşıkları toplamaya başladığında sıkıntılı bir nefes verdim. " hani beni kırmayacaktın söylediklerim senin için emirdi"

" zaten amacım senin kırılmaman Lixie"

Ayağa kalkıp arkasından beline sarıldığımda hareketleri durdu. " zaten benim yüzümden hayat amacından vazgeçmen beni kırıyor lütfen inat etme"

Arkasındaki bedenimi tutup önüne çekti ve kollarıyla belimi sardı." senin mutluluğun için her şeyi yaparım bunu unutma"

" benim mutluluğum senin mutluluğundan geçiyor bunu unutma Lino"
Gülerek burnunu burnuma sürttü.

Benden ayrılıp hızla kalçama bir şaplak attı
" hadi bakalım bulaşıklar ellerimizden öper"

Evimizi şakalaşarak beraber toparladıktan sonra Lino evdeki çiçekleri sulayıp onlarla ilgilenmeye başladı. Ben de oturduğum koltuktan elimdeki kağıtla onu çizmeye çalışıyordum.

Çiçekleri sulamayı bırakıp bedenini koltuğa atarak kafasını bacaklarıma koydu. Elimdeki çizimi bir köşeye bırakıp ellerimle yüzünü iki yandan sıkarak dudaklarını büzdüm ve ağzına vurdum.
" yaah! Lixie! hani öpücüğüm" iki parmağımla dudağını sıkıştırıp elimle yine vurduğumda ağzını hızla açıp parmağımı yakaladı ve ısırdı.

Acıyla alnına fiske vurdum "rahat dursana be adam" gülerek dilini damağına vurup cıkladı.
" seninle uğraşmak zevk veriyor"

Linonun koltuğun üstündeki telefonu çalmaya başladığında kafasını kucağımdan kaldırıp telefona bakmak için doğruldu.

Mole  (minlix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin