Ormana indiğimizde gözüme ilk çarpan şey değişik canlılardı. Kimizi korkunç, kimisi tatlı görünüyordu. Sanırım Theo bunları korkunç olarak görüyordu ki bana sarılmıştı. Kiri yanında atlarla döndü. Konuşmaya başladı.
Kiri: Bunlar Pale. Burda yaşamak için bunu bilmeniz önemli. Koca ormanda yürümek istemezsiniz.
Sırayla hepimiz bir Pale ye bindik. Bana Kiri anlattı.
Kiri: Bak, saç örgün bir bağ, biliyorsundur. Bu bağa tsaheylu denir. Bunu eşleşmek istediğin canlının bağıyla bağla. Sonra onu hisset. Bacaklarını, kalp atışını, nefesini... Onunla ilgili her şeyi hissetmelisin. Sonra ona komutver zihninle. Onu yönlendir.
Dediklerini harfiyen yaptım. Bağımı kurdum. Sanki, içimde başka biri daha varmış gibiydi. Harika hissettiriyordu. Nefesini hissediyordum.. Aynı Kiri nın dediği gibi. Sonra ona komut verdim. İnanılmaz bir şekilde ilk denememde öğrendim. Çok hızlı koşuyorduk. Harika bir andı! Arkadan Kiri ve diğerlerinin tezahüratlarını duyabiliyordum. Aslında sonralarda şanslı hissettim. Herkes çamura kapaklanıyordu. Komikti ama gülemezdim.
___________________________
Herkes öğendikten sonra ormanda bir tura çıktık. Lo'ak bize her yeri teker teker anlatıyordu. Dışarı bireysel çıkmalarına izin olmadığına göre onun gizlice kaçtığını anlamış oldum. Bu gün de cepte yeni bilgi! Belki bir gün işime yarar. Sonra her yeri turlayınca durduk. Aynı günde hem çok iyi tırmanmayı, hem yüksekten atlamayı, hem de Pale ye binmeyi öğrendik. Ormanı keşfetmemiz de cabası. Aslında biz labaratuvarda yüksekten atlama eğitimi almıştık. Orda asker gibi yetiştiriliyorduk. Ne işkence ama! Bu yüzden zor değildi. En azından bizi camın üstüne fırlatmıyorlar burda... Bunu söylemedim sayalım.
Biz biraz dinlenip yukarı çıktık. Ve evet... Lanet olsun.. o şerefsiz burda. Onu görmemiş gibi yapmaya çalıştım. Ama o bizi çoktan görmüştü. Jake ve Neytiri nin yanındaydı. Sanırım o bir savaşçıydı. Egosunu kaynağını anladım gibi. Ama benimle aynı yaştaydı. Nasıl bu kadar erken savaşçı oldu? Bu soruları bir kenara bıraktım çünkü bize doğru geliyordu.
Neteyam: Ne yaptınız? Öğrettiniz mi herşeyi?
Kiri: Dur abi anca Pale, tırmanma, zıplama falan.
Neteyam: Doğru haklısın kaderşim. ( Bana baktı ve ) Ne var? Ne bakıyorsun?
Ona dik dik baktığımı fark ettim.
Lirit: Hiç, birşey yok.
Neteyam: Güzel.
Bunun kendini beğenmişliği beni deli ediyordu. Konuşmaya devam etti.
Neteyam: Alıştınız mı bari?
Bir anda bu sakın tavrı gerçek yüzüne taktiği bir maskeydi. Besbelli.
Tselmayn: Yani, evet. Denebilir. Bu arada senin şu kıyafetin var ya, acayip havalı kanka. Bunları nasıl buldun?
Aklını mı kaçırdı bu?!? Mal mal şununla konuşuyor. Ona ne kadar anlattık iyi biri değil diye ama kime ne tabi Li duvara konuşuyor her zamanki gibi!!
Neteyam: Şey aslında annem seçti ama bulmaya çalışırım sana da.
Oha. Fazla kibardı. Bunu beklemiyordum. Onun yumuşamasını ne sağladı ki?
Kiri: Bu gün uzun bir gündü, şimdi evlere gidip dinlenin. Sonra tekrar görüşürüz akşam.
Lirit: Hoşçakal Kiri.
Kiri: Güle güle Lirit.
Bir an duraksadım.
Lirit: Kiri dur!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar: The Way Of Life
Teen Fiction~> Küçükken sebebi bilinmez bir yangında ailesinden koparılan Li, yıllar sonra arkadaşlarıyla kaçırıldıkları bu insan üssünden kurtuldu. Ormanda ailesiyle tanışacağından bihaberdi. ~> Neteyam kurgusudur. İyi okumalarr <3