Her şeyin üstünden atlar geçti. Artık hepimiz birer Omatikaya yız. Buranın bir parçası. Ben savaş ekibine katıldım. Lo'ak biraz daha konuşkan olmaya başladı. Kalanlar aynı gibi. Neteyam hariç. Bana daha soğuk. Bir süredir böyle bu. Bana o kadar ümit verip şimdi normalleşmesi...akla mantığa uygun değil! Yani konuşuyor ve yine iltifat ediyor. Ama sanki ben de savaşçı olunca biraz daha ciddi bir kafaya sahip olduk gibi. Bazen keşke eskiye dönsek diyorum. Onun da bunu umduğunu görüyorum. Bu gün yine bir göreve gidecektik. Bir elektrikli treni imha etmemiz lazımdı. İçinden silah falan alacağız. Benim asıl meselem insan öldürmek. Onları hiç sevmem. Kişisel algılıyorum. Sebebi başka bir videonun konusu.
____________________________
Jake: İkranlara binin! Hadi çıkıyoruz!
Lo'ak: Harika olacak.
Neteyam: O kadar heyecan yapma kardeşim. Sadece gözcülük yapacağız.
Lirit: Neteyam haklı Lo'ak. Fazla eğlence istiyorsun. Sakın komutlardan çıkma yoksa bay Sully seni keser.
Lo'ak: Ödleklik yapmayın. Bu harika olacak.
Jake: Son 3 2 1 GİDİYORUZ!!
Herkes ikranlarından aşağıya süzülmeye başladı. Savaş alanına geldik. Bombalar, silahlar ve tren BOOM! Herkes ihtiyaç olabilecek birşeyler yağmalıyordu. Lo'ak bize seslendi.
Lo'ak: Hadi aşağı inelim!
Neteyam: Lo'ak aklını mı kaçırdın! Babam derimizi yüzecek!!
Lo'ak: Hadi ama korkak olamayın çocuklar!
Lirit: Senin hatana dahil olamayız Lo'ak. Bu doğru değil!
Lo'ak: Korkuyorum demen yeterdi Lirit.
Lirit: Korkmuyorum. Bu doğru değil. Lo'ak - BEKLE GİTME!
Neteyam: LO'AK GERİ GEL SENİ KÜÇÜK- AAAAĞG!
Ben gözcü olarak kalmalıydım. Onlar yere indiler ve Lo'ak silahla oynamaya başladı. Aptal! Sonar arkadan iki helikopter geldi. Hemen haber verdim.
( [= Telsiz konuşması )
Lirit: [ HELİKOPTER GELİYOR ÇEKİLİN!! ]
Ve bir bomba daha patladı. Herkes havaya uçtu. O an sadece Neteyam için endişelendim. Hemen aşağı indim.
Lirit: NETEYAM! NETEYAM NERDESİN?!?
Ses alamıyordum. Çok korktum. Sonra arkada onu gördüm. Hemen yanına koştum.
Lirit: NETEYAM! İyi misin ?!
Neteyam: Li? S-sen misin?
Lirit: Evet, evet benim. Şimdi seni sırtıma alacağım tamam mı? Sakın endişelenme.
Neteyam ı önce sırtıma alıp ikranıma bindirdim. Sonra bay Sully i aramaya başladım. Bir yandan Neteyam ın derin yarası varmı diye kontrol ediyordum. Neteyam yarı baygın yarı ayık bana birşeyler söyledi.
Neteyam: Li, Li?
Lirit: Burdayım. Geçti.
Ona sırtından sarıldım.
Neteyam: Sana ihtiyacım var. Beni bırakama... Lütfen...
Ne
Dediğinden hiç bir şey anlamamıştım ama çok yüreğime dokunmuştu. Çok utanmıştım. Çok sevinmiştim...
Lirit: Sorun yok, gidiyoruz.
Bay Sully bize işaret gönderdi ve kampa geri döndük. Neteyam kendine gelmeye başlamıştı. İkrandan inince bay Sully bizi sıraya dizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar: The Way Of Life
Roman pour Adolescents~> Küçükken sebebi bilinmez bir yangında ailesinden koparılan Li, yıllar sonra arkadaşlarıyla kaçırıldıkları bu insan üssünden kurtuldu. Ormanda ailesiyle tanışacağından bihaberdi. ~> Neteyam kurgusudur. İyi okumalarr <3