23. Bölüm/ Senin Suçun

39 6 0
                                    

Neteyam dan

Güneş doğuyordu. Köye ulaştığımızda herkesin koşuşturduğunu gördüm. Ronal bizi gördü ve koşarak yanımıza geldi. Herkesi kontrol etti ve telaşla sordu.

Ronal: Lirit, Lirit nerede?!

Tsireya dayanamayıp annesine sarıldı ve ağlamaya başladı. Ronal üzüntüyle bize döndü.

Ronal: Hayır, bu olamaz.. Bu olamaz yüce anne. Değil mi?

Kalan herkesin gözlerinden yaşlar akıyordu. Ronal da dayanamayıp ağlamaya başladı. Tonowari onu zor ayakta tutuyordu.

Ronal: Benim güzel kızım... Sana ne yaptılar böyle?! KİM YAPTI BUNU?!

Babam zar zor konuştu.

Jake: Hava insanları...

Ronal ın ağlaması bir anlık kesildi. Sinirle babama döndü.

Ronal: SİZE İLK GELDİĞİNİZDE DE SÖYLEMİŞTİK, SAVAŞINIZI BURAYA GETİREMEZSİNİZ!! BU KIZIN ÖLÜMÜNÜ BANA KİM AÇIKLAYACAK?!

Arkadan kimsenin beklemediği bir ses geldi.

Theo: Kimin ölümünü?

Theo, o daha bilmiyordu. Ablasının öldüğünü bilmiyordu.

Theo: Kime ne oldu? Söylesenize!

Tsutey: Oğlum...

Theo: Ablam nerde? Baba ablam nerde!

Amcam Theo ya dönünce zavallı çocuk ablasının cesediyle karşılaştı. Gözleri doldu. Yavaşça ablasının cesedine yaklaştı. Elinden tuttu.

Theo: Abla? Uyan. Abla! ABLA! ABLA UYAN LÜTFEN!! ABLACIĞIM!! ABLAAAA!!

Etnak koşup onu tuttu. O da kız kardeşinin cesedini ilk defa görüyordu. Theo durmuyor, debeleniyordu. Öyle bir ağlıyordu ki kendine gelmeye çalışan herkes tekrar ağlamaya başladı.

Theo: ABLA LÜTFEN GİTME! BENİ BIRAKIP GİTME!! SENİ DE KAYBEDEMEM!! SÖZ VERMİŞTİN, HEP BERABER KALACAKTIK! BENİ HİÇ BIRAKMAYACAKTIN!! AYNI DİĞERLERİ GİBİSİN!! ONLAR DA BENİ BIRAKMAYACAKLARINI SÖYLEMİŞLERDİ, VE SEN DE ŞİMDİ ONLAR GİBİ GİDİYORSUN!! ABLA BENİ BIRAKAMAZSIN!! SENSİZ BEN NE YAPACAĞIM?! TANRIM LÜTFEN, YALVARIYORUM!! KİM OLDUĞUNU BİLMİYORUM, SANA HİÇ DİLEKTE BULUNMADIM AMA SANA İHTİYACIM VAR!! ABLAMI BANA GERİ VER!! DİĞERLERİNİ ALDIĞIN GİBİ ONLARI DA YANINA ALMA!! ABLA GİTME!!

Çığlıkları tüm köyde duyuluyordu. Etnak ve Saeyla zorla onu götürdüler. Ronal üzgün bir şekilde bizi bir yere götürdü. Farklı bir çadıra. Çadırda kaseler ve odanın tam ortasında da denize açılan bir delik vardı. Yanlarda  bezler, bıçaklar, ipler vardı. En kenarda da çok geniş bir yaprak. Odanın kenarında bulunan yatak gibi yere eliyle işaret etti. Sesi titreyerek konuştu.

Ronal: Onu buraya koy.

Amcam Li yi yatak gibi olan yere koydu. Ronal ciddi bir şekilde döndü ve bize baktı.

Ronal: Çocukların hepsi dışarıya.

Aonung ağlamaktan kıpkırmız olan gözleriyle annesine baktı.

Aonung: Anne yapma daha veda bile ede-

Ronal: DIŞARIYA DEDİM!!!

Sessizce dışarıya çıktılar. Ben olanların tam farkında değildim. Hâlâ Li nin cansız bedenine bakıyordum. Ronal eyildi ve Li nin yarım açık gözlerini kapattı. Gözlerimden yaşlar aktığını hissettim. Lo'ak kolumdan tuttu.

Lo'ak: Abi, gel gidelim.

Ayağa kalktım ve yavaşça diğerlerinin yanına gittim. Kiri, Roxto ya yaslanmış ağlıyordu. Tsireya, Lo'ak a sarıldı. Tuk annemin yanındaydı zaten. Aonung başını iki elinin arasına almış ağlıyordu... Ben mi? Ben, bilemiyorum... Yaşağımdan bile emin değildim. Ben, Li ye aşığım. Bu olamazdı. Li uyanancak değil mi?... Kendime üzücü yanıtlar verince daha da ağlamaya başladım. Bir süre sonra arkadan Ronal geldi.

Avatar: The Way Of LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin