4 ay sonra
Neteyam dan
Zaman hızla akıp geçiyordu. Herkes Li olmadan yaşamayı öğrenmişti, ona öldü gözüyle bakıyorlardı. Oysa o sadece uyuyordu. Kırıkları biraz daha toparlanmıştı ve yaraları daha iyiydi. Tsireya ve Lo'ak sevgili olmuşlardı, Roxto Kiri ye açılmıştı ve Kiri de kabul etmişti. Ama pek sevgili gibi davranmıyorlar. Daha çok flört gibi. Theo ve Atey ablalarının gidişine inanmışlardır. Etnak, savaşçı ekibindeki bir kadınla evlenmişti ve kendi evlerinde yaşıyorlardı. Eşiyle zaman geçirmesi ona kardeşinin acısını bir nebze azalttırıyordu. Amcam ve teyzem alışmışlardı. Kızları nasıl bir zamanlar yoksa şimdi de yoktu ve bunu kabullenmişlerdi. Bu halde bile mutlulardı. Aonung eskisi gibi pis birine dönüşmüştü. Kaba, vurdum duymaz, bencil ve saygısız olmuştu. İlk başlarda herkes Li yi ziyaret ederken şimdi insanların kafadında ölü biri. Ümidi tamamen kestiler. Artık onu kimse ziyarete gitmiyor. Ben hariç... Her gün gidip ona o gün olanları anlatıyorum. Sanki yanımda beni dinliyor gibi. Eski anılardan bahsediyorum. Bu kafayı yememi önlüyor. Bazen geceleri herkes uyuduğunda yanına gelip hayatımın zorluklarından bahsediyorum. Her gece aynı saatte, güneş batarken ruh ağacında onu görmeyi umuyorum. Ama hiç bir zaman onu göremiyorum... Bir gün Lo'ak la beraber avdan dönüyorduk. Tabi artık tsurak kullanmaya başlamıştık. Lo'ak, yakın zamanda yapılacak olan festivalde Tsireya yla olan planlarını anlatıyordu. Bende çok da umrumdaymış gibi dinliyordum. Daha resifin içine girmeden Lo'ak bir anda durdu. Anlamaz gözlerle ona baktım.
Neteyam: Lo'ak, ne oldu?
Aşağı bakıyordu. Ben de aşağıya bakınca bir uçak batığı olduğunu gördüm. Kardeşimin suratında bir gülümseme belirdi.
Lo'ak: Uçağı görüyor musun?
Heyecanla sormuştu. Ben ters bir şekilde ona cevap verdim.
Neteyam: Noldu bana mı girsin?
Lo'ak: Hayır, bu uçak savaştan kalma olabilir. Gidip bakmalıyız!
Endişeyle küçük kardeşime döndüm.
Neteyam: Yo Lo'ak, olmaz! Bu çok tehlikeli!
Lo'ak: Hadi ama abi, birşeyler görebiliriz! Hem Li nin ölümüyle ilgili de-.. birşeyler buluruz...
Son söylediği şeyin farkına varınca hemen sesi çaldı. Çünkü biliyordu ben Li ye öldü denmesine çok sinirlenirdim. Ters bir şekilde kardeşime döndüm.
Neteyam: Li ölmedi, sadece komada ve aşağıya falan da inmeyeceğiz. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısın?!
Lo'ak: Hadi ama mızmızlık etme!
Neteyam: Sen kendine çocukça maceralar bulacaksın diye canımızı tehlikeye atamam!
Sert bir şekilde bana döndü.
Lo'ak: Bazen gerçekten babam gibi oluyorsun.
Dediklerim gerçekten de ağırdı. Kardeşimin yanına yanaştım ve ellerimi omzuna koydum.
Neteyam: Özür dilerim, sert olmak istememiştim. Sadece senin için endişelendim.
Lo'ak: Hayır sorun değil.
Sesi hâlâ mutsuzdu. Onu mutlu etmem gerekiyordu, gönlü dargın gidemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar: The Way Of Life
Teen Fiction~> Küçükken sebebi bilinmez bir yangında ailesinden koparılan Li, yıllar sonra arkadaşlarıyla kaçırıldıkları bu insan üssünden kurtuldu. Ormanda ailesiyle tanışacağından bihaberdi. ~> Neteyam kurgusudur. İyi okumalarr <3