Birkaç gündür Lo'ak ın üstüne fazla gidiyorlardı. Bir tulkunla bağ kurduğu içindi ama bu kadar ağır davranmaları adil değildi. Onun da canı acıyordu. Arkadaş buldu diye üstüne gitmemelilerdi. O da konuyu sürekli birşeylerle geçiştiriyordu. Tüm halkın gözü üstündeydi. İnsanların ilgilerini farklı şeylere çekmek için çabalıyordu. ( Sırf insanların dikkatini dağıtabilmek için beni satacağını bilmiyordum... )
Sabah evden heyecan ve mutlulukla çıktım. Kahvaltım biter bitmez koşarak dışarı çıktım. Bu gün geç kalmıştım. Hava biraz kapalı gibiydi, yağmur yağacaktı. Ama bu benim mutluluğuma engel olamazdı. Çünkü bu gün Neteyam a açılacaktım. Benden kendini uzak tutmaya çalışsa bile ben artık ona söyleyecektim. Koşarak Kiri nin yanına gittim.
Lirit: Günaydın Kiri! Naber?!
Kiri: Lirit?..
Lirit: Kiri noldu? Sorun ne?
Kiri: B- ben... Li senin bize anlamadığın birşey var mı?..
Lirit: Ne? Hayır. Neden sordun ?
Kiri: Li, yalan söyleme... En azından bana..
Lirit: Ne yalanı, noldu ben anlamıyorum?
Kiri: Ben-
Arkadan Neytiri çıkarak geldi.
Neytiri: LİRİT!
Lirit: Neytiri Teyze?
Kiri: GEL BURAYA!!
Lirit: Neler oluyor?!
Beni ensemden tutup kendi evlerine soktu. Ardından annemler de geldi. Endişeyle girdiler içeri. Jake Sully sinirle bana bakıyordu. Herkes içerdeyi. Jake, Kiri ye yaklaştı ve konuştu.
Jake: Kiri, küçükleri al ve dışarı çık.
Kiri başını salladı; Tuk, Atey ve Theo yu dışarı çıkardı. Jake sinirle bana döndü.
Jake: Bak Lirit, bir defa soracağım. Bize gelmeden önce ne yaşandı.
Lirit: Nasıl yani?
Jake: Hava insanlarının elinden kurtulmadan önce, ne oldu?!?
Bunu neden şimdi soruyorlardı? Bir anda neden merak etmişlerdi? Ben cevap vermedim.
Lirit: Ben-
Jake: Geveleme lafı. Cevap ver!
Lirit: Sakin olalım ve normal bir şeklide-
Jake: CEVAP VER!! NE OLDU ORADA?!
Lirit: ...
Sustum. Bir şey diyemedim. Sadece yere baktım. Nefes alamıyordum. Göğsüm sıkışıyordu. Neytiri Teyze kolumdan tuttu ve beni kendine çekti.
Neytiri: YANIMIZDA BİR CANAVAR TAŞIDIĞIMIZ BİLMİYORDUM!
Bu söz çok ağırıma gitmişti. En acı sözlerden biriydi bu söz benim için. Hep olmaktan korktuğum şey...
Lirit: Teyze yapma...
Annem teyzemin elinden tutu ve sinirle kendine çekti.
Saeyla: NE CÜRETLE KIZIMA CANAVAR DERSİN NEYTİRİ?!
Annemin beni savunması şaşırtmıştı beni. Ve annemnin hep yanımda olduğunu hissetmeme sebep oldu.
Neytiri: NE DEMEMİN VEKLİYORSUN?! BU KIZ BENİM ÇOCUKLARIMLA ZAMAN GEÇİRİYOR! KENDİ AİLEMİ DÜŞÜNÜYORUM BEN!
Saeyla: İLK GELDİĞİ GÜN ONU YAVRUM DİYE KARŞILAMIŞTIN ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ?!?
Neytiri: ÇÜNKÜ ONUN BİR KATİL OLDUĞUNU BİLMİYORDUM!!
Katil olduğunu bilmiyordum
Katil olduğunu bilmiyordum
Katil olduğunu bilmiyordum
Ben bunu hiç istemedim. Bir katil olmak ve kötü anılmayı hiç istemezdim... Ben, kötü biri değildim. Bana söylediklerini hak etmiyordum. Ben onlara zarar vermedim. Hep onların yanında oldum. Bana neden böyle davranıyorlardı ki?
Babam gergin bir tavırla neler olduğunu sordu.
Tsutey: Tam olarak bu suçlamalarınız neye dayanıyor?
Jake: Bize önemli biri söyledi. Li zamanında hiç iyi biri değilmiş.. bir sürü insan öldürmüş!
Babam bana döndü ve sordu.
Tsutey: Bu doğru mu?
Yüzünde nolur beni mahçup etme dercesine bir ifade vardı. Kelimeler boğazımda düğümlendi. Nefes alamadım.
Lirit: Baba, ben... Ben bir canavar değilim...
Babam göz devirdi. Sinir ve utançla bana baktı. Benden, benden utanıyordu... Sesi titreyerek bana seslendi.
Tsutey: Beni, hayal kırıklığına uğrattın...
Lirit: Baba hayır!
Tsutey: YETER!
Sessizce yerimde durdum. Dolmaya çalışan gözlerimi zar zor engelliyordum. Yere bakıyordum. Sanki suçluymuşum gibi... Bir an etrafa bakınca Neteyam ın bana üzüntüyle baktığını gördüm. Ama aynı zamanda mahçuptu. Üzgün bir haldeydi... Sonra gözlerim Lo'ak a kaydı. O bu olanların hepsini sakın karşılıyordu. Sanki tahmin etmiş gibi. Sanki zaten farkındaymış gibi.
Jake babama döndü.
Jake: O bizimle kalmalı mı bilemiyorum...
Lirit: Ne?! Beni kovacak mısınız?
Tsutey: Bunu şu an konuşmayın. Düzgün karar verebileceğimi sanmıyorum. Zaten yeterince hüsrana uğradım.
Ve çadırdan çıktı. Tutup ' BABA GİTME LÜTFEN ÖYLE ŞEYLER OLMADI BEN CANAVAR DEĞİLİM YEMİN EDERİM BEKLE!! ' demeyi istedim. Ama diyemedim... Çok ağır geldi. Koşarak dışarı çıktım. Kapının önünde herkesin bizi dinlediğini gördüm. Daha dayanamayıp koşmaya başladım. Arkama hiç bakmadım. Koyun sonlarına gittiğimde durdum ve denizi izlemeye başladım. Suçsuz yere yargılanıyordum. Onca geçmişimin üstüne bu, bu benim için çok ağırdı. Yanıma Kiri geldi.
Kiri: Li! Senin için çok endişelendim!
Lirit: Benimle konuşmanı doğru bulamazlar Kiri. Gitmelisin.
Yüzümde yapmacık bir gülümsemeyle ona baktım. Yanlız kalmak istediğimi anladı ve yavaşça gitti. Gözlerim doluyordu. Ama ben ağlayamazdım. Günün kalanında öylece bekledim. Sadece bekledim. Canım acıyordu. Ben bunu hak etmemiştim. Ben sadece ailemi korumalıydım...
Selam canlar bölüm geç geldigi için üzgünüm. Bir dahakine geç atmicammm. Yorumlarınızı bekliyorum optumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar: The Way Of Life
Teen Fiction~> Küçükken sebebi bilinmez bir yangında ailesinden koparılan Li, yıllar sonra arkadaşlarıyla kaçırıldıkları bu insan üssünden kurtuldu. Ormanda ailesiyle tanışacağından bihaberdi. ~> Neteyam kurgusudur. İyi okumalarr <3