Duşumu aldıktan sonra kıyafetlerimi giyindim ve odamdan ayrıldığımda Alya'nın parmaklarının ucunda bir hayalet gibi kapıya yöneldiğini gördüm.Ona doğru
ilerlerken aklımdan bir sürü azarlama cümlesi geçiyordu.Kolundan tuttuğumda saçları yüzüne dağılmış ve ürkek gözleriyle gözlerime bakarken tek söyleyebildiğim şey" iyi misin?"oldu.Azarlamam bağırmam gerekirken neden iyi misin?demiştim?"Acıkmış olmalısın birlikte kahvaltı yapalım" dedim ve onu bileğinden tutup mutfağa sürükledim.Ne yaptığımı bilmiyorum galiba.Karen'le birlikte kahvaltı mı yapıcaktık?Biraz şaşırmış olsam da bu fikir hoşuma gitti.Bu umursamaz adama ne olmuştu?Ben dometesi doğrarken o da salatalıkları diliyordu.Sadece o konuşuyordu sebebi suçluluk duygusu hissetmem.Sarhoşken ne yaptığımı bilmiyorum ve bu sağlıklı düşünmemi engelliyor.Gerçekten utanç verici.
"Özür dilerim"
"Tmm boşver gitsin ama birdaha olmazsa sevinirim"
"Sana kendimi nasıl affettirebilirim?"
"Vakti gelince söylerim"
Vakti gelince söyliyecek mi?Aklında ne var?Niye şimdi söylemiyor ki?Tamam anlamında başımı salladım kahvaltı masasına oturduğumuzda kahvaltının büyüsüne kendimi kaptırmışken kuzenlerimin evde kilitli olduğunu hatırladım.Karen'e durumu çaktırmadan izin istedim ve evden ayrıldım.Evin kapısını açtığımda beklediğim kadar kötü bir manzarayla karşılaşmadım hiçbiri bana tavırlı değildi ve gülüşüyorlardı.
"Kahvaltını ettin mi Alya?"
"Evet."
Kapının önünde birkaç saniye dudağımın kenarını ısırarak bekledikten sonra koşarak yanlarına gittim ve onlara sımsıkı sarıldım
"Hepinizi çok seviyorum."
Kendimi biraz daha zorlasam kafalarını koparabilirdim.Onlardan ayrılınca Doğa sakin tavırlarıyla saçını düzlüyordu.Bu kız fazla sakin ve tatlı bebek gibi bir suratı var böyle ıssırası geliyor insanın elini yüzünü.Düzlediği saçını özenle dağıttım.
"Çok gıcıksın"deyip elime bir tane geçirdi.Kabul etmeliyim ki.Acıdı."Bizde seni seviyoruz.Bize olanları anlat"
Karşılarına oturdum ve olan biten her şeyi anlattım.Arda ve Enes gereksiz yorumları yüzünden yüzlerine yastık yiyip duruyorlardı:
*Alya bu şaşırmak yok!
*Gene yapmışsın yapacağını
*Ben çocuğa acıyorum
*Yazık lan adama Alya'yı tanıdığına pişman olacaktır.
Gibi.Doğa'yı birinin aramasıyla aramızdan ayrıldı.Arama dönüş biletinin alameti diye düşünürken Doğa tamda öyle olduğunu söyledi.Ben onlara çok alışmışken olacak iş miydi bu?Gitmeleri gerektiğini biliyordum çünkü onlar okullarına düzenli gidiyorlardı tamda benim zıttıma.
"Kızım birkaç günlüğüne gelmiştik zaten dolmasın hemen gözlerin biliyosun finaller başlıyo artık."
Eşyalarını toparladıktan sonra onlara sımsıkı sarıldım ve uğurladıktan sonra eve girdiğimde koskocaman bir boşluk hissettim gitmelerini istemiyordum.Eylül'ün beni aramasıyla irkildim.Ya ama ben depresyon moduma tamda geçiş yapıyordum.
"Naber nasılsın?"
"Bizim cafeye gel de konuşalım."
"Tamam 5 dakikaya oradayım."
Eylül'e ihtiyacım vardı ona sormam gerekenler anlatmak istediklerim hepsi bir süre birikmişti.Cafeye girdiğimde Eylül'ün el salladığını gördüm,sarıldıktan sonra siparişleri verdik ve konuşmaya başladık.
"Ee anlat bakalım haberler sende"
"Bence haberler sende şu yüzüne bak kızım bir dakika eksik olmuyor şu sırıtma."
"Boşver şimdi sen beni anlat şu olanları çatliam"
"Özlemişim seni ya.Tamam tamam anlatıyorum"
Olan biteni anlattım o da büyük bir dikkatle dinledi.
"Kızım seni birazcık tanıyorsam sen bu çocuğa aşık olmuşsun hemde aptal bir aşık ne demek kapıya dayanmak?"
"Bilmiyorum Eylül kafam çok karışık.Neden yaptım ki ama ne bileyim işte sarhoştum"
"Bak söylüyorum bu çocuk da sana karşı boş değil"
Yüzümde hafif bir gülümseme oldu.Ve sıra onda onun anlatması gerekiyor bu sırıtışların sebebi kimmiş?
"Anlat kim?"
"Oha nasıl anladın?"
"Ee kolay değil çocukluğumdan belli sana dayanmak,biliyoruz bir şeyler.Kim?"
"İnternetten tanıştık."
"Manyak mısın Eylül sen?"
"Tamam tamam boşver şuan bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum."
"Sen bilirsin ama konuşulması gereken bir konu."
"Bugün bize gel bizde kal.Annemleri gönderdim sonunda.Arada bir evimi ziyaret edicekleri tutuyo."
"Tamam."
Biraz daha takıldıktan sonra ben eve uğradım ve birkaç eşya alıp Eylüllere geçtik.
"Biraz güneşlenelim ya rahatlamaya ihtiyacım var."
"Niye internetteki tanıştığın çocuk seni üzdü mü?"
Evet dalga geçiyorum.Can benim en yakın arkadaşım ve Eylül'ün de eski sevgilisi yeniden birlikte olmalarını çok istiyorum ve bu internet çocuk sinirimi bozuyor.Gözlerini devirdi.
"Eylül otursana şuraya."
Karşıma oturdu bu konunun konuşulması gerek.
"Ne zamandır tanıyosun bu çocuğu?"
"Yaklaşık bir hafta felan oldu."
"Sadece bir hafta mı?"
Evet anlamında kafasını sallamakla yetindi.
"Hiç yüz yüze konuştunuz m?"
"Evet ama ilk randevuya çok geç kaldı Alya ve telefonuna bir sürü mesaj gelip duruyordu hem zaten şuan sadece arkadaşız."
Evet biz kadınlar telefona gelen mesajlardan ve randevuya ne kadar geç kalındığından insanları çözebiliriz.
Ona sımsıkı sarıldım sadece onu anlamaya çalışıyordum.Can'la çok güzel giden bir ilişkileri vardı ve saçma sapan bir yanlış anlaşılmadan dolayı ayrıldılar.Belkide bunun boşluğunu yaşıyordu.
"Peki Can'ı unuttun mu?"
"O konuyu açmayalım Alya"
Her zamnki gibi Can'la ilgili konuşmak istemiyor hala sinirli.Belki siniri geçince tekrar konuşurlar.
Biraz yüzdükten sonra film izledik Eylül kanepede uyuyakalmıştı.Eylül uykucunun tekidir o uyurken ben Karen'in bütün sosyal ağ hesaplarını inceliyorum,bahse girerim bunu her kız yapıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Bakışta
Teen FictionAlya anlatıyor: Karen benim en büyük şansım şu dünyada karşıma çıktığı için her dakika şükrediyorum onun yanında hiç bir korkum beni esir alamıyor çünkü ben zaten Karen'in kokusunun esiri oluyorum.Karanlık korkum sadece onun yanında geçiyor ve sad...