Eylül'le konuşmam yani biriyle konuşmam gerekiyor.Sıkıntımı içime atmaktan ölmek üzereyim.Ama Eylül'ü arayamam ya Can'la romantik bir anlarını bozarsam?Yada dün yanına Can'ı gönderdiğim için bana kızgınsa?
"Pofiim neredesin?"
Çareyi derdimi Pofi'ye anlatmakla buldum.Bu kadar tatlı bir hayvan olamaz.Çok seviyorum ya ben bu köpeği.
"Noldu biliyor musun?Bilmiyorsun tabi ama merak etme anlatacağım."
İçimi bir bir Pofime dökerken kapının çaldığını duyar gibi oldum.Bu saatte kim olabilir ki?Kapının çaldığını umursamadan Pofiyle ilgileniyorum.Tekrar çalınca emin oldum.Kapının merceğinde Karen var kapıyı açtım."İyi oldun mu?"
"İyiyim."
"Sevindim."
"Tamam."
Sen git Pelinle gülmene bak napıcaksın benim nasıl olduğumu?Evine doğru ilerlerken ona seslendim.
"Karen"
"Efendim?"
"Pelin iyi bir kız değil hemde hiç yani görsen uyuzun teki hem siz ne zaman tanıştınız?Gerçekten söylüyorum iyi biri değil.Tanıdıgına pişman olacağın insanlardan yani yanlış anlama ben senin için söylüyorum."
Yine çok konuştum ama bazen elimde olmuyor."Aslında çok tatlı bir kıza benziyor."Bunu sanki beni sinir etmek istiyormuş gibi söyledi sanki inadıma yapıyor.
Neden saçma saçma sırıtıyor...Kıskandığımı mı zannetti?Ama ben onun tam aksine şuan sinirliyim.Kapıyı kapatıyordum ki ayağıyla kapatmamı engelledi.
"Merak etme nasıl biri olduğunun farkındayım."dedi.Ve Evine doğru ilerlemeye başladı."İyi geceler"
Diye bağırdım arkasından."İyi geceler"
Onunla konuşmak iyi geldi bana çok farklı hissettiriyor.Hareketleri mimikleri ve kokusu,ses tonu ve o gülüşü herkesten farklı sanki her şeyiyle bana huzur ve güven enjekte ediliyor. neyse benim Pofim nerede bakalım?Pofiyle biraz daha zaman geçirdikten sonra uykum gelmişti.İyi bir gece geçireceğimi umuyordum ama bir türlü uyuyamadım Pelin'i delik deşik etmeden bana uyku yok.Gece boyunca düşünüp durdum.İntikam anlayışı bu mu yani intikamı bile karaktersiz.Sabahın ilk ışıkları camdan sızdığında üstümü giyindim ve Pofi'yi yürüyüşe çıkartmaya karar verdim.Eylül'de uyuyamamış parkta buluşacağız.Parka geldiğimde Eylül bankta oturmuş beni bekliyordu düşünceli bir hali var.
"Can'a sen mi söyledin?"
"Evet"
"Neden?"
"Senin için."
"Gece boyunca benimle ilgilendi."
"Can'dan da bu beklenirdi.Kankam benim ya"
"Ama aklımı karıştırıyor ayrılmamızı isteyen oydu hemde benim ayrılmam gerekirken."
"Ona güvenmediğini düşünüyordu Eylül ve aklı karışıktı."
"Banane bana mı karışıktı her aklı karıştığında ayrılmamız mı gerekiyor?"
İkimizde bir süre sustuk.
"İnternet çocuğa noldu?"
"Gercekten isteyerek olan bir şey değildi fazla kaptırdım kendimi...Sende bir şeyler var."
"Boşver şimdi anlatıp canını sıkmıyım"
"Alya beni sinir etmeden anlat."
"Pelin dün Karen'in etrafında pervaneydi."
"Yuh kız her yere yetişiyor bunun gibisini görmedim.Sen seviyor musun bu çocuğu?"
"Kıskanıyorum,gülüşüne bayılıyorum,merak ediyorum galiba evet."
"Kanka şimdi çocuk baya yakışıklı boy desen var kas desen var Pelin gibileri çok var bu dünyada hatta böyle erkekler için sayılarında bir artış oluyo.Takmicaksın"
Diyene bak kendileri Can'ın yanına dişi sinek yaklaşsa çıldırıyor.Dur ben şimdi biliyorum sana "takmocakson kankoymış"
"Doğru söylüyosun aslında haklısın ya o gün de Can'ın yanındaydı bu kaltak."
Şimdi takmicaksın kankayı görelim...
"Ciddi misin sen Alya?Bu kız hala akıllanmamış"
Sinirden köpürüyor.Çantasını birden kaptı gidiyor.Bense kahkahalara boğuluyorum.
"Ne neye gülüyosun?Kalk okula gidiyoruz."
Gülmekten karnım ağrıdı
"Sakaydı."
"Ya inanmıyorum sana Alya bu nasıl şaka?"
"Neymiş tokmicokson kankoymış kolaysa sen takma"
Sinirli sinirli bana baktıktan sonra oda gülmeye başladı"Allahım yarebbim""Tamam boşver sen beni daha fazla düşünme.Birlikte bir şeyler yapmamızı ister misin?"
"Hayır yalnız kalmak istiyorum."
"Peki"
Yürümek istiyordum,biraz hava almak.Bu yüzden Pofi'yle diğer parka doğru yürümeye başladık.Tam karşımdaki bankta Karen oturuyor.Bu saatte ne işi var?O da mı uyuyamadı?
"Merhaba"
"Merhaba"
"Nasıl oldun"
"İyiyim ama galiba bu soruyu benim sormam gerekiyor.Bitkin görünüyorsun."
"Sadece biraz hastalanmışım zayıf bir bünyem var."
"Anladım."
Aklım Karen'de kaldı,yüzü sapsarı beti benzi atmış.Ona bakacak kimse de yok.Onun arkasından gittim.Hava kararıncaya kadar pencerenin dibinden ayrılmadım ve hiç dışarı çıkmadı.İyi değil mi yoksa telaştan ölecektim.Hazırlandım ve Karen'in kapısını çaldım.Karen iyice kötüleşmişti dudakları morarmıştı ve ayakta duracak hali yok.Düşecek gibi olunca tuttum zar zor yürüyordu odasına yatırdım ve soğuk bezle yüzünü sildim.Ateşi sanırım gittikçe düşüyor.Vücudu olması gereken dereceye geldiğinde yapmayı bıraktım.Dün geceden de uykusuz olduğum için sandelyede uyuya kalmışım uyandığımda ben yatakta Karen sandalye de uyuyordu gel de sen aşık olma o halinde bile başkalarını nasıl düşünüyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Bakışta
Teen FictionAlya anlatıyor: Karen benim en büyük şansım şu dünyada karşıma çıktığı için her dakika şükrediyorum onun yanında hiç bir korkum beni esir alamıyor çünkü ben zaten Karen'in kokusunun esiri oluyorum.Karanlık korkum sadece onun yanında geçiyor ve sad...