Karen hala uyanmamıştı,boynunun ağrıyacağını tahmin ediyordum ama uyandırmak içimden gelmiyordu.Üstünü bir battaniyeyle örttüm.Elimle alnını kontrol ettim ateşi var mıydı?Yok muydu?Neyse ki vücut ısısı normal.Uyurken bebekler kadar masum.Ona güzel bir kahvaltı hazırlamak için hazırlanmadan biraz hava almaya karar verdim.Bahçeye çıktım ve derin bir nefes çektikten sonra havuzun etrafında ağır adımlarla turlamaya başladım.Bu kadar hastalanacak ne yapmıştı?Onu bu kadar çok önemseyip onun için endişelenmem onu sevdiğimin en belirgin kanıtlarıydı.Ama cesaretim kayıptı eski ben patavatsızca konuşur,onunla konuşmaya çalışırdı ama Berke travmasından sonra galiba biraz değiştim.Bilekliğimin yerinde değildi yine mi düştü?Havuzun etrafını arıyodum,buraya gelirken bileğimde olduğundan eminim.Bir şey parlıyordu.Bilekliğim olması umuduyla koşarak yaklaştım ve evet bilekliğim burada.Tekrar takmaya çalışırken havuza düşürdüm.Harika simdi de sakarlığım bilekliğime mal olacaktı.Dizlerimi büktüm ve havuza doğru eğildim onu almaya çalışırken gittikçe batıyordu biraz daha yaklaşsam ulaşabilirim hevesine kapılarak biraz daha uzanmaya çalıştığımda dengemi kaybettim kollarımı çırparak dengeyi kurmamı sağlamaya çalışırken birinin belimden tuttuğunu hissettim.Yaklaşık bir dakika öylece durduk onun çenesini omzumda hissetmek hoşuma giderken durumumdan şikayetçi değildim.Belimden tutarak beni kaldırırken aynı zaman da da konuşuyorduk.
"Ne yapıyordun?"
"Bilekliğimi almaya çalışıyorum."
"Bir bileklik için mi?Bu kadar çabalıyorsun?"
"Benim için ne anlama geldiğini bilmiyorsun."
Tam bu sırada telefonumun çaldığını duydum.Bu anı bozan her kimse ondan nefret ediyorum.Şortumun cebinden telefonumu çıkarttığımda arayanın Alperen olduğunu gördüm.Karen de omuzlarımın tam arkasında olduğu için onun da gördüğünü tahmin ediyorum.Telefonu açma girişiminde bulunduğumda kendimi havuzda buldum.Beni bir anda bırakmıştı.Ne olmuştu şimdi?Neden beni bir anda bıraktı?Bu benim canımı sıksa da şu anda bunu düşünmemeli suyun yüzüne çıkmalıydım.Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda gülüyordu ama diğer taraftan sinirli bir yanı olduğunu hissediyordum.Alperen'den hoşlanmıyordu ama havuza atacak kadar hırçınlaşması gerektiğini düşünmüyorum.Yüzümün sinirli bir hal aldığını tahmin edebiliyordum.
"Üstünü değiştirdikten sonra kahvaltıya gel."
Şezlongun üstüne havlu bıraktıktan sonra içeriye girdi.Bense havuzun içinde bilekliğimi arıyordum.Onu bulmadan içim rahat etmicek anlaşılan Sonunda buldum cebime yerleştirdikten sonra çıktım.Havuzun üzerinde telefonum yüzüyordu.Salak bu çocuk napıcam ben şimdi havluyla kurulandıktan sonra benim için hazırladığı kıyafetleri tercih etmeyip evime gidecektim sonuçta evim yakındı gerek olduğunu düşünmüyorum.Kapının önünde annemin beklediğini gördüm.Telefonu elinde sanırım beni arıyor.Bir Aslı Hanım vakasıyla uğraşamicam.Onun isteklerini sinlemektense ıslak kıyafetlerle kalıtrım.Geri döndüm. Karen'in hazırladığı kıyafetleri giyinmekten başka çarem kalmamıştı.
"Hala kıyafetlerini kullanabilir miyim?"
"Tabi ki"
"Peki ya telefonunu? Malum az önce bir deli beni havuza attı"
"Ah şu çocuk.. Deli ama yakışıklı tatlı sempatik kaslı karizmatik bunları da eklersek kullanabilisin."
Hayretler içinde bakıyordum.
"Ne oldu? Korkutuyosun beni havuz şok etkisi mi yaptı "
"Hayır da ben aynı zamanda bu deliyi mütevazi sanıyordum."
"Evet onu eklemeyi unutuşum."
Annemi aradım ve beni aramaması gerektiğini çünkü bana ulaşamayacağını söyledim.Neden telefonumu kullanamadığımı sormadı ya da iyi olup olmadığımı çünkü o benim annem.Aslı Hanım.
Duş aldıktan sonra,kıyafetleri giyindim biraz büyük olmuştu komik duruyor olsa da sevdim.Salona indiğimde Karen'in gülmemek için kendini zor tuttuğunu sezdim.
"Gülme.Sinirli halimi görmek istemezdin."
Ben bile gülerken onun gülmesine bir yandan hak veriyordum.
"Hadi gel kahvaltı yapalım."
Yemekle ilgili her fikri seviyorum.
"O bilekliğin senin için anlamı ne?"
"Kardeşimden hatıra o bileklik. Bunun için de tahmin edersin ki çok değerli.Kardeşimi trafik kazasında kaybettik sarhoş adamın biri yüzünden.Bu bileklikte çocukken bana doğum günümde aldığı bileklik biraz kötü duruyor ama onu bana kardeşim aldı.""
"Canını sıkmak istemezdim."
"Her neyse bunları hatırlamak istemiyorum."
Telefonu çalıyordu benimki olmadığına göre onundu.Telefonu açtı ve uzaklaştı yine de duyuyordum.Normal hayatında çok farklı biriydi çok sıcakkanlı ve sevecen.Onun hakkında hiç bir şey bilmiyordum ve bu beni deli etmeye yetiyordu.Çapkın biri mi?En çok kafamı bu kurcalayan soru işaretiydi.Tekrar karşıma oturduğumda soru sormaya hazırlandım.
"Arayan kimdi?"
"Arkadaşım."
"Pelin'le aranız nasıl?"
"Onunla sadece iki cümle konuşmuşumdur kafana fazla takma."Gülüyordu gülmesini çok seviyordum.
"Niye kafama takıyım ki laf olsun diye."
"Alperen'le ilişkiniz ne tür?"Alperen'den bahsederken keyfi kaçıyordu.
"Eylül'ün arkadaşı benimle bir alakası yok."
"Eylül'ün arkadaşı ama senin kolundan tutup götürüyor öyle mi?"
"Morali bozuktu ve beni yanında istemiş."Onu ikna etmeye çalışarak.."Zorla götürdü"dedim.
"Her neyse bugün bir şeyler yapmak ister misin?"
"Olur.Ben üzerime bir şeyler giyeyim o zaman.Ve alışveriş merkezine gidelim telefon almam gerekiyor.Şu su geçirmeyenlerden."
"Kaç saat?"
"Ne kaç saat?"
"Ne kadar beklicem."
"2 beelki 3 saat"
Yüzünün o halini görmeliydiniz.
"Şaka şaka 15 dk ya gelirim."
"Oh tamam bekliyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Bakışta
Teen FictionAlya anlatıyor: Karen benim en büyük şansım şu dünyada karşıma çıktığı için her dakika şükrediyorum onun yanında hiç bir korkum beni esir alamıyor çünkü ben zaten Karen'in kokusunun esiri oluyorum.Karanlık korkum sadece onun yanında geçiyor ve sad...