Herkese tekrar Merhaba yine ben bu sefer de bir asi ve alaz kurgusu ile geldim mekanımız olan Cehennemin dibinde geçiyor o zaman herkes iyi okumalarrr
Alaz babası ile ilgili gerçeği öğrendikten sonra kendini boşlukta hissetmişti. Yıllardır annesinden biraz sevgi kırıntısı görmeye çalışırken babası hep bi yanında dururdu onun. Bilirdiki babam burada ama o da sahte ve yalanmış. Tüm çocukluğunu çalanların arasında arkasında dağ gibi bildiği babasıda vardı.
Babası yıllardır annesini ilaçlarla uyutuyormuş annesi o yüzden hayatlarında bi hayaletten farksızdı. Ama hayatlarında anne figürünün olmaması sadece babasının suçuda değildi aslında. Annesi ilaçların etkisinde değilkende kendilerini pek önemsemezdı mesela.
En son namıdeğer abisi çıkıp gelmeden bir kaç gün önce gene her seneki saçmalığı yapıp alinin doğum günü için pasta üfletip dilek tuturduğunda canına tak etmişti artık. Annesine dönüp kendisinin doğum gününü hatırlayıp hatırlamadığını sorduğunda sessiz kalmıştı annesi o zamanda mı ilaçların etkisindeydi. Tabikide değildi ilaç bi kılıftı.
Ne annesini ne de babasını affedebiliyordu çalınan koca bi çocukluktu.
Alaz kendisini asi ile geldiği cehennemin dibine atmıştı koca kapıyı iki tıkladıktan sonra açılmıştı kapı tanıyordu kapıyı açan çocuğu yanlış hatırlamıyorsa fikoydu adı
"Abi senin ne işin var burada" Diye sordu merakla çocuk asi ablasının yanında görmüştü bi kaç kez
"Kafa dağıtmaya geldim oğlum" Diyerek yanıtladı alaz karşısındaki meraklı gözleri
"Abi gözünü seveyim git takarlar sana kelebeği burda" Diyerek göndermeye çalıştı çocuk alazı
Çocuğun bu dediğine gülmeden edemedi alaz "tamam işte oğlum benim de işimi kolaylaştırırlar" Dedi gülüşünü bozmadan. "Hadi çekil şimdi önümden" Diyerek ileri doğru adımladı
Alaz kapıdan geçip denize bakan koltuklara geçtiğinde fikoda karşısına dikildi "abi asi ablayı arayayım mı hani onla falan gelmiştin ya " Diye bi soru yöneltti.
Alaz asinin adını duyunca kaykıldığı koltukta dikleşti "sakın, sakın öyle bi şey yapayım deme, benide rahat bırak artık oğlum be iki kafa dağıtıp siktir olup gideceğim şuradan " Diyerek elindeki şişeyi kafasına dikti.
Fiko onu onaylayan sesler çıkararak uzaklaştı yanından.
"Vayy be alaz soysalan demek bütün hayatın yalanmış, önce anneni aldı bu kahpe hayat daha sonra güvendiğin dağ olan babanı. Lan bi adam çocukları karısı acı çekerken nasıl yapar böyle bi şeyi nasıl. " Diyerek kendi kendine söylenmeye başladı alaz
İçki şişesini kafasına dikip koca bi yudum daha aldı şişeden
"Demek ki sen sevilmeyi haketmemişsin oğlum senin en çok güvendiğin kişi bile sana yalan söylerse seni daha çok kandırırlar oğlum" Kendi söylediği son cümleye kendide kıkırdadı.
Onu bu hayatta bi tek ikizi anlamıştı çünki ikiside aynı yerden kanamışlardı. Ama şu an çağla bile yoktu yanında. Babasının yaptıklarını öğrenince ece ile birlikte annesinin yanına yamanların evine gitmişlerdi.
"Yine kaldın koca kalabalık ailenin içinde tek başina alaz soysalan şurda ölsen gitsen kimsenin umrunda olmazsın mesela " Acı acı güldü dediğine acıydı ama gerçekti.
Fiko kapının ordaki yerine geçtiğinde kapı büyük bi gürültü ile açildi. İçeriye asi girdi. Genç çocuk panik halinde asiye yaklaştı "abla sen neden geldin " Diyerek sordu.
"Oğlum salak salak konuşmasana sen hesaptamı sormaya başladın bana he" Diyerek sahte bir kızgınlıkla çocuğu cevapladı.
"Yok abla ondan değilde, senle birlikte buraya gelen bi abi vardiya hani zengin bebesi tipli olan-" Asi genç çocuğun sözünü kesti hemen panikle "alaz mı burda" Diye sordu.
Fiko asinin dediklerini onaylayan bi baş hareketi yaptı. "Sana burda kelebeği takarlar git dedim ama benimde işimi kolaylaştırırlar işte Diyerek denizin önündeki koltuklara çöktü " Diyerek ufak bi ara verdi.
"Hayır o değil elemenlar kıllanmaya başladılar biri hayırdır birader dese gürültü çıkacak" Diyerek devam etti.
Asi çocuğu dinledikten sonra alazın olduğu yere doğru adımladı ona yaklaştığında bu kadarsın sen işte isyanlarını duymuştu.
"Sen yok sayılmış bi halta yaramayan adamın -" Alazın bu çümlesi asinin dudaklarından dökülen "Alaz" Kelimesi ile bölünmüştü şaşkınca arkasına döndü alaz "asi " Diyebildi sadece
Asi alazın yanındaki boş koltuğa geçip oturdu alazın elindeki şişeye uzandığında boşaldığını gördü "uzun zamandır buradasın demek ki Alaz oğlan" Sondaki imayı bilerek vurgulamıştı.
"Ne işin var senin burda " Diye sordu asi alaza " Kafa dağıtmaya geldim " Diyerek yanıtladı alaz
"Ben şimdi dağıtacağım senin kafanı alaz ha şu etrafına bi baksana herifler sana dalmak için an bekliyor yabancisisin sen buraların " Diyerek ufak bi yükseldi asi
Alaz umursamazca omuz silkti önce "dalsınlar işimi kolaylaştırırlar işte beni fazla yormamış olurlar" Sahte bi tebessüm bürüdü dudaklarını
İkili bi süre sessiz kaldı ama bu sessizliği asi bozdu
"Neslihan teyze bizde " Dedi ilk başta "biliyorum " Yanıtını aldı alazdan "ece ile çağlada bizde" Dedi bu sefer " Onuda biliyorum " Diyerek yanıtladı alaz asiyi.
"Babanı evden kovmuşsun yaman dedi bak eğer gelirsen annenin yanına sana bi şey demez " Dedi asi bu sefer
"Evet babamı evden kovdum evet annem ilaçlarla uyutulmuş evet babamın yaptğı şeyler çok kötü şeyler ama benim annem her zaman biricik alisini sevdi benim annem ilaçsızkende ilk önce aliyi seçti ben annemi daha içimde affedemedim be asi kız" Son sözlerinde sesinin titremesine engel olamadı.
"En azından bi annen var be alaz affetmeyeceğim diyebileceğin bi annen var tamam neslihan teyzenin çok yanlışları, olmuş bunu kendıde dedi ben az önce yanından çıkmadan evvel " Dedi.
"Kadın seni sordu durdu yaman ile geçiştirdik durduk seni merak ediyor çağlaya kızdı mesela alazı nasıl o halde birakıpta gelirsin diye" Son söylediklerine ikiside kıkırdadı.
"Yani Alaz annen kendisini affettirmeye hazır eğer sende affetmeye hazırsan kalk gidelim... "
Tek partlık bir hayali sahneyi daha noktaladım. Benim gözümden okuyun istedim neslihan ile alazın durumunu. O zaman bol bol oy ve yorum ✨✨✨