Herkeseee selam nasılız bakalım umarım keyifler yerindedir. Bu arada herkese hayırlı ramazanlar. Tuttuğunuz oruçlar kabul olsun.
Evet sıradaki hayali sahnemizin ana teması asinin alazın cocukluk gençlik travmalarını öğrenmesi. Evet biliyorum kitap çok alaz odaklı gidiyor ama öncesinde de dediğim gibi ben, feci paşacı bi insanım .
Tw de asinin "huzur içinde, koskoca malikanesinde" Repliğine alazın travmalarını içeren, sahnelerle video yapmışlar ve bu videoya şöyle de bi alıntı girilmiş "alaz asinin cocukluğunu öğrendikten sonra konusunu bile açmaz ama asi de alazın çocukluğunı bi şekilde öğrense keşke" Evet ilhamım buradan. Bende bunu görünce sıvadım kolları hadi irem dedim.
O zaman herkese iyi okumalar umarım beğenirsinizzz ✨✨
"Akşam muhakkak evde olun" Dedi neslihan sandalyesinden ayaklanırken. "O niyeymiş" Sorusu ile durdu arkasına dönmüşken. Sorunun kimden geldiği açıktı. Alaz sormuştu. Hepsi o günün ne olduğunu biliyordu yaman alinin doğum günü.
Yaman bulunduktan sonraki beraber kutlayacakları ikinci doğum günüydü bu "abinin doğum günü akşam cesur ve asi de gelicek bi pasta kesicez " Dedi neslihan olabildiğine sakin bi şekilde.
Alaz alay ile annesine çevirdi bakışlarını "artık oğlun bulunduğuna göre her sene onun veliahtı gibi gelip burda mum üflemeyeceğiz diimi anne" Dedi sesi ciddiyet kırıntıları barındırmıyordu aksine dalga geçiyordu bu durumla
Neslihan bıkkınlık ile baktı oğluna "bi hevesimide kursağımda bırakma oğlum be. Sana akşam burada ol dedim burada ol ve akşam abinin canını sıkacak bi şey söyleme mümkünse o ağzın biraz kapalı kalsın" Dedi neslihan. Alazın cevabını dinlemeden tekrar arkasını döndü ve odasına doğru çıktı.
Alaz elindeki çatal ve bıçağı sert ve sedli bi şekilde tabiri caizse tabağa çarptı "sanki kendisi hiç bi hevesimizi kursağımızda bırakmamış gibi " Diyerek söylendi.
Çağla destek olmak için ellini ikizinin omzuna koydu ben buradayım demekti bu onlar için tek başına yakmasınlar canını yanında ben varım. Kendilerini bildi bileli hep birbirlerine bi şekilde yuva olmuşlardı çağla ve alaz.
Hele ki abileri ali kaybolup hayatları mahvolunca yani anneleride bi nevi onlardan gidince daha çok sarılmışlardı birbirilerine. Çağla hep ikizler birbirinin acısını hisseder diye sarılırdı alaza. Nerdeyse acın niye yanıyorsa canın bana da geçsin acısı tek başına çekme derdi.
Alaz da kardeşinin bu sarılmalarına en güçlü şekilde sarılırdı hep çağla olmasaydı belkide şu zamana kadar ölüp gitmişti. Gerçi şimdilerde hayatında bir tane daha yaşama sebebi vardı ama dünyaya gözlerini birlikte açtığı canının yarısı bi başkaydı işte.
Asi ile yeni bi ilişkiye başlamışlardı daha her şey çok yeniydi yolun çok başındaydı ikiside.
"Tamam alaz sıkma canını annemde böyle işte değiştiremeyiz" Dedi genç kız ikizinin elini tutarak.
Alaz yorgunlukla döndü ikizine "ya ben bizi sevmesini bizi önemsemesini geçtim artık bak buldu oğlunu düşsün artık yakamızdan ya ben yoruldum artık" Dedi genç adam.Biraz kendini topladıktan sonra sandalyesinden ayaklandı alaz "nereye" Diye sordu ikizi "asiye mi gidiyorsun, bara"diye de ekledi. Hayır anlamında kafasını salladı genç adam " Yok azıcık kafamı toplamam lazım"dedi ilk önce.
"Çağla akşama belki gelmem ben sen beni - " Diyordu ki cümlesi genç kız tarafından kesildi "tamam idare ederim seni" Diyerek ikizinin yanığını öptü "dikkat et kafayı toplayacağım derken daha da dağıtma " Dedi giden ikizinin arkasından.