Minicik Ecemiz 3

695 25 21
                                    

Herkese tekrardan merhabalar. Uygulamaya erişim engeli getirilmiş farkettiyseniz. Bu bölümü yazıyorum ama ne zaman gelir orası muballakta şu an.

Herkese iyi okumalar.

Gerçeklerin er ya da geç bi şekilde ortaya çıkmak gibi pek sevilmeyen bi huyu vardır. Ortaya çıkmaması gereken gerçekler birbir ortaya çıkar işin aksiymiş gibi.

Alaz da asi için öğrenmemesi gerekem bi gerçeği öğrenmişti. Peki alazın bu gerçeği bildiğinden asinin haberi varmıydı. Alaz bununla ilgili asiye hesap sorma hakkını kendinde bulacakmıydı. İşte hepsinin cevabı şu bi kaç günde ortaya çıkacaktı.

Alaz kızın kendisini duyduğunu anlamasın diye hızla arkasını dönüp uzaklaştı oradan. Az önce oturdukları masaya gidip sandalyesine oturdu tekrar. Kızdan duyduğu iki cümşe tüm bedenini alt üst etmiş , ne yapacağını bilmez hale getirmişti.

Asi ise kızı ile konuştuktan sonra cesur ile de konuşup ecenin huysuzlanıp, huysuzlanmadığını sordu , olumlu yanıt alınca da kapadı telefonu. Düğün bittikten hemen sonra ya da ertesi gün ilk uçakla tekrar geri dönecekti, yani asi öyle düşünüyordu ama hayat bu ihtimaller ile dolu olduğunu unutmamak gerekir.

Asi telefonunu üstten dar alta doğru ise genişleyen , beyaz kumaş pantalonunun cebine koyup eski yerine ilerlemeye devam etti. Üstünede siyah ip askılı bi bluz giyip kombinlemişti kıyafeti. Elleri de cebinde az önceki masasına gitmeye çabalayan asinin adımları koluna dokundurulan eller ile durdu. Bakışları kolundaki elin sahibini buldu Neslihan Soysalandan başkası değildi.

Neslihan belki bebeği bilmiyordu ama asinin ardından dağılan oğlunu biliyordu. Bir çocuğu daha ellerinin arasından kayıp gitmesin diye çırpınışları hala dün gibi aklında idi. Gözlerinin feri sönmüş gibi bakıyordu oğlu yaşayan bi ölüden farksız gibiydi. Ecenin ardından evlatlarından birini daha kaybetmek bu hayatta isteyeceği en son şey bile değildi.

En sıcak gülümsemelerinden birini takındı Neslihan suratına aslında içten içe kızgındı karşısındakı bu genç kıza hayır karşısındaki bu genç kadına, doğru ya karşısında ilk karşılaştıkları 19 yaşındaki bi genç kız yoktu artık. Yaşananları tam anlamı ile bilmiyordı ama o acılı bi anneydi daha kızını toprağa koyalı 40 gün olmuş acılı bi anne. Hemen ardından ise oğlunun asinin ardından dağılışını izlemek zorunda kalmıştı. Evet olanları bilmiyordu sadece asinin gittiğini tahmin ediyordu ama o an kendi oğlunu değilde asiyi suçlamak daha kolayına gelmişti.

"Biraz konuşabilirmiyiz asicim" Temennisi kızın kabul etmesi idi. "Lütfen" Diye eklemeyide unutmadı. "Pekala" Derken kafasını da aynı anda olumlu bi şekilde salladı Asi "konuşalım"

En uçta bi masaya geçmişlerdi kimsenin kendilerini rahatsız edemeyeceği biraz sakin, biraz sessiz en uçtaki bi masaya.

"Öncelikle hoşgeldin kızım kusuruma bakma ilk geldiğinde tam bi karşılama gibi olmadı " Diyerek cümleys başladı Neslihan Soysalan.

"Teşekkür ederim fakat kalıcı olarak gelmedim yaman çok ısrar etti onu kıramadım" Hiç bir şekilde yanlış anlaşılmayı istemiyordu asi. Bilinsin istiyordu kalıcı değil gidici oluşunun.

"O fark edilmeyecek gibi değil, zaten konumuzda o değil sen zaten kafanda çoktan bitimişsin burayı beş sene dike kolay yaşayana değil ama bunlarıda bilmeden gitme kızım aramızda gizli saklı kalmasın"

Gizli ve saklı kelimeleri aynı cümlede geçince rahatsız hissetti kendisini asi  kafının bu kadar şeffaf oluşu onun kalın duvarlarını yıkmasada ağır darbeler vuruyordu.

"Alazla ne yaşadınız bilmiyorum seninle ilgili tek kelime etmiyor bana ben sadece gittiğini tahmin ettim ki onda da yanılmamışım. Ama şunu bil asi ben senden sonra Alazı çok zor toparladım kızım, bunu oğlum her ne yaptu ise onu aklamak için söylemiyorum ama eceden sonra bu ev bi kaybı daha kaldıramazdı, hala tam anlamıyla toparlanabilmiş değil, çoğu kez hayal görüyor, ilk zamanlar bir ölüden farksızdı. Diyorum ya ne yaşadınız bilmiyorum ama gidiyorsanda aranızda bir sorun çözebilecek kadar saygı kaldı ise o sorun neyse çözün öyle git olur mu"

Yabani Hayali Kurgular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin