19

229 19 1
                                    

Merabalar
Keyifli okumalar.
******************************

Black malikanesi iki yıl sonra insan görmenin coşkusunu yaşıyor gibiydi. Zira,malikane adeta parıl parıl parıldıyor,bazılarına evin sahibi Sirius Black'in hayaletinin onları selamladığını düşünüyordu. Evin geriye kalmış ev cini olan Kreacher,Zabini ailesini terk ederek malikaneye geri dönmüştü.

Ancak hala Blaise'in emri altında çalışıyordu. Blaise,ona yaralı ve hastalara yardım etmesi için emir verdiğinde,ev cini ikiletmeden ortadan kaybolarak işe koyulmuştu. İşler şimdilik yolunda gibiydi,herkes yaralı ve hasta olanlar için çaba gösteriyordu.

Kaybolma işine gelirsek,lord daha haberdar değildi,ancak her saniye olabilirdi. Bu yüzden Malfoylar malikaneyi özel bir büyü ile sürekli koruma altına almışlardı. Sadece yoldaşlık ve aydınlık tafartakiler gerçek eve girebilirdi. Ama,Lordun adamları eve girerlerse boş,terk edilmiş eski malikaneyi görürlerdi. Bu yüzden,herkes rahat bir tavırla işindeydi.

Draco üst kattan altakki kargaşayı izlerken "Çok zor bir işdi." diye bir ses duymuştu. Harry'nin geldiğini kokusundan anlamıştı,ama yinede kafasını çevirerek çocuğun elaya karışık zümrütlerine baktı. "Hemde çok zor..."

Harry ellerini adamın geniş omzuna koydu destek olurcasına "Doğru olanı yapıyoruz Draco. Rahatlar mısın bilmem,ama seninle gurur duyuyorum." Draco parlayan mavi gözlerini ona çevirdi. "Çok rahatladım Potter."

Harry alaylı sese karşılık göz devirip güldü "Seni rahatlatmaya çalışıyorum sadece." Draco buna sırıtırken,salonun tam ortasına birisi cisimlenmişti. Draco,kim olduğunu uzun kumral saçlarından anlarken iç çekip aşağı inmek üzere Harry'nin elini kavrayıp aşağı kata yürümeye başladı.

Salona ulaştıkları zaman herkesin susarak,sanki yılan görmüş gibi Ava'ya baktıklarını fark edince yanına giderek kızın omzunu kavradı. "Kurtarıcımız,bizim için kendini feda eden kadın." Diyerek açıklama yaptı Draco. Bu bir gerçekti. Ava,belki de geçmişten hiç dönmezdi.

Ava ona minnettar gözlerle bakıp arkasından Sirius'un çalışma odasına doğru ilerledi. Sirius'un çalışma odası,James,Regulus,Remus ve bir kaç tane de kendisi ve Lily'nin fotoğraflarıyla doluydu. Malikaneye yakışır şekilde siyahlarla döşenmişti,Sirius evi terk edip sülaleden atılmadan önce onun için dizayn edilmişti.

Ortadaki dairevi masaya yaslanan Draco'nun gözleri,duygulu yeşil gözleriyle fotoğrafları izleyen zümrüt gözlü çocuğa sataştı. Baba ve annesinin yanında kendisini tutan Sirius'un olduğu resmini sıkıca tutarak bir şeyler düşünüyordu. Dudaklarını ıslatarak önüne döndü,o an bu işareti taşıdığı için kendinden iğrenmişti.

Ava onun gibi masaya yaslanırken,onunda gözleri Harry'e değdikten sonra tekrar mavilere döndü."Zaman döndrücüyü bulduğunuzu farz ediyorum?" Draco bu soruyu görömezden geldi "Geri dönemeyebilirsin." Ava acıyla güldü "Kimsem kalmamışken,uğruna savaştıklarım beni canavar olarak görürken, yaşamak kimin umurunda?"

Draco "Haklısın." gibisinden bir şeyler mırıldandı. Ava ise aniden iyice duygusallaştığı için boğazını temizledi. "Zaman dönrücü?"

Draco "Ne var biliyor musun,seni böyle kuru kuruya göndermeyeceğim. Herkes senin kahramanlığını görmeli" diyerek genç kızı aşağı kata götürdü. Ava etrafına bakınırken Draco ona zaman döndrücü gösterdi "Bu gün burada,kendini bizim için feda için teşekkür ederim."

Ava burukça gülümsedi,biraz duygusal hissetmişti. "Beni şımartıyorsun." Draco alaya almasıyla yarım ağız sırıttı. "Ablam olarak onurlandırdığın için teşekkür ederim." Ava duyduğu sesle donup kalmıştı.

MoranaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin