Ron'un evi terk etmesinin üstünden tamı tamına dört gün geçmişti. Blaise bu süre zarfında pek kendinde değildi. En ufak şeyde sinirleniyor,bunalıyor,geceleri kalkıp Ron'un uyuduğu boşluğa saatler boyunca bakıyor,bazense oturarak yastığına bakıyordu orada olduğunu düşünerek.
Bu durum Draco ve Pansy'i oldukça endişelendiriyordu,bu yüzden Draco onu ve Pansy'i Malfoy malikanesine davet etmişti.
Pansy elini çenesine yaslarken,Blaise yaşadığı sinir ve stresten bacağını sallıyordu. Yumruğu dudaklarına yaslı,gözleri ise önündeki halıya kitlenmişti. "Ne o Blaise? Karagöl'de kayıkların mı battı?" Blaise duyduğu alaylı sesle gözlerini esmer kıza çevirdi.
"Karagöl'de kendim batmayı tercih ederim." Pansy ileriye doğru eğilip,dirseklerini dizlerine yasladı "Anlat da çare bulalım kara yılan,anlatmıyorsun ki!" Draco kolunu kanepesine yaslayıp arkadaşına dikti gözlerini pür dikkat.
Blaise elindeki sıra sıra dizilmiş yüzüklerle oynamaya başladı,hepsi bir birinden farklı ayrı sembölü olan yüzüklerdi. Birisi ise aslan kafasıydı,hani şu Gryffindor'un temsili olan aslan hemde. Blaise,bu aslanı ölüm yiyen olarak dolaştığı bir mücevhercide görmüştü.
Gözlerine bakınca ona Ron'u hatırlatmıştı,Blaise neden bilmiyordu,ama yağmaladığı dükkan'dan bir micevher aldı. Aslan kafasını cebine atıp,ederinin iki-üç katını kasaya attı. Hızla diğer ölüm yiyenleri orada bırakıp,orayı terk etti.
Eski anıları ile hafifçe gülümseyip,arkadaşlarına bakınca ise yüzü soldu. "Astoria'nın iftirasına kandım,diyelim." Pansy yüzüne 'Sen salaksın!' der gibi bir ifade yerleştirdi. "Ona kandın mı Blaise?" Draco kızın karakterini bilirdi.
Kız çok kıskançtı,hiç olmayacak insanları kıskanır,uzak durmasını isterdi ondan. Görünüşe bakılırsa Ron'un başına da aynısı gelmişti. Zavallı kızıl diye düşündü Draco ve Pansy,zamanında Pansy'de çok çekmişti Astoria'nın kıskançlık krizlerinden.
"Büyük bir hata yaptım çocuklar. Ron evi terk etti haklı olarak. Geri gelmeyecek,yüzüme bile bakmayacak!" derken yüzünü ellerine gömdü siyahi genç,sesindeki umutsuzluk çok belirgindi.
Pansy kaşlarını çattı oyuncu bir tavırla "Sen neden Weasley'in senin yüzüne bakmamasına üzülüyorsun? Weasley senin için sadece bir köle değil miydi? Öyle dememiş miydin?" Pansy cümlelerini sıralarken Blaise teker teker yüzüne çarpan sözleri ile gözlerini kapattı. Bir gece Pansy ile buluşunca söylemişti bu sözleri.
Pansy iyice yüzü düşen arkadaşına gitti ayağa kalkarak,kollarını omuzlarına sardı "Üzülme kara yılanım,köleni geri getireceğiz!" Draco bıyık altından gülerken,Blaise göz devirerek esmer kızın görebildiği yüzünün yarısına baktı. "Zevk alıyorsun değil mi?"
Pansy yüzünü kaldırıp oyuncu bir tavırla gülümsemeye devam etti "Aman kara yılanım sende,sana köle mi yok!" Draco bu sefer gülmeye başlarken,Blaise tekrar göz devirdi. Ufak çaplı platonik aşık hallerinin arkadaşları tarafından anlaşıldığını fark edecek kadar zekiydi.
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.