Merabalar Bu arada 'Geçmişten kalan hatıralar' bölüm içine bıraktığım ufak diyaloglar değildir ona göre.
Keyifli okumalar. *******************************
Harry gözleri önüne düşen tellerden bir kaç tanesini geriye atmayı başardığında zaferle gülümsedi. Babasından aldığı karışık saç geni yüzünden çok dert yaşıyordu. Mesela,taraklar en büyük düşmanıydı,o yüzden saçlarını taramayı pek sevmezdi. Yıkamak ayrı bir dertti,ama neyseki onu aksatmıyordu.
Draco bu manzarayı izlerken sırıtıyordu,Harry'nin zaferle oluşan ifadesini gördüğünde iç geçirdi,kim karanlık lorda kafa tutan çocuğun bir bebek gibi sevineceğini düşünebilirdi ki?
Harry otuz iki diş sırıtarak arkasını döndü "Hazırım!" Draco daha da sırıttı,çünkü saçı yine bozulmuştu. Harry tekrar önüne düşen saçlarla ofladı "Pes ediyorum!" Draco yaklaşarak ince parmaklarını karışık saçlarda dolaştırarak düzeltti.
Şimdi saçları daha düzenli ve güzel görünüyordu. Tatlı ama yakışıklı yüzü ortaya çıkmış,şaşkınlıkla bakan yeşilleri grilerle buluşmuştu. "Bana öyle bakma Potter." Harry yutkundu,kendini ana kapılmış gibi hissediyordu,sarışının yüzüne vuran sıcak nefesleri de hiç yardımcı olmuyordu.
Aralarında garip bir çekim varken,ikisinin gözleri kenetlenmişti. Draco'nun eli Harry'nin saçından yanağına düşmüş,baş parmağı ile okşuyordu yavaşça. Harry ise hipnotize olmuş gibi elini hayalet kadar beyaz ele koydu.
"Draco..." Draco'nun gri gözleri artık kısılmıştı,her an kapanabilecekmiş gibiydi. Harry içinde aynısı geçerliydi,ancak onun hala şaşırtıcı bir şekilde geride kalmış mantık kırıntıları vardı. Bir yarısı gözlerini kapatmasını söylerken,diğer yarısı kaçabildiği kadar uzağa kaçıp,bir daha dönmemesini söylüyordu. Harry ise kimi dinleyeceğini bilemeden,'annen mi,baban mı?' sorusuna maruz bırakılmış çocuk misali kalakalmıştı.
İkisinin de gözleri kapanırken,Draco elinin altındaki yumuşacık teni okşadı,Harry'nin yanağı çok yumuşaktı. Dudakları arasında bir kaç santim vardı,neredeyse öpüşmek üzerelerdi.
Ta ki,Draco'nun karanlık işareti sızlayana kadar. Draco hissettiği acı ve sızıyla inleyerek gözlerini açtı,karanlık lord bilerek özellikle acı verici yapmıştı işaretini. Kolunu katlayarak işarete baktı,yılan hareket ediyor,kuru kafanın gözleri parlıyordu. Üstelik yılandan yüksek bir tıslama sesi yükselmeye başlamıştı.
Draco Harry ile göz göze geldi,şaşkınlık içinde olan genç bir ona,birde işarete bakıyordu. "Lord,ölüm yiyenleri çağırıyor." diyerek kolunu kapattı "Sen,burada kal. Yada Ron veya Hermione'ye git. Yada Black malikanesine,ne istersen." diye hızlıca söyleyerek ceketini kollarından geçirdi.
"Hemen dönmeye çalışırım!" diyerek ortadan kayboldu. Arkasında,şaşkın,afallamış,ve öpücük yarıda kaldığı için üzgün bir Harry Potter bıraktı. Harry'nin aklında bir sürü soru vardı. Ama en çok aklında dönen soru "Az önce ne oldu?!" ve "Beni öpecek miydi?!" sorularıydı. Sanırım bunu Draco gelmeden anlayamayacaktı.
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlık işaret.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.