Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************
Some one who hates
Ölüm kokan bir masa düşünün. Hangi masa ki,onun bir parçası olan kişilerin bile güvende olmadığı bir masa. Arkasında oturan her bir kişi,her an bir lanete kurban giderek hayatına veda edebilirdi. Bu yüzden masada bir sessizlik vardı,herkes yerine sinerek ölümün bu gün onu pas geçmesini umut ediyordu. Sonuçta,hayatları bir adamın iki dudağı arasındaydı.
Bu kişiler arasında,büyü dünyasının önde gelen saflkanları vardı. Malfoy,Parkinson ve Zabini'ler. isimlerini bu kazançta altın harflerle yazdırmıştı,kanla mı demeliydim yoksa?
Şimdi ise hepsi,ölüm masasına oturmuş,aileleri ile birlikte ölümü pas geçmeyi bekliyorlardı. En soğuk kanlısı kesinlikle Blaise Zabini idi. Savaşta da bu soğuk kanlılığı ile öne çıkmıştı.
"Karanlık lord bu günlerde çok sinirli." diye konuşarak sessizliği bozan kişi bay Binnie olmuştu. Beyaz parmaklarıyla masada ritim tutarak,daha masaya bile gelmemiş olan lorddan bahsediyordu. Kesinlikle bir ahmaktı. Herkes bu malikanede konuşulan her şeyin Karanlık lord tarafından duyulduğunu bilirdi.
Masadaki kimseden ses çıkmazken,Pansy göz ucuyla babasını yokladı,bu adam için üzülmemişdi bile. Sadece boş gözlerle adama bakıyordu. Birazdan ölecekti,karanlık kendisi hakkında en ufak hakerete bile gelemezdi. Derin bir nefes alarak önündeki adama dönecekken,Blaise ile göz göze geldi.
Siyah tenli adam kendisinin çaprazında oturan adama bakarken,yüzünde herhangi bir duygu belirtisi yoktu. Dümdüz adamı izliyordu,Nymeria Zabini ise oğlunun yanında bütün asaleti ile otururken,çatık kaşları ile adama bakıyordu. Narcissa Malfoy ise kocasından destek alırcasına elini tutmuştu,Lucius karısının elini sıkarak güvenle okşadı.
"Avada kedavra!" beklenen büyü,bütün oda boyunca uçup beyaz tenli adamı geriye devirirken,gözlerini kapatarak bir süre bekledi Blaise. Gördüğü ilk ölüm değildi,ama sonda olmayacaktı. Pansy arkadaşına bakarken,yüzünde bu sefer ufak bir tiksinti fark etti.
"Sizi bu kadar beklettiğimi merak ediyor olmalısınız." Derken sırıtarak yerine ilerledi karanlık lord. Önündeki masayı büyük bir yavaşlıkla çekip oturdu,ellerini masaya yerleştirip,masanın etrafına topladığı ölüm yiyenlerine baktı. Birisi az önce ölmüştü.
Karanlık lordun keyfi son derece yerindeydi. Ordusuna gün geçtikçe daha fazla kişi katılıyordu,Yoldaşlığın bir kaç üyesi de işkenceden kurtulmak için ölüm yiyen olmayı seve seve kabul etmişti. Harry'nin artık güvenebileceği bir ordusu yoktu. Luna Lovegood bile umudunu yitirmiş bir şekilde Azkabanda ölümü bekliyordu.
"Getirin!" diye yüksek sesle bağırıp,keyifle arkasına yaslandı. Üç genç zorla salona sürüklenip,yere savrulmuştu.
Harry,yere düşen gözlüğünü alıp gözüne geçirirken,Hermione çizilmiş elini umursamayarak kafasını kaldırıp etrafına bakınıyordu. Kaçma planı kuruyordu.
Son olarak Ron Weasley ise,atıldığı yerde oturmuş,derin nefesler alıyordu. "Savaşın başını çeken üçlü." Derken keyifle sırıtıp,ayağa kalktı.
Blaise,yerde öylece duran gençte dolandırdı bakışlarını. Çok fazla kilo kaybetmişti,onu en son gördüğünden çok fazla hemde. Kızıl saçları kirlenmişti,kıyafetlerinin etekleri yırtılmış,geçirdiği zor zamanların temsili olarak ise açıkta kalan teninde görünen yerlerinde derin kesik izleri vardı.
Üçlünün önünden geçerken,tiksintiyle ikiliye baktı. Harry ve Hermione'den pek güzel bakışlar aldığı söyelemezdi. "Bu üçü!" diye bağırıp uzun tırnaklı eliyle kızılın çenesini kavrayıp yüzüne bakmasını sağladı. Kanayan burnu ile ona saf öfkeyle bakan gözlerle sadistçe sırıttı,bu görüntüyü çok seviyordu.
"Bu üçü,Azkadan da çok rahat..." diyip bir süre sessizce önlerinde volta attı "Orada,sadece fiziksel acı içindeler. Bu bile yeterli değil!" Blaise yüzünü buruşturdu. "Ama..." Gözlerini hepsinde dolaştırdı "Eğer,onları size verirsem... Hem fiziksel..." Hermione'nin derince çizilmiş eline basıp geçti "Hemde zihinsel anlamda biterler!"
Derken ölüm yiyenlerden kana susamış sesler çıkmıştı,hepsi bu üçlünün kendilerinin olmasını istiyordu. İşkence yöntemlerini bile seçmişlerdi. Eliyle sessizlik işareti yaptıktan sonra elini yavaşça indirdi. Masanın etrafına dolanıp,Narcissa'nın başının üstünde durdu. "Bayan Malfoy... Ne dersiniz? Seçilmiş kişi...sizin elinizde?" "Hayır!" demek istedi Narcissa,ama sadece kafasını sallayabilmişti.
"Harika!" diyerek genç kızla göz göze geldi "Pansy? Annenle babanın gururu olup,bulanığı almak ister misin?" Pansy yutkunarak çaktırmadan etrafına baktı,herkes ona bakıyordu "Evet lordum."
Nymeria'nın kıvırcık saçlarını omuzlarından sırtına aldı karanlık lord,çıplak omuzlarını ise eliyle kavramıştı,Blaise kontrolünü kaybettiğini hissederken Pansy masa altından ayağına vurarak durdurdu. "Güzel Nymeria,kan hainini almak ister misin?" Nymeria gözlerini iki eline de götürüp,kafasını olumlu anlamda salladı "Evet lordum."
Nymeria'nın omuzlarını bırakıp,masasına geçerek oturdu. Bu düzeni bilerek seçmişti. Bu üçlüden en çok nefret eden kişileri seçmişti,çocukluklarında saf nefretle bir birlerine bakan kişileri seçmişti. Böylece daha çok acı çekmelerini sağlayacaktı.
******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Uzun bir bölüm oldu.
Sizce gelecek bölümlerde ne olacak?
Tahminlerinizi ve istek sahnelerinizi buraya alayım,ama şimdiden söyleyeyim,bu hikayede işkence olacak. Yani hemen öyle sevgi falan olmayacak.
Umarım analabilmişimdir. Ehem neyse.
Adios.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morana
Fiksi PenggemarFelaket zilleri çalsın,Lord Voldemort kazandı!-Blairon,Pansymione,Drarry Not-Hikaye Va-t'en isimli kurgumla birleşiktir.