Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************Hermione Granger hayatı boyunca çok seçim yapmıştı. Bazıları zor olmuştu,öyle zor olmuştu ki bazıları,yaparken nefes alamamıştı. Bazıları ise içinden gelmiş,severek yapmıştı. Şu an ise ne yapacağını hiç bilmiyordu. Çünkü yapacağı seçim,Penny Haywood ile olan ilişkisini sarsacak türdendi.
Elini sıkıca tutan kızın masmavi gözlerine çevirdi bakışlarını,gözlerinde umutla,gülümseyerek açık renk kahve rengi gözlerine bakıyordu. "Seni gerçekten çok seviyorum Hermione!" Hermione zar zor yutkunup kızın gözlerinden yere çevirdi bakışlarını.
Şimdi yapacağı seçim çok basitti. Pansy'e deli gibi aşıkken Penny ile sevgili olamayacağı için,tabi ki de red edecekti. Penny'nin duygularıyla oynayacak hali yoktu ya. "Penny,bak ben-" Penny elini biraz daha sıkıp kendini biraz daha ona yaklaştırdı "Hadi ama Hermione!"
Hermione rahatsız olmaya başlamıştı,kızın tavırları çok baskılayıcı ve bir o kadar da sıkıcıydı. "Penny,bak ben gerçekten yapamam." Penny kaşlarını çattı derince,mavi gözleri sulanmaya başlamıştı.
"Ama neden?!" Hermione artık acımaya başlayan ellerini çekmeye çalıştı "Bırak elimi!" Penny ne yaptığının farkında değilmiş gibiydi,ne tutuşu yumuşuyor,nede elini bırakıyordu.
"Sana bırak dedi!" Pansy aniden belirerek kızı sertçe çekerek Hermione'den ayırdı. Hermione acıyan elini ovuştururken,Pansy kendisini ikisi arasına yerleştirdi. "Kaybol,Haywood." Penny derince çattığı kaşları ile "Çekil aradan Parkinson!" diyerek Hermione'ye ulaşmaya çalıştı.
Pansy kızı ittirip "Uzaklaş Haywood,yoksa istemediğim şeyler olur!" diyerek ölümcül ifadesini takındı. Eli pantolonuna sıkıştırdığı asasında duruyordu. "Sana ne Parkinson? Siz ne siniz ki?" Pansy omzunun arkasından Hermione'ye baktı. Hermione ifadesizce Penny'e bakıyordu.
Pansy,o an içinden ne geliyorsa onu yaptı. Elini arkasına atıp,kızın belini kavradı. Yanına çekerek,hafifçe kafasını eğdi ve kendisine bakan kızın dudaklarıyla buluşturdu dudaklarını. Hermione kalakalmışken kalbi saniyede on kilometreyle atıyordu. O bilmiyordu,ama Pansy de ondan geriye kalmıyordu.
Beş saniye sonra geriye çekilen Pansy,yüzündeki sinsi gülümseme ile "Anlamışsındır diye düşünüyorum. Şimdi toz ol!" Diyerek kızı kovdu. Penny hırsla arkasını döndü,zaten hemen sonrasında Hermione şoktan çıkarak Pansy'e baktı.
"Ne yapıyorsun Pansy?" Pansy gülümsemesi ile ona döndü "Seni Haywood'dan kurtarıyorum?" Hermione sinirli ifadesi ile "Beni öperek mi?!" diye çıkıştı. Kendisiyle oynanıyor gibi hissetmişti genç cadı. "Evet?"
Hermione gözlerinin dolmasına engel olamadı "Pisliksin Parkinson!" Pansy kaşlarını çattı "Ne yaptım şimdi?" Hermione yavaş,ama ona göre fazla sertçe kızın göğsüne vurdu "Seni severken sen önemi bile olmayan bir öpücükle beni öptün!" diyerek çıkıştı.
Pansy'nin çatık kaşları düzeldi,yine sinsice sırıtmaya başlamıştı. "Demek beni seviyorsun ha Granger?" Hermione cevap veremeden bir alkış sesi duyuldu. İki kız kafalarını çevirdiklerinde Draco Malfoy ve Harry Potter'ın onları izlediklerini gördüler,alkışlayan kişi Draco'dan başkası değildi.
"Aferin sana Pans!" Draco bir sılık çaldı tezahürat edercesine "Sonunda Granger'a açıldın!" Hermione ıslak gözlerini kocaman açarak Pansy'e döndü. "Ne?" Pansy ufakça kıkırdadı "Sana aslında beşinci sınıftan beridir aşıktım." Hermione 'nin çenesi tam anlamıyla düşmüştü.
Pansy ağzı açık kalmış kıza baktı gülerek. Kendi kırmızı ruju kızın dudaklarında iz bırakmış ve biraz da taşmıştı. "Hadi gel oturalım,yoksa düşeceksin." dedi Pansy,siyah ojeli eli ile kızın taşan rujunu düzeltip kanepeye doğru yönlendirirken.
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Artık final zamanı yakındır.
Pansy Parkinson.
Hermione Granger.
Penny Haywood.
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morana
FanfictionFelaket zilleri çalsın,Lord Voldemort kazandı!-Blairon,Pansymione,Drarry Not-Hikaye Va-t'en isimli kurgumla birleşiktir.