34

201 12 29
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

Blaise üstünde olan gerginlikle boğazını temizledi. Kendisi özür dilemeyi pek bilmezdi,o yüzden Pansy ve Draco'nun tavsiyelerine ayak uyduruyordu. Draco 'İlk önce Astoria'dan kurtul.' demişti. Bu yüzden annesi ile konuşmuştu sabah,Nymeria ise yüzündeki kocaman gülümseme ile halledeceğini belirtmişti.

Şimdi ise Pansy'nin  tavsiyesine uyuyordu. Pansy ona ne yaparsan yap,gerekirse kolundan sürükle ama kendini affettir demişti. Eh,başka fikri de yoktu. Hogwarts yıllarında kızlardan pek özür dilemesi gerekmemişti. Aksine,soğuk tavırları yüzünden ondan özür dilenmişti.

Pansy destek olurcasına arkadaşının omzunu sıktı "Bende orada olacağım,Draco zaten orada." diyerek gülümsedi. Draco Harry'nin yanına erkenden giderek planı ona ve Hermione'ye anlatacaktı. Bu yüzden Harry ve Hermione uygun bir ortam hazırlayacaklardı.

Blaise minnetarlıkla gülümsedi,uç uç tozu ile cisimlenmeden önce 'Black malikanesi' diyerek gözlerini kapattı. Gözlerini açtığında içerideydi,arkasından da Pansy girmişti. Ancak işler karışık gibiydi,odada bulunan herkes ona sanki karanlık lord'u görmüş gibi bakıyordu. Tedirgin,korkmuş durumdalardı.

"Neler oluyor böyle?" Pansy omuz silkti "Her ne oluyorsa,hiç iyi şeyler olmuyor." Blaise rengi çekilmiş olan genç bir çocuğa yaklaştı "Neler oluyor?" Çocuk dili tutulmuş gibi sadece durdu,en sonunda ise elindeki gazeteyi siyahi gence uzattı titreyen ellerle.

Blaise gazeteyi aldı,salondaki herkeste ölüm sessizliği varken,gazetede yazanları okudu

"YOLDAŞLIK ÜYELERİNİN BİR KISMI YAKALANDI." Siyah ve büyük harflerle yazılan yazılar kalbinin teklemesine sebep oldu. Haberin devamını okudu. 'Yakın zamanda Azkaban'dan kaçan yoldaşlık üyelerinin bir kısmı yakalanmış bulunmaktadır,lordun sorgusu altında olan mahkumlar,diğetlerinin yerini söylerse kurtulacaklarını öğrenince gönüllü konuşnaya razı oldu.'

Blaise okuduğu şeyle hemen kafasını kaldırdı "Her şeyinizi toplayın,toparlanın!" Pansy aceleyle Blaise'i takip etmeye başladı. "Ne yapacağız Blaise?" Blaise hızla yürürken "Onları buradan kaçıracağız Pansy,çocuklar var." diye yanıtladı,bir yandan da şokla kalakalmış insanlara hemen toparlanmalarını söylüyordu.

"Nereye götüreceğiz?" Blaise "Bizim eski eve,şu anlık orada kalmaları daha güvenli!" Diyerek yukarı kata,Sirius'un odasına çıktı. Kapıyı hızla açarken,diğerlerini orada buldu. Hermione stresle saçlarını yolarken Penny omuzlarını okşuyordu sakinleşsin diye.

Pansy siyahi gencin yanından hızla geçerek kabarık saçlı cadının yanına gitti,Penny ile aralarına oturarak saçlarını tek omzunda toplayıp,omuzlarını tuttu "Sakin ol Granger,çözeceğiz." Ron endişeyle dizlerini titretiyordu.

"Toparlanın,hemen burayı terk ediyoruz!" Ron siyahi gence baktı "Nereye gidiyoruz?" Blaise çatık kaşları ile "Sen benimle geliyorsun,diğerlerine yer buldum." diyerek kızıl çocuğun kolunu kavradı "Herkese eski barakaya gelmelerini söyle Draco. Orası sihirle donatıldı."

Blaise cisimlenerek kendi evlerine gitti,Ron kaşlarını çatarak "Beni neden getirdin?" diye sordu,burada olmaktansa diğerleri ile olmayı tercih ederdi. "Benim yanımda kalıyorsun,Ron." Ron burun kıvırarak "Lordun elinde olmayı tercih ederim!" diyerek kollarını kavuşturdu.

Blaise sinirle dişlerini sıktı "Özür dilerim tamam mı? Astoria artık yok,gönderdim." Ron gözlerini devirerek "Neden? Sevgili nişanlına Avada çeken birisini neden geri evine getirip onu kovuyorsun?" Blaise elini alnına atıp kısa saçlarını geriye doğru ittirdi "Bak,ona inanmamalıydım. Özür dilerim." "Zahmet oldu."

Blaise dilini ısırdı,Ron ne dese haklıydı. "Burada kalmak için bir sebep görmüyorum." Blaise çocuğun mavi gözlerine baktı "Özür diledim ya işte?" Ron "Ben burada kalmak için bir sebep,beni buraya bağlayacak birisini göremiyorum." diyerek kafasını çevirdi.

Blaise arkasını dönüp giden gence baktı,tamam,ne yapsa hakkıydı,ama öylece gitmesine izin veremezdi. Şömineye kadar gitmiş olan gencin kolunu tuttu,Ron söylenmek için arkasını dönmüşken beklemeden,günlerce ve gecelerce hayal ettiği şeyi yaptı,dudaklarını Ron'un dudakları üzerine kapattı.

Ron nefesinin kesildiğini hissederken,sırtını arkasındaki duvara yasladı. Eli Blaise'in kazağının göğsünü tutmuştu. En sonunda ayrıldıklarında Ron kaşlarını çatarak Blaise'in yüzüne baktı "Ne yapıyorsun?" Blaise yüzündeki sırıtma ile "Seni öpüyorum." diyerek gözlerine bakmaya devam etti.

"Nişanlın varken mi?" Blaise göz devirmemek için kendini sıkarken "Onu sevmiyorum. Aramızdaki nişan bozuldu." diyerek anlını Ron'un alnına yasladı "Senden nefret ediyorum,biliyorsun değil mi?" Blaise sırıtmasını bozmadan "Biliyorum." dedi,daha sonrasında ise ikisi de öne doğru uzanarak,tekrar bir birlerini öptüler.

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Biraz saçma olmuş olabilir.

Biraz saçma olmuş olabilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Blaise Zabini.

Adios.

MoranaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin