Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************
"Hadi ama Aylak!" Kahve saçlı adam sırıttı.❦︎❦︎❦︎
İnatçı kelimesi bir insan olsaydı,Ronald Weasley kesinlikle Astoria derdi. Çünki kız Blaise'in yakasını tabiri caizse bırakmıyordu. Sabah erken kalkıyor,Blaise'den bir öpücük koparmaya çalışıyordu. Tabi siyahi genç oralı bile olmuyordu,orası ayrı. Sürekli genç kızı geciktiriyor 'Ayıp olur!' bahanesi kullanmak için annesinin yanından ayrılmıyordu.
Ron bunu biraz komik buluyordu aslında. Neredeyse yirmi bir yaşındaki birisinin sürekli annesini kollaması ve yanından ayrılmaması komiğine gidiyordu. Hele bu kişi,Blaise Zabini ise.
Şimdi de o anlardan birisiydi. Astoria,uzun tırnaklarını masaya vurarak,adeta avını bekleyen yırtıcı gibi Blaise'e bakıyordu. Blaise ise bakışlardan kaçarak,annesinin solunda,kızın hemen karşısında oturuyordu.
Blaise bakışlarını kıza değdirmeden kahvaltı ederken,bacağına sürtünün ayak ile donup kaldı,topuklu ayakkabıyı hissediyordu. Yediği yemek boğazında kalırken Nymeria hafifçe sırtına vurdu çatık kaşlarıyla. Nefesi düzelince ise onaylamazca bakıp yemeğine döndü.
Ron gülmemek için dudaklarını bir birine bastırdı,çok komik bir görüntüydü. Astoria'nın bakışları iyice keskinleşirken Blaise anında yerinden fırladı,kızın her saniyesi ona yapışmaktı resmen!
"Hadi Ron geç kalıyoruz!" Kızın yüzüne bakmamaya çalılarak kızılı kolundan yakaladı "Ama-" Ron sözünü bile tamamlayamadan Black malikanesine ışınlandı. Ron zar zor kavrayabildiği asasıyla rahat bir nefes aldı,kılpayı alabilmişti.
"Tanrı aşkına Ronald,sonunda gelebildin!" Josephine'in bıkkın sesi duyulurken kızarmış mahçup yüzüyle gülümsemeye çalıştı Ron "Özür dilerim." Josephine,buna göz devirirken kızılın elinden tutarak çekiştirmeye başladı. "Hadi,çok işimiz var!"
Ron,Josep tarafından çekiştirilirken,Blaise yanına yaklaşan kardeşine baktı. "Astoria dönmüş?" Blaise soğuk bir şekilde "Evet." diyerek yanıtladı,annesinin patronusunun evi terk ettiğini görmüştü. "Hala aynı mı?" Blaise "Daha beter." diyerek göz devirdi.
Astoria ile Hogwarts'ın son senesinin sonunda nişanlanmıştı. Astoria,Draco tarafından nişanı atılınca depresyon ve sinir krizini sınırlarda yaşayarak herkese kabus olmuştu. Annesi,ne kadar denerse denesin kızını sakinleşememişti,bu yüzden Draco'ya bir mektup göndererek çağırmıştı.
Zavallı Draco ne yaptığını bilemeden yalnız kalmamak için,Blaise ve Pansy'i alarak Greengrass malikanesine gitmişti. Astoria,üzerinde kendi kanı olan beyaz elbisesiyle hışımla dışarıya çıktığında,siyahi genç ile göz göze gelmişti. Draco'ya fırlattığı büyüyü Blaise savuşturmuştu.
Astoria,annesinin gözlerine bakarak "Onunla nişanlanırsam düzelirim!" diyerek ağlamaya başlamıştı. Annesi ise kızına kıyamayıp,siyahi genç ile ne ara olduğunu bile anlayamadan ikisini nişanlamıştı. Büyülü olduğu için,Blaise'in hayır deme gibi bir şansı olmamış,Astoria ile bir tür bağla nişanlanmış olmuştu.
Nymeria bunu duyunca delirmişti,Bayan Greengarass ile bir düelloya girmiş,Lord Voldemort araya girerek iksini de susturmuş,Blaise ise istemediği nişanı ile kalmıştı. Ancak Nymeria,hala Bayan Greengrass'a kin duyuyordu. Tabiri caize Astoria'nın ayağını kaydırmak için fırsat kolluyor,nişanı bozmaya çalışıyordu.
Sabel yüzünü buruşturdu "İsveç'e göndermek pek iyi bir fikir değilmiş." Blaise ağrımaya başlayan başını ovuşturdu "Sorma,daha yapışkan ve çekilmez." Sabel omzunu pat patladı "Merlin sabır versin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morana
FanfictionFelaket zilleri çalsın,Lord Voldemort kazandı!-Blairon,Pansymione,Drarry Not-Hikaye Va-t'en isimli kurgumla birleşiktir.