27

197 20 8
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

  Bir haftada ikinci kez lordun huzurunda olan herkes korkuyla titriyordu. Zira,içeriden gelen çığlık ve yalvarma sesleri de kesilmeye başlamıştı. Genç ölüm yiyenler stresle ayaklarını yere vururken,yaşlılar sakinliğini korumaya çalışıyordu. Çoğu Merlin'e yalvarmaya başlamışlardı bile.

Bir kaç saniye sonra kapı güm diye açılmış,ölüm yiyenler irkilerek kafalarını eğmişlerdi. Lord hızla ve hışımla masaya yaklaştı. Asasını çekip tehditkarca salladı ve "Savaşa hazırlanın!" dedi. Draco kaşlarını çatarak Blaise'e baktı. Cürretkar bir ölüm yiyen sebebini korkarak sorduğunda ise "Harry Potter'ın yandaşları kaçmış!" dedi.

Bu sesli bir kaç fısıltıya sebep olurken,Üçlü göz göze geldi. "Harry Draco'da,onlara liderlik edecek hali yok. Kısa zamanda bulup öldürürüz." diyerek paranoyak bir şekilde hızlıca konuştu lord. O sırada Peter Pettirgrew "Efendi,Harry Potter hemen ölmeli!" diyerek lordu gaza getirmeye çalıştı.

Lord onun kararını gözden getirirken Draco "Hayır!" diye atılmıştı. Gözler ona dönünce ise boğazını temzileyerek "Potter'ı bir koz olarak kullanabiliriz. Nede olsa Harry zaten öldü diyerek saldırıyageçebilirler." dedi. Ne dediğini anlamamıştı bile,tek dilediği lordun Peter'ın sözüne inanmamasıydı.

Lord elini yüzüne attı,iki kararı da tartarken,Draco Peter'ın bozulan yüzü ile karşılaştı. Bu herifi hemen öldürebilirdi. Lord en sonunda karar verdiğinde "Savaş hazırlığı yapın. Potter Draco ile emin ellerde." diyerek gururla sarışına baktı. Bu an,Draco'ya savaş sırasında kendisine sarıldığı anı hatırlatırken kusmak istedi.

"Dağılın." Ölüm yiyenler can havliyle kendilerini dışarıya atarken,Draco endişeyle Malfoy malikanesine cisimlendi. Pansy ve Blaise'de onu takip etti. Onlarınki de Harry'nin yanına gitmişti çünkü. En güvenli yer olarak orayı seçmişlerdi. Malfoy malikanesine gelir gelmez Astoria Draco'ya göz devirerek Blaise'e sarıldı.

Ron buna uzaktan izlerken,yanağına bir öpücük kondurarak "Benimle hiç ilgilenmiyorsun!" dedi şikayetçi bir sesle. Blaise elini beline koyarken,göz ucuyla kızıla baktı "Ben neye şahit oluyorum?" bakışlarıyla onlara,daha sonra elini koyduğu yere baktı. Ardından önüne dönerek Draco'ya baktı. Draco hızla her şeyi Harry'e anlatıyordu.

Blaise ise kendisine bakan kıza baktı. Kahve saçları yine beline dökülüyor,yüzüne perçemleri gelerek sevimli bir görüntü oluşturuyordu. "Astoria,ben-" Astoria aniden geri çekilerek "Sende beni bırakacaksın!" diyerek ağlamaya başladı. Blaise ne yapacağını bilemeyerek "Astoria ben öyle demedim!" diyerek onu durdurmaya çalıştı.

Astoria ağlamaya devam ederken,Ron'un ters bakışlarının kurbanı oldu. "Ne yapıyor bu gene?" adlı sıkılmış ve bezmiş bakışlarıyla kıza bakıyordu. Evde çıkardığı olaylar ve kaos yetmiyormuş gibi birde burada işe koyuluyordu. Onu neden getirmişti ki! Bıraksaydı evde kalsaydı işte!

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Tamam tamam,kaosa bir süre ara. Artık shipleri üzerine gideceğim.

Adios.

MoranaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin