36

169 10 25
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

  Lord Voldemort ile konuşmak insanın ruhunu öldürürdü. Lord o kadar karanlık ruhlu,korkunç ve amansızdı ki,sadece kırmızı gözlerine beş saniyeden uzun bakmak bütün hayat enerjinizin çekildiğini hissetmenize sebep olurdu. Hele sohbet etmek,eğer Bellatrix Lestrange gibi kaçık bir deli değilseniz akıl sağlınığıza büyük ölçüde zarar verirdi.

Üç genç ölüm yiyen tam olarak bunu düşünüyordu toplantıdan çıkarken. Lord onlara fazlasıyla güveniyordu,sebebi ise üç ölüm yiyenin zihin ustası olmalarıydı. Lord zihinlerine ne zaman girse kolaylıkla bir şeyden şüphelenmeden başka bir şey göstermeyi başarıyorlardı,bu da lordun şüphesini minimuma indiriyordu.

"Kesinlikle hemen bu işi bitiriyoruz!" diye söylendi Pansy,topuklu ayakkabılarının sesi sertçe koridorlarda yankılanırken ölümcül ifadeyle şömineye doğru gidiyordu. Biran önce Hermione'yi görmeliydi,evet,Hermione'yi.

Blaise son derece ciddi ifadesiyle arkadaşını onaylarken,dudağının kenarında olan yara kabuk bağlamaya başlamasına rağmen hala sızlıyordu. Bunu kimin yaptığını bulmak zor değildi. O gün Ron'u öptükten sonra yediği yumruğun iziydi bu. Hayır,Blaise pişman değildi. Ron'u öpmek için bir yumruk daha yemesi gerekse bile,onun için milyonlarca yumruk yemeye bile razıydı.

Anlayamadığı şey ise neden onu öptükten sonra yumruk attığıydı. Blaise onu öpünce Ron'un da istekli olduğunu sanmıştı,tabi yumruğu yiyince dünyası dönmüştü ama olsun.

Draco sevgilisini görmek için heyecanla şömineden geçerken,Pansy ve Blaise de onu takip ettiler. Draco arkadaşladını umursamadan gördüğü Harry'e doğru koşarken,Blaise göz devirdi. Çünkü Pansy de Hermione'yi Penny'nin yanında görür görmez hızla yanlarına gitmişti.

Blaise Ron'u bulmadan önce üstünü değiştirmeye karar verdi,sonuçta rahat kıyafetler giymek sinir kat sayısını düşürürdü. Odasının kapısını açar açmaz Ron ile karşılaşmayı ise hiç beklemiyordu.

Ron yatağına uzanmış uyurken yorgana sarılmıştı. Kaşları çatıktı,galiba rahatsızdı. Blaise'in yüzüne bir gülümseme yerleşirken kapıyı arkasından kapattı,yatağın yanına çöküp elini kızılın yanağına koydu. Yavaşça okşarken bakışları dudaklarına takılmıştı yine.

Ron uykusundan sıyrılırken önünde bir figür gördü. Gözleri fal taşı gibi açılıp yerinden fırlarken Blaise kıkırdamaya başlamıştı. "Burada ne işin var senin?" Ron az önce sarıldığı yastığı kafasına atmak için kaldırdığında Blaise kolaylıkla yastığı kavradı "Odama girerken izin almam gerektiğini bilmiyorum."

Ron bir süre sırıtan yüzüne baktı,ardından yataktan kalkıp,kapıya doğru yürüdü. Tabi hayalleri kapıya konan siyahi bir el tarafından suya düşürülmüştü. "Kapıyı bırak." Blaise sırıtarak bu sefer kapıya yaslandı,şimdi aralarında hiç mesafe kalmamıştı ve sanki Ron Bliase'i sıkıştırmış gibi görünüyordu.

Ron dişlerini sıkarak gencin gözlerine baktı,bir anlık olarak patlamış dudağına inse de tekrar gözlerine çıktı. "Çekil dedim Zabini!" Blaise bakışlarını aşağı indirdi,sinirden içe doğru sıkılmış dudaklara bakıp arsızca sırıtmaya devam etti,aklından milyonlarca şey geçmeye başlamıştı bile.

"Çekilmezsem nolur?" Ron sertçe gencin yakalarını kavradı,tabi bu Blaise ani şekilde belini kavrayıp yerlerini değiştirdiğinde değişmişti. Şimdi ise Ron tam olarak Blaise tarafından sıkıştırılmıştı. "Ne o? Dilini mi yuttun?"

Ron hala sinirle baksa bile kalbi sanki saatlerce koşmuş gibi çarpıyordu. Blaise sessizleşen çocuğa iyice sinerken Ron kafasını dikleştirerek olası bir temastan kaçınmaya çalıştı. Ancak bu boynunu ortaya çıkarıp,Blaise'in oraya bakmasına sebep oldu.

"Şimdi nereye kaçacaksın bakalım kızılım?" Ron nasıl başardıysa aniden kolunu gererek gencin yüzüne bir yumruk geçirdi. "Ben senin kızılın değilim!" Blaise hala Ron'u bırakmamıştı,bu yüzden Ron hala kapıya arasında kalıyordu. Blaise tuttuğu yeri bırakıp gözlerini gencin yüzüne çıkardı.

Kabuk bağlayan dudağı tekrar kanamaya başlamıştı. Sanki kendi kanı değilmiş gibi diliyle kanı yalayıp sırıttı Bliase,acıdan çok zevk vermiş gibiydi. "Sana bunun için neler yaparım,biliyor musun?" Ron geri çekilmeyerek "Ne? Yine Crucio mu kullanırsın?" diyerek yüzünü iyice sinirli bir şekilde yüzüne yaklaştırdı.

Blaise'in eli Ron'un belinin hemen yanında duran kilide giderek kilitledi. Çıkan 'tik' sesi Ron'un yutkunmasına sebep olurken,Blaise kafasını gencin boynuna koydu "Seni işkence ederek cezalandıracağımı kim söyledi kızılım?" İşte o zaman,Ronald Weasley gerçek korkuyu hissetti.

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Son cümle bir yerden alıntıydı,bakalım bulabilecek misiniz kısbdıeesjsbsm

(uygun medya yok maalesef)

Adios.

MoranaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin