Kimse duyamaz...
Artık sana yenilemem,
git gözüm görmesin o güzelliğini, yeniden sen diye deliremem...Tenefüs zili insana ömür verirdi. Yani ben öyle hissediyordum açıkçası. Ders zili çaldığında sinirimden çıldırırken tenefüs zilinde her şey farklıydı.
"Zeynep" diye bir ses duydum arka sıralardan. Arkama döndüğümde bu kişinin Ayaz olduğunu gördüm. Kaşlarımı çattığımda "hadi kantine gidelim" dedi. Başımla onayladım ve kantine doğru yürümeye başladık.
Neyseki yıldırım yoktu. Çünkü telefonuma bildirim gelmişti.
Alara: kaç gündür yazmıyorsun bari ben yazayım dedim.
Zeynep: ne kaç günü ya?
Zeynep: sen onu bırakta, ne zaman geliyorsunuz?
Alara: önümüzdeki pazar ya da pazartesi geleceğiz.
Zeynep: oh! İyi bari.
Alara: ayn
Alara: abim sevinçden çıldırıyor. Geldiğimizde ilk işi telefon almak.
Şimdi diyeceksiniz ki, Alaranın bir abisi mi var? Evet! Kendinden bir buçuk yaş büyük abisi, Onur. Onurun telefonu olmadığı için mesajlaşamıyorduk. Kendine iphone 15 pro max alacakmış. Bunun için de okulunu bir yıl dondurup inşâtta çalıştı. Yani o da 12. Sınıf. Umarım bizim sınıfta olur ikiside.
"Zeynep" dedi Ayaz. Ayaz'a baktığımda "geldik" dedi. Gülümseyip masalardan birine oturdum.
"Ne istersin?" Dedi. Kalemimi ve defterimi yanıma almamıştım. Bu yüzden telefonumdan notlar kısmına girip yazdım. Sonra Ayaz'a gösterdim.
"Kahve yeterli"
"Tamam" dedi Ayaz. Sonra kantin sırasına girdi.
Zeynep: ne zamandır telefonsuz be abin?
Alara: bir buçuk yıldan az.
Zeynep: hm.
Alara: neyse, biz yemek yiyeceğiz. Kendine iyi bak.
Zeynep: afiyet olsun. Sen de kendine iyi bak.
Tam önüme bir kahve konulduğunda kim koydu diye bakmak için kafamı kaldırdım. Sarışın mavi gözlü, uzun boylu, beyaz tenli bir çocuk. "Merhaba" dedi çocuk. "Ben Murat, konuşamadığını biliyorum. Ama merak etme, işaret dilini de biliyorum"
Kaşlarımı çattığımda Ayaz'ın bizi izliyor olduğunu gördüm. İşaret dilimle "neden bana kahve aldın?" Dedim. Bunun üzerine çocuğun yüzü düşmüştü.
"Hadi ama" dedi "bu okulda en popüler öğrencilerden biriyim"
Ben neden bilmiyorum o zaman seni?
"Tabii Ali'den sonra" dedi. "Yani benim sevgilim olmalısın. Yani seni sahipleneceğim"
"Oradan bakıldığında istediğinde sahiplenebileceğin bir mal gibi mi gözüküyorum?" Dedim.
Ayaz elindeki kahveyle yanımıza geldiğinde elini Murat'ın omzuna koydu ve yavaşca sıktı. Murat hafif bir inilti sesi çıkarttığında Ayaz sırıttı. "Sen demek işaret dili biliyorsun" dedi.
Murat sadece "hı hı" diyebildi. Omzu acıyor olmalıydı ki yüzünü ekşitmişti. "Pekii" dedi Ayaz "Zeynep'in Ali'nin sevgilisi olduğunu biliyormuydun?"
Ne? O nereden biliyordu?
İleriden sallana sallana gelen ışıktan gözlerimi çekip tekrar Ayaz'a sapladım. "Bilmiyordum" dedi Murat. "Özür dilerim" Ayaz Murat'ın omzunu bıraktı. Murat omzu ile boynu arasındaki çıkıntıya ova ova yanımızdan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimse duyamaz...
Adventurebabasının ateşler içinde bedenini gören zeynep. artık hiç konuşamaz olmuştur. bakalım zeynep hayatının geri kalanını sessiz bir sekilde nasıl devam ettirecek?