Kimse duyamaz...
Acıları üzerime siz saldınız,
en büyük Hatanız kör sandınız,
Ama değilim..."Yemeğe gelmeyecekmisin zeynep"
Ayaz'a döndüm. Gerçekten canım istemiyordu, zaten annemin gelmeyecek olması, yani iki üç gün sonra gelecek olması canımı sıkıyordu. Daha erken gelmesi için elimden geleni yapmak istiyordum. Ama elimden ne gelirdi ki?
Kafamı sağa sola salladım ve sıraya gömdüm.
"Sen iyimisin?" Dedi ışık. Söylemiştim bana iyi davrandığını "başın mı ağrıyor yoksa?"
Başïmla onayladım.
Biraz sessiz kaldıktan sonra gittiler. Aleyna ve yanındaki yan sınıftan yeni arkadaşı nejla ve asel dedikodu yapıyorlardı. Ve ben bundan son derece rahatsızdım. Ama elden ne gelir? Daha konuşamıyordum bile...
Ben ne zaman konuşmaya başlayacaktım? Ya da başlayabilecekmiydim? O kadar çok canım yanıyordu ki...kimse sesimi bilmiyordu. Kimseye derdimi anlatamıyordum. Neden böyle olmuştu? Her gün ağazımı açıp bir kaç kelime söylemeye çalışırdım ama asla beceremezdim. Kahkaha atarken bile sesim çıkmıyordu. Bende ses diye bir şey kalmamıştı. İnce bir sesimmi olurdu? Kalın sesli mi olurdum? Güzel bir sesim varmıdır? En son dört yaşında bir kaç kelime söylerken videom çekilmişti. Ama şimdi, on dokuz yaşımdaki sesim nasıl olurdu? Bir keresinde Ali bana senin sessizliğin dünyanın en güzel sesi demişti.
Yine elimi kaldırıp anlatmaya başladım. "Bazen, ben daha söylemeden, yani yazmadan ne istediğimi biliyorsun. Bunu, nasıl yapıyorsun?"
Gülümsedi. "Sessizlik" dedi. "Senin sessizliğin, dünyanın en güzek sesi. Sadece duyabilen için..."
Derin bir iç çektim. Acaba Ali'yle aramız nasıl olacaktı? Beni gerçekten sevdiğini anlayabiliyordum ama, yine de kayırıyordum işte. Ali ile tanıştığım günden beri benim sesim olmuştu. Ben ne söylemek istersem benim yerime o söylemişti. Hatta bir keresinde, söylemek istediklerini kendin söyleyeceksin. Demişti.
Telefonumdan gelen bildirim sesini duyduğumda sıramın altından uzanıp aldım. Mesaj annemden geliyordu. Ama bu bir ses kaydıydı.
"Zeynep, nasılsın anneciğim? Üç güne geliyorum ve seni nasıl özlediğimi bilemezssin! Teyzenle konuştuk. Artık amcanlarda kalacaksın. Yani üç gün boyunca. Üç gün sonra annenin yanında olabilirsin. Paraya ihriyacın var mı güzel kızım? Eğer paran yoksa bana söyle. Defneyle de konuştum. Parası kalmamış. Size para gôndereceğim merak etmeyin. Sizi ne kadar özlediğimi tahmin edemezsiniz. Hadi öptüm. Sizi çok seviyorum. Güzel kızlarım"
Annemin ses kaydından sonra yanağımdan akıp gitmek üzere olan damlayı sildim. Ne güzel sesi vardı annemin. Pi incecik.
Zeybep: anne paraya ihtiyacımız yok. Ayrıca ben de seni çok özledim. Çabuk gelin. Bu arada, Alaralarla mı geleceksin?
Ekranımı kapattım. Tekrar sıranın altına koydum telefonumu. Daha sonra kafamı yine sıraya gömdüm. Zil çalana kadar uyumayı planlıyordum.
"Sevdiğin gelmedi mi?" Aleyna'nın sesiyle arkama döndüm.
Nejla göz devirdi "yani Ali'yi kastediyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimse duyamaz...
Adventurebabasının ateşler içinde bedenini gören zeynep. artık hiç konuşamaz olmuştur. bakalım zeynep hayatının geri kalanını sessiz bir sekilde nasıl devam ettirecek?