Ya kimse duyarasa?
Kimse duyazamaz...Ali: Zeynep, hadi artık geç kalacağız.
Zeybep: yavhu ne okul meraklısımışsın arkadaş. Geliyorum işte.
Ali: okul meraklısı değilim ben. Ama geç de kalmak istemem.
Zeynep: tamam tamam. Geldim.
Sağ koluma çantamı geçirdiğim gibi evden çıktım. Anahtarımı da çantama attım. Asansör kapısı açılınca karşımada Ali belirdi. (Artık işaret dilimle konuştuğumu biliyorsunuz. Yani bunu özellikle belirtmeme gerek yoktur bence...)
"Günaydın"
"Günaydın" dedi bana. "Sonunda çıktın evden"
Gözlerimi devirdim. Asansörden indiğimizde okula doğru yürümeye başladık.
"Annen bana kızgın mı?"
Ali kaşlarını çattı. "Ya şey, annen bana mı? Dediğini anladım ama o ortadaki işareti hatırlayamıyorum"
Elimle kaşlarımı işaret ettim ve kaşlarımı çatıp öfkeli bir yüz yaptım.
Kahkaha attı. "Hayır, sana kızgın değildir. Ben onunla konuştum"
"Sevindim"
"Şey" dedi. "Ben bu işaretin de anlamını bilmiyorum"
Bu seferde dişlerimi gösterdim. Baktım anlamıyor defterime yazıp gösterdim. "Ha! Bende" dedi.
Okulumuza geldiğimizde merdivenlerden çıkmaya başladık. Kendi katımıza doğru. Karşıdan gelen Ayaz ve ışık'ı gördüğümde biraz duraksadım. Ayaz geldiğinde Ali'yle tokalaştılar. Kafalarını da tokuşturdular.
"Nabersin kardeşim?"
"İyiyim Ayaz. Sana sormalı"
"İyi ben de."
Işık bana ters bir bakış attıktan sonra Alinin boynuna yapıştı. "Naber kanka?"
Ali kaşlarını çattı. Işık'ın kollarını tutup boynundan çekerken "i-iyiyim. Sen?" Dedi.
"İyi ben de"
Ayaz bana doğru elini uzattı. Elini tutup tokalaşırken "naber?" Dedi.
Gözlerimi kapatıp açtığımda Işık hiç oralı değildi. Ali'ye dürttüm. "Ayaz'a söylermisin iyi olduğumu? Ve onun nasıl olduğunu?"
Ali gülümsedi ve Ayaz'a "Zeynep iyiymiş, senin nasıl olduğunu soruyor"
"Nasıl?" Dedi ışık. "S-sen işaret dili mi biliyorsun?"
Ali onayladı. "Telefondan öğrendim. Hepsini değil ama idare edecek kadar biliyorum."
Işık göz devirdi. "Cidden bununla uğraştın mı?"
"Neden uğraşmasın" dedi Ayaz. "Ben de öğreneceğim. Bak lazım oluyor"
"Hiç uğraşamam" dedi ışık. Göz göze geldiğimizde gözlerimi kaçırdım.
Sınıfımıza doğru yürüdük ve girdik. Yağız sırama sanki tek oturuyormuş gibi yayılmıştı. Ali kaşlarını çattı. "Senin ne işin var burada? Kendi sınıfına git"
"Burası benim sınıfım" dedi Yağız. "Burası da benim sıram"
"Ne diyirsun sen lan?" Diye bağırdı Ali. Bana baktı. "Ne oluyor?"
Daha ben yazmadan ışık atıldı. "Sınıfta çağdaşla kavga etmiş ve sınıf değiştirmiş"
Ali tısladı. "Neden Zeynep'in sırasında peki? Nisa ne olacak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimse duyamaz...
Adventurebabasının ateşler içinde bedenini gören zeynep. artık hiç konuşamaz olmuştur. bakalım zeynep hayatının geri kalanını sessiz bir sekilde nasıl devam ettirecek?