Kimse duyamaz...
Ayaz ışık ve ben yemekhaneye çıkmıştık. Oysaki Ali'den bir haber yoktu. Onun için çok endişeliydik ama yapacak da bir şey yoktu. Yemeklerimizin de yarısına kadar gelmiştik artık. Neyseki merdivenlerden inen Ali'yi görmüştüm. Hemen ayağa kalkıp yanına koştum. "Ne oldu? Ne dedi müdür?"
Önce of ladı. Daha sonra da "önemli değil" dedi. Ayaz ve ışık'da bizim yanımıza geldiklerinde "sadece 4 gün uzaklaştırma"
Ne?!
Yine mi???
Hemen elimi kaldırdım "özür dilerim" dedim. "Benim yüzümden"
"Hayır" dedi Ali. "Senin yüzünden değil, senin için..."
O an ben bile kendimden beklemediğim bir şeyi yaptım. Kollarımı Ali'nin sırtına dolayıp başımı göğsüne koydum. Ne kadar da huzurluydu göğsü. Sanki asla bana zarar gelmezdi. Hep beni korurdu. Kokusunu da içime iyice çektikten sonra "teşekkür ederim" dedim.
Ali şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Afallamış gibiydi. "Ö-önemli değil..."
"Neyse" dedi Ayaz "hadi yemek ye. Biz yedik"
"Tamam"
...
Okul çıkışı olmuştu nihayetinde. Ben ise okula giderken ne kadar mutluysam şimdi de o kadar üzgündüm. Ali uzaklaştırma almıştı. Daha ne olsun?
Yolda beraber yürürken telefonuma bir mesaj geldi.
Amcam: merhaba Zeybep kızım nasılsın?
Amcam mı? Ne? O bana neden yazmıştı ki. Tamam amcamı çok severdim. Her ay bana elinden geldiğince de para gönderirdi ama, neden yazmıştı?
Zeynep: iyiyim amca. Sen nasılsın?
Amcam: ben de iyiyim çok şükür. Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyordum.
Zeynep: tabii. Ne konusu hakkında?
Sorduğum sorunun saçmalığı şaka mı Z kuşağı?
Amcam: duydum ki annen annemi bakmak için izmire gitmiş. Ona ne kadar teşekkür etsek az. Benim buradaki yani istanbuldaki işlerim yüzünden İzmir'e gidemiyorum. Diyordum ki, sen bende mi kalsan kızım? Hem seni de çok özlemiştim.
Ben de amcamı çok özlemiştim ama teyzem bizim eve gelmişken o imkansızdı.
Zeynep: ben de seni çok özledim amca. Ama beni teyzem bakıyor. Yani bizim eve geldi. Eniştem izin vermiş.
Amcam: öyle mi? Sevindim demek isterdim ama seni de çok özlemiştim. Neyse, olsun. Yine de teyzen gideceği zaman haber ver kızım. Bir ihtiyacın, sıkıntın oldumu da yaz.
Zeynep: tamam amca. Teşekkür ederim.
Amcam: rica ederim yavrum.
"Kim o ya?" Dedi Ali. "İki saattir mesajlaşıyorsun."
"Amcam" diye yanıtladım. "Nasıl olduğumu soruyor"
"Hmm" dedi Ali.
Siteye girdiğimde birlikte asansöre bindik ve bizim kata, yani 6. Kata çıkmaya başladık.
"Sana iyi günler"
"Sana da" dedim ve asansörden indim. Kapıyı açıcaktım ama teyzemler evde olmalıydı. Bu yüzden zili bastım.
Çok geçmeden kapı açıldı "hoş geldin canım" dedi teyzem. bana da kocaman sarıldı.
"Hoş buldum teyze"
Birlikte içeriye geçtiğimizde elif ve defne oyun oynuyorlardı. Ben direk kendi odama geçip kıyafetlerimi çıkartmaya başladım.
Telefonumdan gelen bip sesiyle telefonumu elime aldım
Anam: zeynep'im. Nasılsın yavrum? Defne nasıl?
Zeynep: iyiyiz anne ikimizde. Teyzem de geldi bize.
Anam: biliyorum anneciğim. Konuştum teyzenle. Amcan aradı beni. Sana de mesaj atmış. Bak ne diyeceğim? Teyzen bizde sadece bir hafta kalabilecek. Biliyorsun, onun da bir eşi var. Bir haftadan sonra amcanlarda kalmak istermisiniz?
Zeynep: düşünürüz anne. Sen nasılsın? Ve ne yapıyorsun? Babaannemi buraya getirsen olmaz mı?
Anam: ah! Canım. Bende aynı fikirdeydim. Ama halanlar burada yaşıyorlar biliyorsun. İzin vermiyorlar. Kendi evlerine de alamıyorlar. Sabah akşam işteler.
Zeybep: ama neden? Neden izin vermiyorlar?
Anam: arada bir gelip görüyorlar babaanneni. Onlar da zaten bir iki haftaya yakın İstanbul'a taşınacakmış. Yani o zamana kadar gelemeyeceğim yavrum.
Zeybep: anlıyorum anne. Peki babaannemin durumu, çok mu kötü?
"Zeyneeep" diye sesleniyordu teyzem. Ancak ben cevap veremezdim. İşte bu yüzden yanıma geldi. "Senin için atıştırmalık bir şeyler hazırladım. Gel biraz bir şeyler ye."
"Olur teyze " dedim. "Annemle mesajlaşıyorum. Birazdan gelirim"
"Tamam. Selam söyle ablama"
Başımla onayladığımda geri telefonuma baktım.
Anam: babaannenin durumu biraz daha iyi ama, ne kadar iyi olursa işte. Yataktan kalkamıyor. Sürekli ateşleniyor ve resmen gün boyunca uyuyor"
Zeynep: anlıyorum annecim. Tamam. Sen kendine iyi bak. Babaanneme de selam söyle. teyzemin de sana selamı var.
Anam: aleyküm selam. Sen de kendine iyi bak. Allah'a emanet.
Telefonumu yatağımın yanına bıraktıktan sonra salona çıktım. Elif ve defne çörek yiyip çay içiyorlardı. "Zeynep abla" dedi Elif. "Bize ingilizce ödevinde yardım et. Annemin işleri varmış."
"Tamam" yaptım işaret dilimle. Elif bile benim yüzümden işaret dilini biliyordu.
"Abla" dedi defne çayını bir kenara koyarken "annemle dün akşam konuştum. Daha gelemeyecekmiş. Ben annemi özledim"
Derin bir nefes alıp işaret yapmaya başladım. "Hadi ama Defne. Küçük değilsin artık. 12 yaşında koca bir kızssın. Hem en yakın zamanda annem gelecekmiş. Merak etme"
"İnşallah" dedi ve çöreğini yemeye devam etti.
Kapı çaldığında 'hatta üst üste hiç durmadan çalmaya başladığında' teyzem mutfaktan çıkıp "ben bakarım" dedi. Hızlı adımlarla çıkış kapısına giderken bir yandan hayıflanıyordu "alacaklı sanki"
Kapıyı açtığında bir kadın sesi duydum. "Nerede o?"
"Kim?" Dedi teyzem.
"Benim oğlumu yüz kere uzaklaştırma alan kız nerede?"
"Ne diyirsun sen? "Dedi teyzem.
Gelen sultan abladan başkası değildi!!!
Yoooorum. Oooooy! Unutmayın. Bir sonraki bölüm için yani!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimse duyamaz...
Adventurebabasının ateşler içinde bedenini gören zeynep. artık hiç konuşamaz olmuştur. bakalım zeynep hayatının geri kalanını sessiz bir sekilde nasıl devam ettirecek?