gönlümûn selaları23. bölüm

98 9 3
                                    

Kimse duyamaz...

   Kapıyı çaldığımda Defne'nin "gelebilirsiniz" demesiyle odaya girdim. Yatağında yatmış, kafasını yastığa gömmüş bir vaziyette ağlıyordu. Yavaş yavaş yanına doğru ilerleyip yatağının kenarına oturdum. Onu mutlu etmem gerekiyordu. Belki herkesden saklamalıydım ama Defne'den hiç bir şey saklamayacaktım. Benim ailem olarak sadece Defne kalmıştı çünkü"

Alışık olmadığım sesimle "Defne" dedim.

Defne sessiz sessiz ağlarken "hı" dedi. Benim konuşabildiğimi fark etmemişti.

Bir kaç saniye sonra birden doğruldu ve bana baktı. "Abla!" Dedi "sen, konuştun"

Kafamı salladım. "Evet" dedim hafif çıkan ince sesimle.

Defne kahkaha atarken "amcama haber ver-"

"HAYIR!' diye atıldım. "Haber falan vermeyeceğiz. Ben konuşabildiğimi herkesden gizleyeceğim"

Kaşlarını çattı "neden ki?"

"İşte"

"Peki" dedi "sen bilirsin. Ama nereye kadar gizleyebilceksin ki?"

Haklıydı.

"Bilmiyorum" dedim. Konuşurken kendi sesimi duymak çook garip geliyordu. "Saklayabildiğim.yere kadar",

Defne omuz silktiğinde kapı çaldı. "Girebilirsiniz" dedi Defne.

Evdeki hizmetçilerden biri kafasını kapıdan içeriye soktuktan sonra"efendim, Alara ve Onur beyler geldi"

Bu kadar resmiyete ne gerek vardı?

Kafamı salladığımda Defneyle beraber odadan çıktık. Koridorda yürürken "sakın çaktırma" dedim.

"Merak etme"

Salona girdiğimizde Onur, Alara ve amcam sohbet ediyirdu.

"Öyle deme dayı ya" dedi Onur"elbet bir talip çıkacak!"

Onur'un hâla manitası yokmuydu cidden?

Üçü de bize doğru döndüklerinde yüzlerindeki gülümseme soldu. Onun yerine buruj bir gülümseme gönderdiler. "Kuzen" dedi Onur "nasılsınız?"

Ben Alara'nın yanına geçerken Onur ayağa kalkıp defneyi kucağına aldı "naber fındık? Özledin mi beni?"

Onur Defneyle ilgilenirken Alara bana sarıldı. "Çok özlemiştim seni"

Tam ağazımı açıp 'bende' diyecektim ki hemen kapatım işaret dilimle söyledim. Bu duruma alışmam gerekiyordu.

"Yarın okula gidecekmisin Zeybep?" Amcama döndüm. Kafamı aşağı yukarı salladım.

Annemi kaybettim. Evet, bu acı gerçeği yaşadım ama evde durursan depresyona girebilirdim. Benim hayata karışmam gerekiyordu. Ama annemsiz bir hayat olurmuydu?

"Aferin sana, güçlü yeğenim benim" dedi amcam. Buruk bir gülümseme gönderdim.

Odamdan gelen sesle telefonumun çaldığını anladım. Ses gittikçe yaklaşıyordu. Tam ayağa kalkıyordum ki sık sık gördüğüm siyah saçlı 40 yaşlarındaki hizmetçi telefonumu bana uzattı. "Buyrun, efendim"

Telefonumu bana getirene kadar arama sona ermişti. Arayansa Ali'den başkası değildi!

Hemen mesaj attım.

Zeybep: kusura bakma, telefonum yanımda değildi...

Ali çevrimiçi...Ali yazıyor...

Ali: ne kusuru Zeybep ya? İyimisin?

Zeynep: evet, iyiyim. Merak etme.

Ali: eğer yalnız kalmak istemezsen yanına gelebilirim :⁠-⁠)

Amcam buna çok kızar! Buraya gelmesi imkansız...

Zeynep: yanıma gelmeni isterdim ama yalnız değilim. Alara ve Onur geldi. Yine de teşekkürler.

Ali: anladım. Kötü bir şey olursa haber ver.

Ali çebrimdışı...

Zeynep: tamam.

Ali çevrimdışı...

Ofladım. Telefonumu kenara bırakacağım sırada kafasını telefonumun içine sokmaya çalışan Onur'la göz göze geldim. Sadece sırıttı.

"Efendim" dedi yemek masasında oyalanana hizmetçi. "Yemek hazır"

"Tamamdır raşel. Teşekkürler. Artık evine gidebilirsin"

Raşel mi? Öyle isim varmıydı ya?

Amcam ellerini çırpıp ayağa kalktı. "Hadi bakalım yeğenlerim. Yemeğe"

Onur bana elini uzattığında elini tuttum ve ayağa kalktım. "Böyle kuzen zor bulunur" diyip göz kırptı. Bende şakasına omzunu vurdum.

Arkamdan "abi!" Diyen Alarayı duyduğumda kaşlarımı çattım. "Beni unuttun"

Göz devirdiğimde Onur elini Alaraya uzattı. "Hay hay!"

Hep beraber masaya oturabilmiştik. Herkes sessiz sessiz yemeklerini yerken benim canım hiç bir şey istemiyordu.

"Teyzene haber ver" dedi amcam "yarın akşam bize gelsinler. Alara, sizde ablamlara haber verin gelsinler. Akşam hep beraber yemek yiyelim"

"Ne?!" Dedi defne "annem öldü benim! Kutlama yapar gibi yemek mi yiyeceğiz?"

"Hayır defnecim, hani, eren gibi düşün. Yanınızda olduğumuzu belirtmek amaçlı"

Defne'nin saçlarını okşamaya başladım. "Sakin ol" diye fısıldadım.

Herkes yemeğini bitirdiğinde Onur'la Alara birbirlerine bakıp kaş göz ettiler. "Biz gidelim artık dayı" dedi Onur "size iyi geceler"

Alara yanımdan geçerken "bir şey olursa yaz" diyip göz kırptı. Gülümsedim.

Onları uğurladıktan sonra "hadi Defne, biz de yatalım" dedim.

Defne onayladığında amcam bir sigara yaktı ve "iyi geceler çocuklar" dedi.

Çocuk???

Odama gittiğimde Ali'yi mesaj atmak için telefonumu elime aldım. Ancak annemle olan mesajlarımıza girdiğimde kaşlarımı çattım. Önceden attığı ses kaydı aklıma gelince açıp dinlemek istedim. Fakat dayanabilecekmiydim?

Zeynep, nasılsın anneciğim? Üç güne geliyorum ve seni nasıl özlediğimi bilemezssin! Teyzenle konuştuk. Artık amcanlarda kalacaksın. Yani üç gün boyunca. Üç gün sonra annenin yanında olabilirsin. Paraya ihriyacın var mı güzel kızım? Eğer paran yoksa bana söyle. Defneyle de konuştum. Parası kalmamış. Size para gôndereceğim merak etmeyin. Sizi ne kadar özlediğimi tahmin edemezsiniz. Hadi öptüm. Sizi çok seviyorum. Güzel kızlarım"

Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle bir bir sildim. Sesini, kendisini çok özlemiştim. Onu bir daha göremeyecek olmak, beni mahfediyordu...

Ah! Döktüğüm bu yaşlar aslında gönlümün selaları,
Bir başka gün başlar eksilmez başımın belaları...

kimse duyamaz...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin