5 Yıl sonra
“Ya baba niye böyle yapıyoonn!?”
Efnan’nın Alp’e kızmasıyla yanlarına gittim. Banyo kapısından içeri baktığımda Alp elindeki tarak ile Efnan’nın tiftik tiftik olan saçına korkunç bir şekilde bakıyordu!
“Ya kızım ben ne anlayayım balık örgüsü mü balina örgüsü mü! Gel normal örelim güzel gözlüm.”
Efnan oflayarak saçlarını tuttu. “Olmaz babacım Merih bana balık örgüsünün çok yakıştığını söyledi. Bende güzel görünmek için balık örgüsü istiyoom!”
“Bacaksıza bak sen! Elimde kalacak bak o Merih haberin olsun Efnan’nım!”
“Ya babişim Merih’e birşey yaparsan ben büyünce kiminlen evlencem cık sen bişey yapma!”
“Ney ney ney!”“Hey! Millet sakin!”
Olaya el atmanın zamanı gelmişti. Benim güzel kızım Merihi seviyordu tabii ikiside 5 yaşında çocuktu.
“Ya Hanzadem bu kız ne diyor evlenme mevlenme?! Bir de bacaksız Merih ile!”
Alp’ e gidip sarıldım.
“Canım eşim, sence de biraz fazla tepki vermiyor musun hı? Kızımızın arkadaşı sonuçta.”
Alp bana ‘ Sende mi!’der gibi baktı.
“Tamam ya ben Murat’ın yanına gidiyorum siz kalın burada. Bakalım oğlum ne yapıyor?”
Kahkaha atmamak için Zor durdum. Ve Merih anasınıfından Efnan’ ın arkadaşıydı.
“Alp.”
“Efendim?”
“Murat en son saçına jöle sürüyordu. Helen için.”
“NE! O DA MI?”
“MURAATT, OĞLUUM?”İçeriden koşarak geldi yakışıklı oğlum. “Efendim baba?”
Bu sefer ben ve kızım da kahkaha atmıştık. Alp’e ise inme inmişti. Murat saçlarını jöleye boğmuştu ve dik bir şekilde yukarı kaldırmıştı.
“Oğlum bu ne hal?”
Güldü oğlum. “Yakışmış mı baba? Helen için yaptım. Gidiyoz dimi Volkan amcamlara Helen’ i görmem lazım. Ona çiçek kopardım annemin saksından.”NE!
BENİM SAKSIM, ÇİÇEKLERIM...Bu sefer de Alp güldü.
“Tamam hadi hazırlanın yarım saate çıkmamız gerekiyor.”dedim. Ela’ya gidicektik. Kızları Helen’in doğum günüydü. 3 yaşına girmişti yeğenim.
Hakkari... Buraya iyiki de gelmişim. Bu şehir bende hep özel kalacak. Benim nasibimle ve çocuklarımla tanıştığım yer. Biz şuan Ankara’daydık. Dün Amine Anne , Mehmet Babayı ve Güneşi ziyaret etmiştik. 2 hafta önce annem Neriman ve Babam Suat’ı. Burada tatildeydik. Volkan ve Ela da burada ev almıştı yazları geliyorduk.Tuğra ve Elçin evlenmişti 4 yıl önce ve 2,5 yaşında oğulları Efe vardı. Trabzon’da oturuyorlardı. Esra ve Ufuk da 2 yıl önce evlenmişti. Esram ise şuan hamileydi ve 2 ay sonra doğumu vardı. Ayşegül ve Hakan onların kızı Ümeyra 1.sınıfa başlamıştı kardeşi Gökalp de 2 yaşındaydı. Adem ve Aybala ise nişanlıydı. 3 yıl önce Helen’in doğumunda karşılaşmışlardı ve birbirlerini sevmişlerdi. Kerem, Gülçin ile sözlüydü. Berk ise 1 yıl önce evlenmişti.
Hepimiz Volkan ve Ela’nın Ankara da olan bahçeli evinde toplanacaktık. Herkes geliyordu. Ayşegül ve Hakan, Esra ve Ufuk, Aybala ve Adem, Kerem ve Gülçin, Berk ve Nur, Tuğra ve Elçin. Evet onlar da gelecekti. Elçin ve Ela çok yakın arkadaş olmuşlardı. Benim vesilem ile. Orada Hem yeğenimin doğum gününü kutlayacaktık hem de mangal yapacaktık.Evi ve çocukların üstünü başını düzeltip evden çıktık. Ben bebek mavisi elbise ve krem renginde şal taktım. Alp lacivert pantolon ve beyaz gömlek giymişti. Efnanım pembe çiçekli dizinde bir elbise ve Murat’ım ise masmavi bir pantolon ve gömlek giymek istemişti. Mavi rengini çok seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süveyda
Non-FictionHayaller... Bir insanın dünyası hayal kurdukça güzelleşir. Tıpkı benim dünyamın güzelleştiği gibi. Karanlık bir odada küçücük bir delikten sızan gün ışığı gibi umut olmuştu ,hayal kurmak benim dünyama.