"Bu çok kısa. Alma bunu." abim elimdeki eteği askıya asmıştı.
"Bana bak alışveriş için geldik her şeye bir kulp bulup geri asıyorsun! Delirtme beni be!" abimin yakasına atladığım esnada Kerem beni tutmuştu.
"Şş tamam sakin, Barış sende beğendiği bir şeyi beğen artık kızın." Kerem'in konuşması üzerine abim az önce elimden alıp astığı eteği tekrardan eline aldı.
"Bunu mu alsın şimdi?" gözdevirip elindeki eteği aldım.
"E bu da biraz kısaymış." Kerem'de aynı şeyleri söylediğinde sabır çekerek mağazanın başka bir kısmına ilerledim.
"Bu nasıl?" akıllanmayarak peşimden gelen ikiliye kıyafet sormuştum.
"Tül kızım bu. Hani kumaş." abime yakınlaşıp sinirle kafasını eğip ısırdım.
"Aah, manyak."
"Sensin be manyak. Seninle alışverişe mi gelinir, o forma varya o fo-" lafımı kesen şey abimin çalan telefonuydu.
"Efendim. İşim var güzelim. Leyla ile. Çok mu acil? Tamam geliyorum." kaşlarımı çatıp abime bakmaya başladım.
"Melek beni çağırıyor." kollarımı önümde birleştirdim.
"Eeee?" abim gözlerini benden kaçırıp yanımdaki Kerem'e çevirdi yardım istercesine tabi o sırada Kerem daha demin seçtiğim tül bluzu raflardan birinin arkasına sokmaya çalışıyordu.
"Ne?" ona baktığımızı anladığında saf saf bakmaya başladı.
"Abi ayrıl şu gerizekalıdan, ya sen salak mısın? Kız seni ALDATTI!" sonda sesim yükselince abim eliyle ağzımı kapadı.
"Ya kızım yanlış anlaşılmaymış, hem bağırma ortalık yerde. Acilmiş. Gitmem lazım." sinirle saçlarımı çekiştirdim.
"Hem Kerem abin var. O kalır bak senle. Dimi Kerem abisi?"
SİKEYİM ABİSİNİ SİKEYİM!
"Hadi öptüm sizi antrenmanda görüşürüz." tam giderken geri döndü.
"Heh al kartımı abisinin gülü, çikom sende al anahtarı tesise getirisin arabayı." yanağımdan öpüp gitti.
Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes çektim. Üzülecekti. O kız yüzünden yine üzülecekti.
"Akıllanmıyor. Gerizekalı. Yine gelip ağlayacak bana. Nasıl tekrar kandırdı ve benim canım abim nasıl yine kandı." kendi kendime söylenirken Kerem elini omuzuma attı.
"Sakin ol kızıl, bana da inandırıcı gelmiyor ama Barış aşırı mutlu. Yani onun tercihine karışamayız maalesef." iç çektim.
"Leyloşum." ismimi duyunca arkamı döndüm.
"E sen hani izinliydin." Esin gelip bana sarıldı.
"Çağırdılar geldim mecbur." dediği şeyle iç çektim patronu bok gibiydi.
"A sizi tanıştırayım. Bu Esin benim üniversitesiden arkadaşım, burada çalışıyor. Bu da-" Esin gülerek elini uzattı Kerem'de ona karşılık verdi.
"Tanıyorum. Kerem Aktürkoğlu." Kerem gülümseyerek memnun olduğunu söylemişti. Esin etrafa bakındı.
"Ben sanki burada birini daha görmüştüm." abimden bahsediyordu. Ah benim kader ortağım. Esin'de benim gibi olmayacak birine platonikti işte.
"Hm. Abim. Gitti." Esin merakla bana döndü.
"Nereye? Yani selam vermeden mi gitti?" Kerem var diye çaktırmamaya çalışıyordu.
YOU ARE READING
Kül - Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vasfını aldığından beri her şey başkalaştı.-