Kerem'den;
Leyla'yı o şekilde bırakıp gitmeyi hiç istemesem de olanlardan sonra yanında kalmak istemeye yüzüm de yoktu.
Onu aldatmadım. Asla yapmadım bunu. Ben ondan başka birini de bu denli sevmedim. O kadar aptalım ki güzel giden bir şeyi ellerimle mahvettim. Arabayla tesise geri döndüm. Leyla ilr konuşmak için kaçmıştım Yunus'a idare et demiştim.
Aklıma dolan magazin haberi ile gözlerimi sımsıkı yumup kafamı direksiyona yasladım. Olaylar Leyla'nın açısından o kadar kötüydü ki muhtemelen onu sonsuza kadar kaybetmiştim. Tesisin önüne çektiğim arabamdan inip soyunma odasına girdim hızla. Odaya adımımı atar atmaz yakama yapışan ellerle sırtım duvara çarpmıştı.
"Bu ne lan!? Bu ne!" Barış elinde magazin haberini gösteriyordu. Gördüğüm şeyle gözlerimi kaçırdım.
"Konuşsana!" ne diyebilirdim ki?
"Barış dur. Çekil." Yunus Barış'ı üstümden aldığında Barış bana tiksinerek baktı.
"Senin ben amına koyayım. Bir daha Leyla'ya yanaşma seni doğduğuna pişman ederim." Barış soyunma odasının kapısını çarpıp çıktığında olduğum yere çöktüm.
"Sarı bu ne harbiden, sen içmezsin ki gece kulübü çıkışı ne?" başımı ellerimin arasına aldım.
"İşte Allah çarptı böyle. İçmem dimi içmem ama bok vardı işte içtim. Gerçekten bütün derdimi tasamı unuttum daha büyükleri geldi. İçki harika bir şey." başımı ovarken konuştuğumda Yunus benim gibi yere çöküp elini omzuma attı.
"Sen bi anlatsana adam akıllı şunu." derin bir nefes verdim.
"Leyla ile aramız bozuktu işte ben çok daraldım, duvarlar üzerime gelmeye başladı sonra evden çıktım. Bizim Berkan'ı aradım nerede diye sonra kulübü söyledi. Gel burdan sakin bir yere geçeriz dedi. İstemeye istemeye gittim. İçeri bile arka kapıdan girdim amına koyayım. Bir yere oturdum Berkan'ı aradım açmadı ibne. Gelir diye de beklemeye devam ettim sonra barmen bana bir şey uzattı dedim ben içmiyorum sonra tip tip baktı başka bir bardak uzatıp iç iç bundan bir şey olmaz dedi. Kokladım keskin bir şey kokmayınca rengi de beyazdı içtim ben bundan zaten her şey ondan sonra oldu." ben içim sıkıla sıkıla anlatırken Yunus söylediğim her detaya daha çok sırıtmaya başladı.
"Sırıtma yicen elimin tersini. Neyse benim bi başım tuhaf oldu, sesler bi garipleşti falan ben kalp krizi falan geçiriyorum sandım. Sıcak falan bastı çünkü. Sonra Berkan'ı boşverip eve dönmeye karar verdim. Başım daha çok dönmeye başladı. Biri koluma girdi yemin ederim kim girdi ben ordan nasıl çıktım onu bile hatırlamıyorum. Kameramanlar falan yok mesela bende. En son evde uyandım. Tektim. Öyle. Kim getirdi etti bilmiyorum." Yunus kahkaha atmaya başladı.
"Senin neyine lan alkol. İmanlı herifsin çizdirmişsin ama biraz." Yunus'un kafasına patlattım.
"Sikerim seni şurada derdimizi anlatıyoruz." Yunus yine anırarak konuştu.
"Derdini sikeyim kardeşim." oflayarak ellerimle yüzümü kapattım.
"Hayal edemiyorum seni içerken, kulüpte falan. Senin yapacağın piyasaya tüküreyim." Yunus hala dalga geçiyordu.
"Amına kodumun balığı sabaha kadar dalga geç diye anlatmadık. Ağzımı da bozdun iyice tövbe tövbe. Ne yapacağım ben? Leyla inanmıyor da bana."
"Haklı." sızlanarak kafamı arkamdaki duvara yasladım.
"Her şey o kadar boka sardı ki. Zeynep mesaj atmış Leyla'ya, Kerem'le aramızdaki engel sensin diye, bir de fotoğraf atmış saçlarımla oynarken." dediklerim Yunus'u şoktan şoka sokuyordu.
YOU ARE READING
Kül - Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vasfını aldığından beri her şey başkalaştı.-