"Sen ne yapıyorsun! Çocuk musun abi?" abim eve geldiğinde neredeyse sabah olmak üzereydi ve eve girer girmez söylenmeye başlamıştım.
"Leyla zaten yorgunu-"
"Başlatma yorgunluğuna! Ne yapıyorsun sen ya hı! İyi mi oldu? İkinizde linç yiyorsunuz ve milletin ağzına laf verdiniz. Arıyorum açmıyor telefonunu Kerem." dediğim şeyle kaşlarını çattı.
"Sen ne diye arıyorsun-"
"SEVGİLİM ÇÜNKÜ TAMAM MI SEVGİLİM! ANLIYOR MUSUN?" abim öfkeyle burnundan soluduğunda Esin elini sakinleşmesi adına koluna attı.
"Başlatma sevgiline!" sürekli başa dönüyorduk ve artık sinirlerim iyice bozulmuştu.
"Sen benim arkadaşımla sevgilisin ama!" dediğimle duraksadı.
"Aynı şey değil."
"AYNI ŞEY! UTANMADIN MI? BEN EVE GETİRDİM SEN O GÖZLE BAKTIN! UTANMADIN MI? AİLESİNE NE DİYECEKSİN ESİN'İN BİZE GÜVENİP EVİMİZE GÖNDERİYOR ANNESİ BABASI NE DİYECEKSİN ONLARA? BEN IRZ DÜŞMANIYIM MI?" bağırmama karşılık sessizleşti.
"Doğru konuş Leyla."
"DOĞRU KONUŞUYORUM!" derin nefesler alarak kendimi sakinleştirdim.
"Senden sadece abilik istedim tamam mı? Şaşırmış olabilirsin kızmışta olabilirsin ama ne ben ne de Kerem senin düşmanın değil. Sahada sanki düşmanın varmış gibi davrandın resmen Kerem'e. Her koşulda ne kadar ağır linçler yediğini ve bu aralar kötü olduğunu biliyorsun. Ya bir kere bile sana zıt gitmedi. O kadar itip kakmana ses çıkartmadı hatta o kadar salak ki seni haklı buluyor. Hakkıdır yapsın diyor. Ben bulmuyorum. Sen bencil, nankör herifin tekisin tamam mı? Ne dinlemeyi bilirsin ne anlamayı."
"Leyla-"
"Yok Leyla. Leyla yok! Sen yaptığında her şey normal ama ben yapınca sanki cinayet işlemişim gibi davranıyorsun! Sende benim kardeşim gibi gördüğüm arkadaşımı sevdin sende aynı şeyi yaptın! Ben ne yaptım ama ben sana ona açıl diye cesaret verdim çünkü seviyordun ve üzülüyordun. Mutlu ol istedim ama sen o kadar bencilsin ki sadece aptal saptal şeyler düşünürsün. Yok arkamdan vurdunuz yok yalan söylediniz. Doğruyu söyleyebilecek bi abi miydin! Anlar mıydın? Benim mutluluğumu önemser miydin yoksa erkekliğine bok sürdürmemek için triplere mi girerdin?" sinirle güldüm.
"Sonuncusunu yaptın zaten pardon. Senden sadece benim mutluluğumla mutlu olmanı bekledim çünkü ben seninkiyle seviniyorum çünkü sen Esin'le mutlusun uzun süredir ilk kez böyle gülüyorsun. Ben abimin sevinciyle sevinebiliyorum senin aksine." cevap vermeyip öylece beni dinliyordu.
"Umrumda değil artık tamam mı? İstediğini düşün ya da yap istersen annemle babama haber ver, şehri ayağa kaldır ben Kerem'i seviyorum ve bu böyle devam edecek! Vazgeçmek gibi bir fikrim ya da niyetim yok, bil diye söylüyorum onunda yok!" evin kapısına doğru gidip üzerime montumu geçirdim.
"Nereye?" sorduğu soruyu sinirle cevapladım.
"Sevgilime. Morali çok kötü, üzgün ve kırgın. Telefonlarıma bakmıyor ve onu sevdiğim için merak ediyorum aynı zamanda üzgün gördüğüm andan beri biri kalbimi avuçlarının içinde sıkmış gibi hissediyorum. Yeterince açık oldu mu?" kapıyı açtığımda abim bir şeyler söylese de dinlemedim. Cebimden çıkarttığım araba anahtarı ile arabayı çalıştırıp Kerem'in evine sürdüm.
-------
Evin önüne geldiğimde kapıyı çalmama rağmen açılmıyor oluşu artık ciddi anlamda endişelenmeme sebep olmuştu. Yedek anahtarı da almadığımı fark edince sıkıntıyla bahçeye doğru ilerledim belki balkon kapısından girerim diye düşünerek.
YOU ARE READING
Kül - Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vasfını aldığından beri her şey başkalaştı.-