Kerem'den
"Kerem gel olum bakayım bi şu eline." arkamdan seslenen Berkan'ı dinlemeden arabaya gitmeye devam ettim.
"Lan dursana çita mısın mübarek." kolumdan yakaladığında sinirle yüzüne baktım.
"Bıraksana anasını satayım gideceğim." Berkan bir yandan elime bakarken bir yandan da kaşlarını çatıp yüzüme baktı.
"Nereye gidiyorsun pardon?" avucumun içindeki cam parçasını çekerken acıyla inledim.
"Lan yavaş. Eve gidiyorum ayrıca. Sal beni. Ölmem bu kanamadan ha ölürsem komple herkes bir rahata erer belki." elimi geri çektiğimde Berkan kafama geçirdi hızla.
"Sen salak mısın? Sormam hata ama işte bir ihtimal belki değilsindir diye soruyorum." sağlam elimle kafamı ovuşturdum.
"Beko zaten kafam iyi değil bir de sen gelip kafa açma kardeşim hadi." elini alnına vurdu.
"Cidden salaksın. Olum sen nereye gidiyorsun bu kızı Aren denen herifin yanında öyle bırakıp gideceksin yani öyle mi?" o herifin adını duymamla bütün kan beynime sıçramış gibi hissettim.
"He Arenciğiyle dursun işte. Saçları yumuşakmış ya daha rahat sever işte saçlarını." istemsizce elim kendi saçlarıma gitti. Herifin hem benden daha çok saçı vardı hemde benden daha çok boyu.
"Aynen avel git öylece bırak. Bir daha döndüğünde de nah bulursun Leyla'yı." Berkan'ın dediği şeyle sıkıntılı bir iç çektim.
"Ya Kero'm şu elin-"
"Ya sikicem yok diyorum elimde bir şey yeter." Berkan eliyle şakaklarını ovdu.
"Lan amına kodum elin kesildiğinde ne kadar korktu kız görmedin mi? Arkandan baktı süt dökmüş kedi gibi. Ben geldim peşinden belki gelmesem o gelirdi." bu kez ben onun kafasına patlattım.
"Niye geldin lan o zaman?" Berkan sabır çekti.
"Bak Kero seni bir sikerim. Amına koyayım bir dinle. Elini kestin belki iyisin hoşsun ama Leyla bunu bilmiyor." anlamayarak yüzüne bakmaya başladım.
"Diyorum ki duygu sömürüsü her zaman işe yarar. Sana çok kızgın ve kırgın ama seni sevdiği için sana kıyamıyor. E bu durumu biraz kullanmaktan zarar gelmez."
"Seviyor mu ki beni?" umutsuzca konuştuğumda Berkan bön bön suratıma bakmaya başladı.
"Ne bakıyorsun?"
"Kerem sen gerçekten salaksın." göz devirdim.
"Olum kız sabahtan beri seni kıskandırmaya çalışıyor gerçekten anlamadın mı?" kaşlarımı çattım.
"Neden yapsın bunu ne alaka anasını satayım."
"Çünkü sürün istiyor, o üzüldü sende üzül delir onun seni Zeynep'le gördüğünde hissettiklerini sende hisset istiyor." Berkan elini omuzuma attı.
"Bu arada bu konuda Leyla haklı, sende şimdi kaçmak yerine otur aşkın için savaş. Kendini dinlet dinlemiyorsa dinleyene kadar gerekirse köpek gibi kapısında yat ama gitme."
Doğru söylüyordu. Ben o kızla konuşmakla başında çok büyük bir hata yapmıştım zaten şimdi oturup kendimi affettirmem ve Leyla'yı o Aren denilen herifle yan yana bir saniye bile bırakmamam gerekirdi.
"Eyvallah kardeşim. Doğru söylüyorsun. Hadi gidelim." bu kez tekrar kolumdan tutup durdurdu.
"Dur dur, sen şu ağacın dibine otur yaslan bakayım." yine ne zırvalıyordu bu.
YOU ARE READING
Kül - Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vasfını aldığından beri her şey başkalaştı.-