"A-abi." bakışları beni bulduğunda elleriyle yüzünü kapattı. Ayaklarını daha çok kendine çekti öyle yaptığında görünmediğini sanıyordu.
-Flashback-
"Böyle yap işte kızım, görmez seni." büyük olan -ama o da sadece 5 yaşındaydı- yanındaki kız kardeşinin kulağına fısıldamıştı.
Saklambaç oynuyorlardı ve Barış yine kardeşini yanına almıştı. Kerem bu yüzden hep Barış'a kızardı. Çünkü onlar 3'lü bir ekip olurdu ama Barış ve Leyla aynı yere saklandığı için onların ekibinden 2 kişi direkt elenirdi.
"Bak ayaklarını kendine çek ve yüzünü kapat, o zaman seni bulamazlar, işe yarıyor." küçük kız sanki abisi ona dünyanın en önemli şeyini anlatıyormuş gibi dinlemiş ve heyecanla kafasını sallamıştı.
"Aferin yaptın. Bizi asla bulamayacaklar." Barış'ta heyecanla aynı pozisyonu aldığında Kerem gizlice ikilinin yanlarına gelmişti.
"Offf Barış, yine birlikte saklanmışsınız." Barış ellerini yüzünden çekip yan bir bakış atarak baktı ufak kıza.
"Sen Leyla'yı görüyor musun?" küçük kız hala abisinin dediği gibi duruyordu.
"Görüyorum tabiki, hatta yan taraftan saçı gözüküyor." Kerem'in dediklerine karşı ufak kız saçını eliyle indirdi.
"Şimdi gözüküyoy mu Keyem?" Kerem karşındaki sevimli konuşmaya karşı sırıttı.
"Barış, bu ses nereden geldi?" Barış Kerem'in dediği şeyle heyecanlandı, şimdi kardeşini görmüyordu demek, tek sorunu saçıydı diye düşündü minik aklıyla.
"Bilmem." kardeşini sadece kendisi gördüğünü düşünmüştü. Kerem'de ikiliye ayak uydurmuş ve onları bozmak istememişti.
-Flashback-
Sessizce abimin yanına oturdum. Hala elleriyle yüzünü kapatıyordu. Zangır zangır titriyordu, hıçkırıkları içime işliyordu. Bende ona ayak uydurdum tıpkı küçükken yaptığım gibi. Dizlerimi kendime çektim ve yüzümü kapattım. Ne kadar öyle durduk bilmiyorum ama abimle bende ağlamıştım.
"Barış!" Kerem hızlı bir giriş yaptığında ben ellerimi yüzümden çekmedim. Bir süre duraksadıktan sonra Kerem'in yavaş adım seslerini duydum. Önümüzde çöktüğünü hissettim.
"Barış yine birlikte saklanmışsınız." Kerem'in dediği şeyle gülümsedim.
Abimden ses gelmeyecek diye düşünürken çatallı sesiyle konuştuğu zaman tıpkı küçükken yaşadığım heycanı yaşamıştım.
"Sen Leyla'yı görüyor musun?" Kerem'in güldüğünü duydum ama burun çekiş sesi eklenmişti gülüşünün yanına.
"Görüyorum tabi ki, saçı gözüküyor." bir elimi bu kez saçıma attım.
"Şimdi gözüküyor mu Kerem?" Kerem derin bir nefes verdi.
"Barış bu ses nereden geldi?"
"Bilmem." abimin ağlaması şiddetlendiğinde Kerem abime sıkıca sarıldı.
"Özür dilerim, özür dilerim ben çok salağım, çok salağım." abim kafası öne eğik bir şekilde konuştuğunda Kerem abimin başını omuzuna yasladı.
"Barış tamam boş ver şimdi düşünme bunları." bir elimi abimin sıktığı ellerine attım. Başından beri bütün kavgam, itirazım bu anı yaşamayalım diyeydi.
YOU ARE READING
Kül - Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vasfını aldığından beri her şey başkalaştı.-