Odamda oturmuş öylece tavanı izliyordum. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Günlerdir ağlamaktan mı bilmiyorum ama artık akıtacak göz yaşım da kalmamıştı. Ya da ben öyle sanıyordum. Onunla konuşmayalı 2 hafta
olmuştu.Abim antrenmanda olduğu için kafam rahattı. En azından sürekli bana bir şeyler yaptırmaya çalışan birisi yoktu. Esin'i yanıma bırakmak istemişti hatta diğerleri de yanımda olmak istemişti ama ben kimseyi ne dinleyecek ne de konuşacak halde değildim.
Kerem mesaj atıyordu ama bakmadım. Hatta üstüne sürekli de aradığı için engellemiştim. Yanıma gelmemişti. Ya abim onu engelliyordu ya da zaten yüzüme bakacak bir yüzü yoktu.
Elime aldığım fotoğrafa baktım uzunca. Mutluyduk. Bakışları parlaktı bana bakarken mesela ne olmuştu da benden soğumuştu. Vazgeçmişti. İhanet etmişti.
O an gözümün önüne geldikçe başıma ağrılar giriyordu.
Telefonum çaldığında bir süre çalan melodiyi dinledim. Dinlerken kesilen sesle umursamayıp tavanla olan bakışmama devam etmiştim ancak tekrar odamı dolduran sesle telefonu elime alıp arayana baktım. Abimdi. 1 saatte bir arayıp duruyordu. Sıkıntılı bir iç çekip telefonu açtım.
"Efendim."
- Kızım sen nerdesin niye açmadın?
Göremeyeceğini bildiğim halde göz devirdim.
"Abi sürekli arıyorsun, konumum hala değişmedi. Evdeyim ve odamdayım. Lütfen biraz kafamı dinlemem için izin ver."
- Kafanı dinliyorsan iyi. Seni sürekli aramamı istemiyorsan Esin'i yanına kabul edecektin
"Off tamam ya tamam, gelsin Esin, oldu mu? Kapat. Arama beni yoksa seni de engellerim."
Karşıdan ne diyeceğini dinlemeden kapattım.
------
"Yemek yedin mi Leyloşum?" kapıdan giren Esin'e bakıp sadece omuz silktim. Başını onaylamazca iki yana salladı.
"Mutfağa girip bir şeyler yapmaya ne dersin?" sunduğu teklife omuz silkip oturduğum yere iyice sindim.
"Kalk." önüme gelip kolumu çekiştirdiğinde kendimi elinden kurtarmaya çalıştım.
"Kalk dedim." tekrar ısrarcı bir şekilde konuştuğunda sinirle ayaklandım.
"Rahat bırakım beni! Yalnız kalmak istiyorum tamam mı, hiçbir şey yapmak da istemiyorum. Tek kalmak istiyorum. TEK." sinirle salondan odama doğru giderken Esin'in beni tutup yakalaması ile durmak zorunda kaldım.
"Bırakmıyorum tamam mı? Yeterince bıraktım. 2 haftadır ne doğru düzgün yemek yiyorsun ne evden ha pardon odandan bile çıkmıyorsun! Kendine kim olursa olsun bir kişi hatta bir erkek yüzünden bunu yapmana izin vermiyorum. Ne dersen de istersen kov, söv umurumda değil. Gitmiyorum ve sende artık bu halden çıkıyorsun!" Esin'in yükselen sesi ile daha da sinirlenmiştim.
"Benim hayatım ve benim problemim değil mi bu! Rahat bırakın beni. İstemiyorum işte desteğinizi de başka bir şeyinizi de. Yalnızlık. İstediğim tek şey ve ben böyle olmak istiyorsam böyle olurum. Karışmayın bana artık yeter!" var gücümle bağırdım.
YOU ARE READING
Kül - Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vasfını aldığından beri her şey başkalaştı.-