"Ablam, prensesim çok özlemişim seni..." Başından tekrar öptüğümde çikolata olmuş ağzıyla yanağımdan öptü, normalde sinirlenirdim ama buna ses edemezdim çok tatliş öpüyordu.
Liya: "Abli sen annimi görünce neden kızdın?" Evet annem olacak o kadın ve Liya gelmişti, başta Liyayı farketmedim zaten küçücük birşey. Arabadan iner inmez sesimi yükseltmiştim, Liyanın yüksek sesten ötürü ağlamasıyla onu görüp sakinleşmiştim o zamandan beridir odamda; kucağımda onunla ilgileniyordum.
Yüzsüz gelmiş birde sürpriz yapmak istedim kızım diyordu, yengemi burada görünce afalladı tabiikide. Sonrası tabiiki kavga, gürültü oldu.
"Sen düşünme birtanem bunları, bu kadar çikolata yeter tamam mı? Dişlerimiz sağlıklı olmalı, meyve ister misin?" İşaret parmağını dudağına götürüp düşünmeye başladı, sen Jr.Nihal falan mısın kızım?
Liya: "Abli kremşantili çilek yiyim mi?" İlla şeker türü tüketecekti, onu kırmayıp kucakladım ve mutfağa ilerledim.
Sude ve Nihal oturmuş kaosu konuşuyordu, bizi farkedince hemen ayaklandılar.
Nihal: "Ay, ay! Prenses mi gelmiş?" Liya kıkırdarken Nihal onu benden alarak öpüyordu, bende kremşanti paketini arıyordum.
Sude: "Kumi, kızım bu aynı sen." Güldüm, inşallah huyu suyuda bana benzerdi.
"Öyle ya, yengem nasıl oldu?" Kadında darbe üstüne darbe alıyordu, Ada hanım yüzsüz gibi ziyarete geldiğini ve Liyayla otel köşelerinde ne yapacağından bahsedince acıtasyonu beni germişti, onu evden kovmak isterken yengem Liyadan ötürü durabileceklerini demişti. Gerçekten kadının yüreği vardı, görüp ibret alır mıydı acaba.
Sude: "Odadan çıkmıyor, normal olarak. O bu değilde, seneler sonra görmek garip geldi." Tam cevap verecektim ki Liyanın çığlığıyla o yana baktım, Nihal onu gıdıklarken kahkahalar atarak gülüyordu.
Tebessüm ederek blender setini arıyordum, bir yandanda o kadının nerede uyuyacağını düşündüm.
"Annen senin odanda, Şahin hiç olmaz... nerede kalacak bu?" Dudak bükerken bulduğum setide çıkarttım, gidip çilek ve muz alıp tezgaha bıraktım.
Nihal: "Evet aşkım! Bugün sen, ben ve ablin uyucaz." Ses ile arkama döndüm, Nihal göz kırptığında gülümsedim. Üçümüz uyuyacaktık yani, daha iyiydi.
Şahin: "Ooo kız gecesi mi yapıyorsunuz, gel kız buraya!" Liyayı kucaklayıp havaya zıplatmasıyla gülerek izledim, o da ilgi odağı olduğu için seviniyordu. Birde birsürü abla ve abi gördüğü için ayrı mutluydu.
Sude: "Meyveyle kremşantiyi mi karıştıracaksın?" Sessizce onayladım, kalçasıyla beni ittiğinde kendisi yerime geçti.
Sude: "Ben yaparım sen Liyakuşla ilgilen, ee şey birde o salonda sanırım bakıcaksan..." göz devirdim, Liya zaten mutluydu şuanda. Nihal ve Şahin onu güldürüyordu, bende mutfaktan çıkıp salona gittim hanımefendi oturmuş dizi izliyordu gelde çıldırma.
Tam önünde durduğumda ekranıda kaplıyordum, ağzına portakal dilimini atacak iken durdu yerinde dikleşip bakmaya başladı.
O çok sevdiğim, yerlere göklere sığdıramadığım o kadın çok değişmişti. Bu durum canımı yakıyordu, insan canım dediği kanım dediği kişiye nasıl bunu yapardı...
Ada: "Kızım..." Boğazımı temizledim.
"Oturup yayılma, yengem senin yüzünden odaya kapandı hem niye geldin ki sen?" Arkasına yaslandı.