Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz; iyi okumalar <3
______________"Ayrılalım."
Kerem: "Ne?" Şaşkınca bana baktığında ona bakmamaya çalıştım ama elimde değildi, şok içerisinde bana bakışı yüreğimi sızlatmaya yetmişti.
Sessizce pikemi üstüme iyice çektiğimde yastığa sindim, olduğu yerde öylece kalmıştı.
Kerem: "Canımın içi ne demek ayrılalım? Bak kafan çok karışık farkındayım-"
"Kerem ayrılalım." Ona baktım, reddederek kafasını sallıyordu.
Ona çok büyük haksızlık ediyordum.
Normal çiftler gezer, dolaşır, eğlenirdi, cıvıl cıvıl olurlardı. Ben dertten başka bişey vermeyen, sürekli can sıkan, acındıran birisiydim, kendimden iğreniyordum.
Onu mutsuzluğa çekiyordum, çökmüştü bildiğiniz ve benim yüzümdendi.
Kerem: "Güzel kızım, bana bakar mısın? Kumsal lütfen bak bana, lütfen diyorum." Zorlukla ona baktığımda ellerini sıkıyordu, yavaşça onu süzdüm.
Yanıma koşmamak için büyük çaba sarf ettiği belliydi, tek kelimeme bakıyordu büyük merakla.
Kerem: "Kafan neye takıldı, söyle güzelim? Hm?" Boştaki elimi serumlu elimin üstünde gezdirdim, gözlerine bakmaya utandım.
"Ayrılmak istiyorum işte." Mırıldanmam ile yutkundum.
Kerem: "Ben istemiyorum." Kararlı sesiyle ona döndüm.
"Ben istiyor-"
Kerem: "Ben istemiyorum dedim!" Bağırmasıyla sıçradığımda gözlerimi sıkıca yumdum, pikeyi sıkarken sakinleşmeye çalıştım. Bişey yoktu, yoktu bişey, geçicekti. "B-Ben... özür dilerim, kahretsin. Güzelim çok özür dilerim, korkma lütfen bir anlık oldu gerçekten." Dolduğunu hissettiğim gözlerimle ona baktığımda merakla ve çaresizce bakıyordu.
"B-Bağırma bana." Kısık sesle konuşmamla bir adım yaklaştı, ürpererek ona baktım.
Ondan korkum yada çekincem yoktu ama bana yaklaşılmasını istemiyorum, her yanımda ağrılar varken kimsenin bana dokunmasınıda istemiyorum.
Kerem: "Tamam bağırmıyorum, özür dilerim sadece... ayrılmam senden, olmaz tamam mı?"
"Neden bunu yapıyorsun?"
Kerem: "Senden nasıl ayrılmamı bekliyorsun, bilmiyor musun sana olan sevgimi. Herkes silikken nasıl parladığını, ellerimin nasıl ellerini aradığını, seni görünce kalbimin nasıl gülümsediğini, ayaklarımın nasıl sana koştuğunu, herkese sırtımı dönerken sana kollarımı açışımı, görmüyor musun gerçekten?" Yutkunduğumda başımı eğdim, çok haksızlık ettim ona.
"Ben. Ben mutsuzluktan başka bişey vermiyorum ki." Dolu gözlerimle ona baktığımda yaklaşıyordu hafiften, mesafesini koruyarak yapıyordu ama.
Kerem: "Öyle sanıyorsun." Titrek nefes aldım. Bu gerçekti, bizim yakınlaşmamız bile benim acılarımla olmuştu.
Hayatsız birisine dönüşüyordum yada öyle hissediyorum bilmiyorum.
"Ben çok yoruldum, canım yanıyor artık dayanamıyorum." Gözyaşlarım bağımsızca sürülürken dudağımı ıslattım. "Sürekli bişeyler yaşamaktan yoruldum, sadece mutlu olmak istedim o da olmadı." Titreyen sesimle derin nefesler almaya çalıştım, boğazımda acı hissettim, yutkunmam zorlaşıyordu.
Kerem: "Olucaz, mutluda olucaz. Geçicek hepsi söz veriyorum sana, beraber ağlıyorsak beraberde güleceğiz, beraber canımız yanıyorsa bunu mutluluğumuzla engelleriz olmaz mı?" Yorgun sesiyle sessiz kaldım.