10 gün sonra
"Yastık rahat mı?" Elimdeki kupa bardağını uzattım.
Ada: "Rahat kuzum, gel otur şöyle." Çaprazdaki tekli koltuğa oturduğumda Liyada elinde tuttuğu oyuncak bebekleriyle bana doğru koştu, yanağından öperek kucağıma oturttum.
Liya: "Abli bak yeni bebeklerim!" Tuttuğu barbielerine bakıp gülümsedim.
"Çok güzeller bebeğim." Bir kız ve bir erkek vardı.
Liya: "Bu Kumiçal bu Keyem, yani siz." Boşluğuma geldiğinde gülmeye başladım, o ciddi ciddi söylemeye devam etti. "Bak Keyem Kumiçalı öptü, Kumiçal mutlu." Tebessümle onu izlerken erkek bebeği- pardon oyuncak Keyemi, Kumiçala yaklaştırmış öptürmüştü.
"Liya ve Efe nerede peki?" Duraksadı ve düşündü. Hızlıca kucağımdan indiğinde paytak paytak içeriye doğru koştu, yüzümdeki tebessüm hala dururken önüme döndüm.
Ada: "Kerem nasıl, napıyor? Sahi nasıl tanıştınız, anlatmazsın gerçi benimkide soru." Bişey demeden baktım. "Haklısın tamam susuyorum." Onunda duyabileceği tonda nefes aldım.
"Şimdi mi aklına geldi?" Hasta diye üstünede gitmek istemiyordum.
Ada: "Hep aklımdaydı, sormaktan çekindim." Kollarımı göğsümde birleştirdiğimde bacağımı diğer bacağımın üzerine attım.
10 gündür Mersindeydim. Kerem annem uyandığı akşam gitmişti, maçı vardı ve aksatamazdı zaten bende gitmesi için ısrar etmiştim. Sürekli konuşuyor ve FaceTime yapıyorduk, çok özlemiştim onu hemde fazlasıyla. Onuda geçtim yavrukuşlarımda burnumda tütüyordu, Sude'm ve Nihal'im... Tabii ki Şahinde.
Bu süreçte anneme biraz daha yumuşak davranıyordum bu onu affettim anlamına gelmiyordu, kim olsa affedemezdi. Yada affederdi bilemem ama ben yaşadığım bu zorlu dönemi aklımdan çıkartamıyordum, o da bunun farkındaydı.
5 gün hastanede kalmış ve taburcu olmuştu, bende onunla birlikte bu evdeydim. Ön yargılarım olsada herkes bana ılımlı ve iyi yaklaşıyordu, Aycan çok cana yakın birisiydi iyi anlaşıyordum, Gökhan abi bey ise iyiydi yani. Kötülüğünü görmemiştim, belki de bana yaranmaya çalışıyordu yada ben başka yerlerimden algılıyordum; abilik yapıyor gibiydi.Bugün günlerden Salıydı, son günümdü. Artık işlerimin başında durmam lazımdı herşeyi Şahin'e yüklemiştim, zaten annemin durumuda şuanlık iyiydi.
Ona iyi davranmam enayilik gibi görünebilirdi gerçek ne olursa olsun annemdi, bir kez onu kaybetme duygusunu yaşamıştım ve tekrarlanışı içimde bazı şeyleri uyandırmıştı. İçten içe empati besleyesim geliyordu, anlatıldığında çaresizliği vardı neyse.
Yinede fazla yüz vermeyeceğim.
Pişman dolu bakışlarını atarken Aycanın salona girmesiyle ona baktım.
Aycan: "Selam güzellerim!" Yaklaştığında önce benim ardından annemin yanağından makas aldı, gülümseyerek annemin ayakucuna oturdu.
Sürekli odasında daralıyor diye buradada yer hazırlamıştık. Zaten ferahtı evleri. 3 katlı müstakil ve bahçeli bir evdi, bahçe zaten Liyanın oyuncaklarıyla doluydu. Kendine ait parkı vardı birde benide orada oynatıyordu, bende yapıyordum zaten çok göremiyordum onu mutlu etmeye çalışıyordum.
Ada: "Hoşgeldin canım, napıyorsun?"
Aycan: "Tırnak randevumdan geldim yengoşum, bakın olmuş mu?" İki elini bize doğru uzatırken baktım, 4 numara boyutunda bordo tonunda ve badem şeklinde yaptırdığı tırnakları hoş duruyordu.