Şuraya sınır hatırlatması yapmak istiyorum;
300-320 arası beğeni ve 400 yorum. (Ayrıca bölümleri kısaltmaya başlayım mı? Başta çok uzun diye istek geldi ama şuan ne düşünüyorsunuz ona göre kısaltma yapacağım. ("Ceylin bu kadar kısa yapma, uzun yapsana" diye bana konuşup duranlar şimdi "uzun geldi falan" bahanesiyle okumuyormuş lütfen bir kararınızda durarak belirtin.İyi okumalar <3
_____________
Gözlerimi araladığımda birçok insan yüzüyle karşılaşmayı beklemiyordum, meraklı gözlerle karşı karşıya kalırken nolduğunu hatırlamaya çalıştım.
Aycan: "Kız bu bana bakıyor, aa uyanmış!" Kaşlarım çatılırken hafızamı zorlamaya başladım.
Şahin: "Kim uyanmış?" Ne olmuştu en son ya?
Nihal: "Bunda ciddili zeka geriliği olduğunu düşünüy- ay! Kumi, selam bebeğim." Odamdaki parfüm kokularına karışmış alkol kokusuyla da yüzümü buruşturdum.
"Noldu bana?" Üstüm hala beyaz elbisemdi.
Kenan: "Yerde cam parçaları vardı, neden yere attın? Noluyor kızım." Cam parçaları. Parçalara ayrılmış kırıntılar... aklıma gelenlerle gözlerim dolduğunda geri çekildim hızlıca.
"Doğum günün kutlu olsun güzelim, baktıkça beni hatırlaman dileğiyle... :)"
Nefesimin kesildiğini hissettim, ağlamaya başladığımda başıma vurdum.
Defalarca vurdum, gerçekti o not değil mi? O yollamıştı, bana yollamıştı.
Hediye diye; doğum günümde bana ayna yollamıştı, üstü kırmızı lekelerle ayna yollamıştı.
Oradaki boya mıydı bilmiyorum ama beni kanatmıştı, baktıkça o günü hatırlamam için o kutuyu yolladı.
Hala etrafımda mıydı? Tehlikede miydim? Başka adamlarıda olabilir miydi? Hapisteydi ama...
Ağlamam durmuyordu, durmadan başıma vurup hıçkırıklarımı yolladım.
Saçımın okşandığını hissettim, kim olduğunu bilmiyorum sadece birisinin göğsündeydim.
"Geldi, geldi burada. Yine burada, bişey yapıcak, tekrar bişey yapıcak, zarar vericek..."
Nihal: "Şerefsiz orospu çocuğu, şu nota bakın!"
"O hala buralarda, yoksa çıktı mı? Hapisten mi çıktı? Adamları mı var, tekrar eve gelirlerse? Beni döverlerse? Yine vururlarsa, yine ağzımı kapatırlarsa, yine sesimi kimse duymazsa..." Hıçkırıklarım sürdüğünde iyi hissetmiyordum kendimi, çok değişik ve tuhaf hissettim.
Korku olabilirdi bu his, yaşadıklarım zihnimde canlanıyordu. O an ağlamam, yapmamaları için direnmem, yalvarmam, bağırmak istemem ama ağzımın kapatılması, Kerem'e seslenmek istediğimde engellenmesi, defalarca vurmaları, tekmeleri... aklımdan çıkmıyordu.
Şahin: "Kızım, Kumsal bak kaç adam var burada hiç bir sik yapamaz duydun mu? Tek değilsin kızım sen, öğreniriz nolduğunu ağlama." Kulaklarımı kapattım kimseyi duymak istemedim, haklıydı ama...
Emirhan haklıydı.
Aynaya baktıkça aklıma getirtmesem bile o anlar geliyordu gözümün önüne, şimdi hediye ettiği aynaya baktığımda tekrar unutamadığım zaman canlanmıştı.