28

4.8K 397 638
                                    

Baştada sonrada yazıyorum, satır aralarına yorum bırakır mısınız? Şimdiden iyi okumalar 🎀

______________

"Tamam bebeğim ağlama, anne iyi olucak tamam mı?" Asla susmuyordu, hissediyordu herhalde.

Liya: "Annim düştü, gördüm onu ben!" Ağlamaktan yüzü kızarmıştı, halada ağlıyordu küçüğüm gerçi bende ağlıyordum.

"Aşkım bak iyi olucak tamam mı? Öyle bayılmış bişeyi yok, hadi ablacım lütfen sakin ol." Böyle ağlamasına devam ettiğinde kucağımda zıplatmayı sürdürdüm, etki etmiyordu ama.

Gökhan: "Kumsal kızım, sende alel acele geldin üst başta almamışsındır. Ayarlattırıyorum hemen sana bişeyler, rahat edersin hem." Ters bakış attım.

"Gerek yok." Tok sesime bişey demedi.

Gökhan: "Ben buradayım sen Liyayla ilgilenir misin? O da etkilendi haliyle." Göz devirdim.

"Gördüğün gibi ilgilenmeye çalışıyorum ayrıca ne yapacağıma sen karar veremezsin, her ne olursa olsun o benim annem duracağım yani." Liyaya döndüğümde tekrardan zıplattım, ilerletip etrafta döndürürken kendi gözyaşımıda siliyordum. "Hadi ablacım lütfen sakin ol, iyi olucak anni." Bana baktığında dudak büzüyordu.

Liya: "Abli çok kötüydü! Babimle ona şeker almaya gittik sonra annim yerdeydi, ben annimi görmek istiyorum!" Düzgünce konuşamadığından yarım biçimde anlamıştım söylediklerini, yanağını öptüğümde saçlarını okşadım.

"İyi olunca göreceğiz birtanem, bak doktor amcalar onun yanında hem kötü bişey olmadı annine." Alt tarafı beyin kanaması geçirmişti.

Evet annem beyin kanaması geçirmişti, o kocası olacak Gökhanda beni aradığından kendimi apar topar Mersinde bulmuştum. Yol boyunca ağladım, anne demeye artık layık görmediğim ve hak ettiğini düşünmediğim birisiydi ama gerçek onun hala annem olmasıydı.

Ben bir kez bunu yaşamış ve senelerce kendime gelememiştim, şimdi ikincisi tekrarlanırsa ne olurdu bilmiyorum.

İçten içe ağlayıp içimi dökmeyi isterken bunu yapamıyordum çünkü ilgilenmem gereken küçük kardeşim vardı, gözünün önünde annemi öyle görmek onu çok etkilemişti çok korkmuştuda.

Buraya geleli saatler oluyordu, Liya durmadan ağlıyor ben ise teselli etmeye çalışıyordum, Gökhan denilen şahısda kötüydü açıkçası annemi bu kadar sevdiğini düşünmemiştim, yanılmışım meğersem.

Birazda olsa onu sakinleştirdiğimde omzuma başını koymuş, baş parmağını emiyordu ben ise saçlarını okşayarak mayıştırmayı deniyorum.

"Hadi ablacım uyumalısın bak saat geç oldu, anni uyandığında kaldıracağım tamam mı?" Başını kaldırdığında yüzüme öylece bakıyordu, dolu dolu yanağından öptüğümde hafifçede sıktım.

Bir süre daha öyle kaldığımızda nihayet mışıl mışıl uyuya kalmıştı, duvar saatine baktığımda 22.37 olduğunu gördüm hızlı geçmişti zaman.

Gökhan: "Kumsal kızım, siz burada kalmayın eve götürelim sizi olur mu?" Ters ters baktım, sanane yani.

"O neden?"

Gökhan: "Liya zaten uyudu, sende geldiğinden beri buralardasın biraz dinlenin diyorum." Nefesimi verdiğimde Liyayı daha sıkı tuttum, amacı yardımcı olmak mıydı yoksa ayak altından çekilmem miydi bilmiyorum.

"Gerek yok burada iyiyim, Liyayı..." Sustum. "Yani burada olmaması daha iyi olur." Başını salladığında telefon ediyordu, kata birkaç kişi geldiğinde seyrettim boş gözlerle birisi kızdı diğeri erkek. Onlar Gökhan denilen adamla selamlaşırken kim olduklarını çözmeye çalıştım, bana döndüklerinde sessizce yanıma adımladılar ben ise tek kaşım havada bakıyordum.

Gözlerindeki AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin