Sabah kalktığımda Oğuz yere oturmuş kafasını yatağın ucuna koymuş bir eliyle elimi tutuyordu. Onun bu haline gülümsedim ve bir süre yüz hatlarını inceledim. Cidden çok yakışıklıydı ve ben gün geçtikçe daha çok aşık oluyordum. Hareketlendiğini görünce toparlanıp yataktan kalkıyormuş gibi yaptım. Benim hareketlendiğimi hissetmiş olacak ki gözlerini açıp kafasını bana kaldırdı. Kalkmama izin vermeden ellerimden tutup "konuşalım lütfen her şeyi anlatacağım." Dediğinde "yalansız?" Dedim sorar gibi. O da "yalansız." Dediğinde dinlemeye başladım. "Gece geç geldiğim seni aramadığım gün iş yeri gergindi abin ile birlikte babanla birbirimize girdik. Şirket açmak istediğimizi biliyorsun aslında şirket hazır ama baban bizi göndermek istemiyor ve bizi tehdit ediyor. Biliyorsun arkası sağlam bize müşteri gelmesini istemese gelmez bu yüzden birbirimize girdik bizde. Sonra ben eve gittim annem babamı hastanede tek bırakıp eve gelmiş bir tur da onunla kavga ettik bende bara gittim içmeye. Ama sana yemin ederim seni aldatmadım içtim ve çıktım. Haklısın senden sürekli bir şeyler saklıyorum bunu düzeltmeye çalışıyorum lütfen küs kalma bana dayanamıyorum." Dediğinde derin bir nefes alıp "Oğuz bak tek kalmak istiyor olabilirsin kafa dinlemek istiyor olabilirsin bunu gelip bana söylesen sana kızacak halim yok ayrıca ben sana bu kadar soğuk yapmasam gelip anlatmayacaktın bile. Biz evlenmeyi düşünüyoruz ve buna rağmen benden sürekli bir şeyler saklıyorsun. Böyle bırak evlilik ilişki bile yürümez." Dediğimde beni kendine çekip sıkıca sarıldı ve "haklısın özür dilerim." Dedi. Bende kollarımı ona doladım. Derin bir oh çekip daha sıkı sarıldı. Ayrıldıktan sonra "Oğuz bu sondu. Eğer benden bir şeyler saklamaya devam edersen gerçekten biter." Dediğimde kafası ile onayladı. "O zaman hadi kalk seni kahvaltıya götüreyim." Dediğinde gülümseyip kafamla onayladım. Oğuz odadan çıktığında kıyafetlerimi alıp hazırlanmaya başladım. Bugün sınavım da vardı.
Ders notlarımı ve diğer ihtiyacım olan şeyleri çantama koyup odadan çıktım. Oğuz beni görünce ayaklandı ve evden çıktık. Kapımı açıp arabaya bindirdi ve kendi de bindi. Kısa bir süre sonra kafeye geldik ve arabayı park edip güzel bir masaya geçtik. Siparişlerimizi verdikten sonra sohbet etmeye başladık. Kısa bir süre sonra siparişlerimiz geldi ve kahvaltımıza başladık. Kahvaltıdan sonra kahve içtik ve Oğuz beni okula bıraktı. Arabadan inmeden "eğer bugün okuldan sonra işin olmazsa ufaktan eşyalarını topla da yeni eve geçelim herkes geçti o tarafa bi biz kaldık." Dediğinde kafamla onaylayıp yanağından öptüm ve arabadan indim. Sınıfa geçip son tekrarlarımı yaptım sonra da sınav saati geldi zaten...
Sınavdan çıkmıştım. Gayet güzel geçmişti. Hemen eve geçip yarınki sınava çalıştım biraz. Zaten önceden çalışmıştım son güne kalmasın diye. Bir iki saat notlara çalıştıktan sonra valizlerimi çıkarttım ve kıyafetleri yerleştirmeye başladım. Müzik açmayı ihmal etmemiştim. Bir süre sonra Oğuz'u aradım. "Efendim güzelim?" "Aşkım gelirken makyaj malzemeleri kozmetikler için kutular alır mısın?" Dediğimde "alırım güzelim birazdan çıkacağım bende. Bi şey lazım mı?" Dedi. Dudağımı ısırarak "sen lazımsın." Dediğimde "hemen geliyorum kapat." Dedi ve kapattı. Onun bu haline sırıtıp işime devam ettim. Yarım saat sonra kapı çalınca koşar adım kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda elinde büyük bir buket çiçek ve istediğim kutular olan Oğuz'u görünce dudak büzerek ona baktım. Bu halime gülüp kutuları yere bıraktı ve çiçeği verip belimden tutarak kendine çekti ve sıkıca sarıldı.
Bende hiç beklemeden boşta kalan elimi boynuna doladım. Uzun bir sarılmanın ardından odama geçip eşyaları toplamaya başldık. Oğuz kıyafetlerimi yerleştirirken bende makyaj ve bakım malzemelerini kutuluyordum. 2 saatin sonunda bütün odayı toplamıştık. Oh çekip kendimi yatağa attım. Oğuz da hiç beklemeden yanıma uzandı ve beni üstüne çekti. Kafamı kalbinin üstüne koyup gözlerimi kapattım. Kalp atışını dinlemek hoşuma gidiyordu. Bir süre sonra Oğuz "Ela , ben seni çok özledim." Dediğinde kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerim dudaklarına kaydı. Bende çok özlemiştim. Hiç beklemeden dudaklarına yapıştım ve elimi erkekliğine götürüp hafifçe sıktım. Sıkmamla dudaklarımı ısırıp inlemesi bir oldu. Ani bir hareketle beni altına aldığı an kapı üst üste çalmaya başladı. Dudaklarını benden ayırıp bir küfür savurdu ve üstümden kalkıp kapıyı açmaya gitti. Bende peşinden gittim. Kuzey abim Arya Melis ve Mert abim gelmişti. Kuzey abi Arya'yı kucağıma verip "siz o tarafa taşınamadınız bir türlü bari biz gelelim dedik." Dediğinde gülümsedim ve "eşyaları topladık bugün yarın geçeriz sanırım." Dediğimde Oğuz beni kafasıyla onayladı. Bende Arya ile oynamaya başladım. Görüşmeyeli baya dillenmişti cadı. Melis "ee görümcem yemek yok mu?" Dediğinde "mutfak orda Meliscim gelin olarak göster bakalım marifetlerini." Dedim. Melis "aaaa size bi haberimiz var. Düğün tarihini aldık. Önümüzdeki hafta. Ve düğün yapmama kararı aldık. Sade bir nikah olsun istiyoruz. Malum karnım büyüdü iyice. Hiç o kadar hareketi kaldıramam. Cinsiyetini de göstermiyo sıpa." Dedi. Kaşlarımı çatıp "ulan bula bula bu haftayı mı buldunuz. Vize haftasında nasıl elbise bakayım?" Dediğimde Melis "aa vizeler vardı doğru." Dediğinde Oğuz kızarak "tabi bizim kızın dünyadan haberi yok." Dedi göz devirip. Melis dudak büzüp "bitireceğim abi yarım dönem dondurdum sadece." Dedi. Kuzey abi "e hadi bi yemek söyleyelim bari açım ben." Dedi ve telefonu çıkartıp "ne yersiniz?" Diye sorduğunda "ayyy lahmacun mu yesek?" Dedim. Melis "ayy çok iyi olur valla." Dediğinde Kuzey abi "hay hay efendim hemen lahmacun siparişi veriliyor." Dedi ve gülümsedi. Siparişleri verdikten sonra kendi aramızda sohbet etmeye başladık. Bir yandan da Arya ile oynuyorduk. Bir anda huysuzlanıp ağlamaya başlayınca hemen kucağıma alıp ayaklandım ve evin içinde dolanmaya başladım. Odama geçip ona bir şeyler göstermeye ve anlatmaya başladım. Sakinleşmeyince balkona çıkıp yıldızlara bakınca sakinleşti. Ağlamaktan yorgun düşmüş olacak ki kafasını omzuma koyup gözlerini kapattı. Kucağımda biraz daha gezdirip uyumasını sağladıktan sonra odama götürüp yatağa yatırdım ve içeri geçtim. O sırada lahmacunlar da gelmişti. Dolaptan ayran çıkartıp bardaklara doldurdum. Bir yandan yerken bir yandan sohbet ediyorduk. Melis "Arya niye öyle birden ağladı?" Diye sorduğunda Kuzey abi "şu sıralar öyle modu bi değişik ara ara yapıyo böyle bir şeyleri daha iyi anlıyo artık ve annesini özlediğini düşünüyorum." Dediğinde kafamla onayladım. "Arya hem 3 yaşına girecek onun sendromu var hemde Kuzey abinin de dediği gibi anne özlemi var. Biz ne yaparsak yapalım bir süre devam edecek." Dedim. Oğuz "oy benim güzelim her şeyi de biliyo maşallah." Dediğinde gülümsedim. Melis "başımız sıkışırsa kime başvuracağımız belli." Dediğinde "her zamannn." Dedim. Yemeklerimizi yedikten sonra herkes evlere dağıldı biz de Oğuz ile odaya geçip uyuduk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı
JugendliteraturBen Ela birlikte büyüdüğümüz kan bağı olmasa da birbirimize aile olduğumuz grubumuzda Oğuz ''ABİ'' ye küçüklükten beri olan aşkımın büyüdükçe kontrol edemeyeceğim bir boyuta gelmesi sonucu başımıza gelenleri okuyacaksınız. Bol gülmeli keyif aldığını...