Sabah gözümü Oğuz'un öpücükleri ile açtım. Cidden bu yaşıma kadar aldığım en güzel uykuydu. Yanağımı öpüyordu. Babamın vurduğu yeri... bir sürü öpücük kondurdu peş peşe. Kafamı bir anda çevirip dudağını öptüm. Gülümseyip "günaydın sevgilimm." Dediğimde gülümseyerek "günaydın güzelim. Nasılsın? Daha iyi hissediyor musun?" Dediğinde "evet aşkım sadece halsiz gibiyim." Dediğimde "kısacık şeylerle dolanmaya devam et sonra böyle hasta oluyorsun işte." Dediğinde dudak büzerek ona baktım. "Ah başımın tatlı belası üzülme tamam." Diyip büzdüğüm dudağımdan öptü. Yavaşça ayağa kalkıp banyoya gittim. İşlerimi halledip çıktıktan sonra Oğuz'un hala yatakta olduğunu görünce koşarak üstüne atladım. Hemen beni alta alıp gıdıklamaya başladı. Ben kahkahalarla gülerken o da gülüşüme eşlik ediyordu. Bir anda kapı pat diye açıldı ve abimin sesini duyduk."ayrılın lan izin verdik diye bokunu çıkartmayın." Dedi sinirli sinirli. Bende ona bakıp imalı imalı "seni de göreceğiz abi." Dediğimde şaşırmış kalmıştı. Dün gece Melis ile birlikte kaldıklarını anlamıştım. O da ne ima ettiğimi anlayıp odadan çıktı. Oğuz'a kocaman sarılıp "hep birlikte uyusak olmaz mı ben ilk defa bu kadar güzel uyudum." Dediğimde alnımdan öptü. "Hadi evlenelim." Dediğinde şaşkın şaşkın ona bakıp "çüş." Dedim. Minik bir kahkaha atıp"ne var kızım yoksa benimle evlenmek istemiyor musun?" Dediğinde hemen paniğe kapılıp "tabiki istiyorum aşkım ama daha bir hafta olmadı ya biz sevgili olalı." Dediğimde kafasıyla onayladı. Birlikte salona gittiğimizde herkes oradaydı. Ege "kahvaltıyı dışarıda yapalım diyoruz sizce?" Dediğinde hemen heyecanla "hazırlanıp geliyorum." Diyip odama koştum. Melis de peşimden gelmişti. İmalı imalı ona bakıp "güzel miydi dün geceniz?" Dediğimde kıpkırmızı kesildi. Bir şey demesine izin vermeden "ne zaman anlatacaktın?" Dedim. "Kanka valla söyleyecektim abin istemedi." Dedi. "Detay ver çabuk." Dediğimde gülümseyip " işte bir aydır sevgiliyiz ama kimsenin haberi yok sen ilksin." Dedi. Bir yandan hazırlanıyor bir yandan sohbet ediyorduk. Zaten sonrasında uzun uzun konuşurduk o yüzden üstünden geçtik.
Hafifçe kirpiklerimi kıvırıp dudaklarıma renkli nemlendirici sürdükten sonra tamamdım. İkimiz de hazır olduktan sonra içeri geçtik. Abim " şükür." Diyerek ayaklandı. Oğuz beni görüp kaşlarını çattı ve "o ne kızım sütyenle mi çıkıyorsun dışarı?" Dediğinde "abartma aşkıımmm." Diyip koluna girdim ve kapıya doğru yürüttüm. Abim de Oğuz da genel olarak kıyafetlerime bir iki söylense de çok karışan insanlar değiller. Sonuçta kaç yaşına geldim artık. Oğuz arabasına doğru yöneldi. Bana kapıyı açtı ve "buyur hanımım." Dediğinde kıkırdayıp "teşekkür ederim beyim." Dedim ve bindim. Tam Ege abi de geliyordu ki Oğuz "Mert'in arabasına bin lan sevgilimle yalnız kalayım." Diyerek Ege abiyi kovdu. "Aşkım ayıp olmadı mı?" Dediğimde "olduysa oldu napayım kızım bi baş başa kalamadık." Dedi ve elimi tutup dudaklarına götürdü. Dün gece hakkında hiç konuşmamıştık ve ben ne düşündüğünü merak ediyordum ama konusunu açıp gerilmek istemedim. Kısık bir sesle şarkı açıp ona eşlik ettim ve 15 dakikanın sonunuda zaten gelmiştik. Arabadan inmeden Oğuz'a dönüp "aşkım sana bir şey diyeceğim ama bilmiyormuş gibi davranacaksın söz mü?" Dediğimde "ne oldu yavrum?" Dedi. "Aşkım söz müüüü?" Dediğimde "söz bebeğim söz." Dedi. "Şey Melis ile abim sevgiliymiş bir aydır. Bende bugün öğrendim." Dedim. Oğuz gülümseyerek "farkındayım zaten güzelim sadece bana ne zaman söyleyecekler diye bekliyorum." Dedi. Arabadan inmeden yanağına ve dudağına öpücük kondurup arabadan indim. Yanıma gelip elimi tuttu ve birlikte yürümeye başladık. Abimler daha gelmemişti. Güzel bir masaya geçip onların gelmesini bekledik. Abimler gelince siparişleri verdik ve koyu bir sohbete daldık. Siparişlerimiz servis edilirken telefonum çaldı. Kaşlarımı çatarak telefonu açtım. Bilinmeyen numaraydı. "Alo?" Dediğimde kalın bir erkek sesi "5 dakika içinde yürüyüş yoluna gel bi bahane bulup yoksa hiç iyi şeyler olmaz." Dediğinde "mesela ne olur anlatsana biraz?" Dedim. Biraz duraksadı sonra da bir şey demeden telefonu kapattı. Göz devirip telefonu kenara koydum. Melis "hayırdır kanka?" Dediğinde oflayıp "ya bi numara 5 dakika içinde yürüyüş yoluna gel iyi şeyler olmaz dedi bende nolur mesela diyince kapadı telefonu." Ege abi dahil herkes gerilmişti. "Neden gerildiniz bu kadar?" Dediğimde kimse cevap vermeyip kahvaltısını etmeye devam etti. Bende çok üstünde durmadım açıkcası. Kahvaltımız bittikten sonra ordan kalkıp deniz kenarı bir mekana geçtik ve kahve içtik. Oğuz bir anda sohbet arasında abimle Melis'e dönüp "sevgili olduğunuzu ne zaman söylemeyi düşünüyorsunuz?" Dediğinde ortamda sessizlik oldu. Melis hemen bana dönüp "hemen söyledin mi cidden Ela?" Dediğinde benim konuşmama izin vermeden Oğuz "ben zaten biliyordum. Salak yok karşınızda niye saklıyorsunuz. Biz hiç aksatmadan söyledik size. Adam mı öldürüyorum ben?" Dedi. Abim "haklısın kardeşim. Ama önce biz bi alışalım bi bakalım oluyor mu olmuyor mu görmek istedik." Dedi ve peşine "oh be sevgilimi rahat rahat öpebilirim artık." Diyip Melis'i kolunun altına aldı ve kafasına bir öpücük kondurdu. Gülümseyerek onları izliyordum. O gün akşama kadar dışarıda hep birlikte vakit geçirdikten sonra saat 6 gibi evlere dağıldık.
1 saat sonra Oğuz'dan "güzelim hazırlan ertelemiş olduğumuz randevuyu gerçekleştirelim." Dediğinde heyecanla ona tamam yazıp hazırlanmaya başladım.Hazırlandıktan sonra Oğuz'a hazır olduğuma dair bir mesaj attım ve salona abimin yanına geçtim. Salona girdiğimde Melis ile film izliyorlardı. "Oooo çifte kumrular." Dediğimde ikisi de gülümseyip bana döndü. Abim beni görünce ıslık çaldı ve "of of of anam nasıl bi taş doğurmuş maşallah." Dediğinde şımarıp kendi etrafımda döndüm. Telefonum çalınca hemen evden çıkıp aşağı indim. Oğuz siyah gömlek ve siyah pantolonu ile arabaya yaslanmış beni bekliyordu. O kadar yakışıklı görünüyordu ki dilim tutulmuştu resmen. Hemen yanına gidip kocaman sarıldım. Sarılmamız bitince beni elimden tutup etrafında döndürdü ve "Allah'ım nasıl bir sevap işledim de bu güzelliği bana verdin?" Dediğinde "ya aşkıııımmmm çok yakışıklı olmuşsun." Dedim. Gülümseyip kendine çekti ve tekrar sarıldı. Kocaman sarılıp boynuna bir öpücük kondurdum ama boynunda kırmızı bir öpücük kaldı. Tedirgin bir şekilde ona bakıp "boynun ruj oldu." Dedim. Gülümseyip "ne güzel işte senin dudakların imzasını bıraktı." Dediğinde daha çok sırıttım. Benim kapımı açmak için yöneldi ve kapıyı açıp "buyrunuz prensesim." Dediğinde gülümseyip "ah teşekkür ederim yakışıklı prens." Dedim ve binip kemerimi taktım. O da arabaya binip kemerini takınca yolculuğumuz başladı. Yarım saatin sonunda çok güzel ve lüks bir mekana gelmiştik. Arabadan inip kapımı açtı ve elimi tuttu. Hala o kadar heyecanlanıyordum ki sanki bir rüyadaymışım gibi. Bitmesinden çok korkuyordum. Masamıza oturup siparişlerimizi verdik. Sohbet ederken telefonum çaldı. Okuldan Kerem arıyordu. Telefonu meşgule atıp Oğuz'a döndüm. "Kerem aradı okuldan." Dediğimde "açsaydın güzelim." Dedi. "Şu an çok romantik bir mekanda çok yakışıklı bir beyefendiyle randevudayım hiçbir güç bu anı bozamaz." Dedim gülümseyerek. Elimi tutup dudaklarına götürdü ve minik bir öpücük bıraktı. Kerem üst üste aramaya devam ediyordu. En son oflayıp telefonu açtım ve sesi hoparlöre verip "Kerem kaç kere kapattım demek ki işim var ne istiyorsun?" "Güzellik kahve içelim diye aradım." Dediğimde Oğuz telefonu elimden aldı ve hoparlörden çıkartıp kulağına koydu. "Eğer bir daha bu kızı rahatsız eder ona sevgi sözcüğü kullanır veya adını bile ağzına alırsan seni doğduğum güne pişman ederim." Dedi ve telefonda bir şeyler yapıp engelledi. Sinirden kıpkırmızı olmuştu. Minnoş bir sesle "aşkıımm" dedim ve elini tutmak için elimi uzattım ama elini geri çekti. Kaşlarım çatık ona bakıp "ona sinirlenip sinirini benden mi çıkartıyorsun?" Dedim. Bir şey demesine fırsat kalmadan yemekler geldi. Ben sessizce yemeğimi yerken o ortamı yumuşatmaya çalışıyordu. Bir anda elimi tutup "özür dilerim haklısın o an sinirle kontrol edemedim kendimi." Dediğinde kafamla onayladım. Cebinden bir kutu çıkarttı ve "sana layık olmadığını biliyorum çok küçük bir hediye ama böyle bir günü hediyesiz geçirmek istemedim." Dediğinde dudak büzüp ona baktım. "Ya aşkımmm niye uğraştııınn düşünmen yeter seni çok seviyorum." Dedim. Gülümseyerek kutuyu açtı ve içinden tam benim tarzımı yansıtan bir bileklik çıktı. Duygulanıp ayağa kalktığımda o da kalktı ve birbirimize kocaman sarıldık. Dudağına dudaklarımı bastırıp birkaç saniye öyle durdum ve bilekliği takması için bileğimi uzattım. Cidden çok güzeldi.
Sonra oturup yemeğimizi yemeye devam ettik. Güzel ve eğlenceli bir yemekten sonra beni eve bırakıp kendi de eve geçti. Üstümü değiştirip klasik rutinimi yaptım ve yatağıma geçip uyudum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı
Teen FictionBen Ela birlikte büyüdüğümüz kan bağı olmasa da birbirimize aile olduğumuz grubumuzda Oğuz ''ABİ'' ye küçüklükten beri olan aşkımın büyüdükçe kontrol edemeyeceğim bir boyuta gelmesi sonucu başımıza gelenleri okuyacaksınız. Bol gülmeli keyif aldığını...