40. Bölüm

171 5 9
                                    

Wattpad Türkiye'den kalkıyormuş ne düşünüyorsunuz? Ben vpn kullanarak yazmaya ve okumaya devam edeceğim.

Sabah kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra Melis'e müsait olup olmadığını soran bir mesaj attım. Müsait olduğunu söyleyince gri şort beyaz crop ve spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Evin önüne gelince kapıyı tıklattım. Kısa bir süre sonra kapıyı açtı ve içeri geçip birbirimize sarıldık. Birlikte mutfağa geçip kahve yaptık ve Melis'in yapmış olduğu kurabiyeleri tabağa koyup bahçeye geçtik ve sohbet etmeye başladık. Bayadır böyle sohbet etmiyorduk. Birkaç saat birlikte vakit geçirdikten sonra yanından ayrılıp arabaya binip avm ye gittim. Bahçe takımımız yoktu o yüzden bahçe takımı ve birkaç parça şey daha bakacaktım. Kısa bir süre sonra avm ye gelip gezmeye başladım. Hoşuma giden birkaç çiçek dekorasyon malzemesi ve bahçe takımını seçtikten sonra hepsini eve kargoladım.

Eve gelip hızlıca bir şeyler hazırladım ve biraz dinlendikten sonra mutfağa girip yemek yapmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eve gelip hızlıca bir şeyler hazırladım ve biraz dinlendikten sonra mutfağa girip yemek yapmaya başladım. İyice ev kadını olmuştum ve bu durumdan çok sıkılmıştım. Oğuz da çok yoğun çalışmaya başlamıştı. Vakit de geçiremiyorduk. Yemekleri yaptıktan sonra salona geçip bir şeyler izledim. Birkaç saat vakit geçirdikten sonra da uyudum. Bugünüm çok boş ve saçma geçmişti.

2 hafta sonra
Sabah erkenden kalkıp hazırlanmaya başladım. Sonunda bugün iş görüşmesine gidecektim. Evde oturmaktan çok sıkılmıştım. Oğuz ile de adam akıllı görüşemiyorduk bunalmıştım. Aşağı inip hemen kahvaltı hazırladım sonra da odaya geri çıkıp Oğuz'un göğsüne yatarak dudaklarına öpücük kondurdum. Uyanmayınca yüzünün her yerine öpücükler bıraktım. Gülümseyerek gözlerini açıp beni kollarıyla sıkı sıkı sardı ve saçlarımın arasına öpücükler kondurup "günaydın güzelim." Dediğinde "günaydın aşkım." Dedim. Dudağımı ısırarak yüzüne baktım ve "seni çok özledim." Dediğimde "ben de seni çok özledim güzelim ama işe gitmem lazım." Dediğinde üstünden kalkarak "kahvaltı hazır çay soğumadan gel." Diyip ayaklanacakken bileğimden tutup üstüne geri çekti ve "noldu yavrum?" Dediğinde "aşkım kaç haftadır köpek gibi çalışıyosun kalkıyorum yoksun yatıyorum yoksun çok özlüyorum." Dedim. "Haklısın güzelim ama az kaldı şu yoğun dönemi bitirelim genel olarak evden çalışacağım sonra." Dediğinde kafamla onayladım. "Yapma böyle seni üzgün görünce çok üzülüyorum." Dediğinde tekrar kafamla onaylayıp yataktan kalkıp aşağı indim ve masadaki son eksikleri koyup çayları doldurdum. O sırada Oğuz da geldi zaten. Sessizce kahvaltımızı yaptıktan sonra masayı toplama işini ona bırakıp giyinme odasına çıktım ve hazırlanmaya başladım.

 Sanki sadece görüşme için biraz fazla mı şık oldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanki sadece görüşme için biraz fazla mı şık oldum. Oğuz'a sormak için odadan çıktığımda evde olmadığını farkettim. Görüşürüz bile dememiş miydi? Gözlerim dolmuştu. Derin bir nefes alıp kendime geldim. Bugün üzülmek yoktu. Çantama cüzdanımı ev anahtarımı rujumu ve lazım olabilecek birkaç parça şey daha attıktan sonra evden çıktım. Arabayı kapının önünde görünce anahtarı almak için eve geri dönerken Oğuz'u kapının önünde gördüm. Yanıma gelip "prensesimi işe bırakmadan gideceğimi düşünmedin herhalde?" Dediğinde "nerdeydin? az önce bütün evi gezdim." Dedim. "Bahçedeydim yavrum seni bekliyordum." Dediğinde kafamla onayladım. Kendine çekip sıkıca sarıldı ve dudaklarıma yapıştı. Öpüşürken elini yavaş yavaş popoma götürüp sıkmaya başlayınca ayrılıp "geç kalacağım." Dedim. Kafasıyla beni onaylayıp "çok güzel olmuş benim sevgilim yine her zamanki gibi." Dediğinde gülümsemekle yetindim ve arabaya bindim. O da peşimden arabaya binip kemerini taktı. Arabayı çalıştırıp elini bacağıma koydu ve yola koyulduk. Kısa bir süre sonra elini bacağımda gezdirmeye başlayıp yavaş yavaş yukarı çıkınca elini tutup "ben de çok özledim ama görüşmeye gitmem gerekiyo." Dediğimde oflayıp dizimdeki eliyle saçlarını karıştırdı. Ben de kafamı cama çevirip yolu izlemeye başladım. Bir süre sonra beni bırakacağı yere gelmiştik. Arabadan inmek için kapıyı tutunca bileğimden tutup kendine çekti ve "özür dilerim bu sıralar seni boşladım biraz ama seni çok seviyorum ve telafi edeceğim. Dikkat et ve bana haber vermeyi unutma seni çok seviyorum başarılar minik kızım." Diyerek dudağıma yapıştı. Kısa bir öpüşmeden sonra "ben de seni çok seviyorum" diyip arabadan indim ve ofise girdim...

Akşama doğru eve geldim ve botları ayağımdan çıkartıp kendimi koltuğa attım. Cidden çok yorulmuştum. 3 yerle görüşme yapmıştım bugün ve ikinci gittiğim yerle anlaşmıştık. Hem iş saatleri hem maaşı hem de konumu daha iyiydi içime sinmişti. Pazartesi günü yani haftaya başlayacaktım. Bu hafta sonu da söz nişan isteme olsun istiyordum. Mert abimle hala aram soğuktu ama arayıp hem işi aldığımı hem de hafta sonu isteme istediğimi söyleyince iş için tebrik ettikten sonra "eğer müsait olursam ayarlarım." Dedi ve telefonu kapattı. Eğer müsait olursam gelirim? Ses beynimin içinde yankılanıyordu. Üstüme kot şort siyah crop giyip marketten alkol alıp Kuzey abilere gittim. Ağlamamak için zor duruyordum. Kuzey abi beni görünce hemen sarılıp "iyi misin?" Diye sordu. Ege abi de ordaydı. "Hayırdır ufaklık?" Dediğinde gülümsemeye çalışarak "abi kardeş günü yapmak ister misiniz?" Dediğimde ikisi de beni onayladı. Yanlarına oturup biraları açtım ve içmeye başladık. Ege abi "anlatacak mısın ne olduğunu korkutma kızım adamı?" Dediğinde ağlamamı durdurmaya çalışmadan "abi daha ne olsun ki amk Oğuz ile neredeyse bir aydır adam akıllı görüşemiyoruz aynı evdeyiz bir de bugün iş görüşmesine gittim işte işi aldım anlaşma falan yaptık Mert abimi aradım haber vermek için hem de hafta sonu isteme söz nişan istediğimi söyledim eğer müsait olursa ayarlamaya çalışırmış ya ben yoldan geçen sıradan bir insan mıyım ayarlamaya çalışırım ne demek." Dedim ve artık ağlamamı tutamıyordum. Kuzey abi beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı Ege abi de "bu Mert iyice bokunu çıkartmaya başladı bunun ağzına sıçma vakti gelmiş." Dedi. Kuzey abi "Oğuz ile neden görüşemiyorsunuz?" Dediğinde "işleri yoğunmuş abi." Dedim. Anlamaz gözlerle bana bakınca "başka bir şey mi var?" Dedim. "Senin haberin yok mu?" Diye sordu Ege abi. "Anlatsanıza noldu?" Dedim. Kuzey abimin kollarından ayrılıp. Ege abi "Mert sana böyle davrandığı için Oğuz ile birbirlerine girdiler çok kötü bi şekilde Oğuz da işi bıraktı 1 aydır falan yok." Dediğinde şoka girmiştim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Biraz daha içip dertleştikten sonra saat 12 gibi eve geçtim. Oğuz salonda deli gibi dolanıyordu. Beni görünce yanıma gelip "nerdesin sen? Arıyorum açmıyorsun yazıyorum bakmıyorsun haber de vermiyorsun?" Dedi. Kafamı yukarı doğru kaldırıp yüzüne baktığımda panikle "ne oldu sana?" Dedi. "Ne zaman söylemeyi düşünüyordun?" Dediğimde anlamaz gözlerle bana baktı. Bu sefer bağırarak "İŞTEN ÇIKTIĞINI ABİMLE KAVGA ETTİĞİNİ DİYORUM NE ZAMAN SÖYLEMEYİ DÜŞÜNÜYORDUN?" Dedim. Oğuz "sen nerden öğrendin?" "NERDEN ÖĞRENDİĞİMİN BİR ÖNEMİ VAR MI AMK YA SEN BENİ DELİ Mİ ETMEK İSTİYORSUN? BIKTIM YA SÜREKLİ BENDEN Bİ ŞEYLER SAKLAMANDAN." "Yavrum otur bi konuşalım." "YA NEYİ KONUŞACAĞIZ OĞUZ NEYİ BEN SANA YAPMA SAKLAMA DEDİKÇE SENİN SAKLADIĞIN ŞEYLERİN BOYUTU ARTIYO." "En azından senin gibi boş boş yatmıyorum iş bakıyorum bulmaya çalışıyorum bulduğum günlük işlerde çalışıyorum sırf sen üzülme diye aman prensesimiz rahat etsin aman istediği her şey olsun diye ama yok yine yetemiyoruz." Dediğinde gözlerim dolmuştu. "Ben senden hiçbir zaman bir şey istemedim. Bu evi alırken de eve alınan şeylerde de gittiğimiz yerlerde de hep masraf yapma dedim kendini borca sokma dedim senden hiçbir şey istemedim ben bir odaya bile razıydım seninle ama sen benden hep bir şeyler sakladın." Dedim. Kafamı önüme eğip yüzüğe baktım. Belki de evlenmemeliydik. Yüzüğe baktığımı görünce koşar adım yanıma gelip ellerimden tuttu ve "özür dilerim öyle demek istemedim oturalım sakin sakin konuşalım lütfen ani karar verme." Dediğinde gözlerine baktım. Pişman olmuştu. Ellerimi çekip arkamı döndüm ve odaya çıkıp pijamalarımı giyip yatağa girdim. Oğuz da peşimden geldi. Ona sırtımı dönüp gözlerimi kapattım. Ağlıyordum ve durduramıyordum. Ağzımdan kaçan hıçkırıktan sonrasını tutamadım zaten. Oğuz hemen beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Ağlamam daha da şiddetlendi. Ben ağladıkça o özür diliyordu. Bir süre sonra sakinleştikten sonra hızlıca uykuya daldım...

Abimin ArkadaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin